Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Konya’nın manevi açıdan değerli bir il olduğuna dikkat çeken Güçlü, önemli insanları yad etmenin bir görev olduğuna işaret ederek, “Hem Konya’nın, hem Türk Dünyası’nın hem de İslam Dünyası’nın önemli kültürel olaylarını, dini tarihi, edebi, coğrafi gündeme getiriyoruz. Çünkü sonuç itibarıyla bizi ilgilendiriyor. İnsanlarımızı ilgilendiren tüm olayları aslında konulabiliriz. Yeter ki, o insanımızın konuyla ilgili bir derdi olsun. Önemli şahsiyetleri anlatıyoruz. Çünkü Konya ve kültüre katkısı olan insanlar bunlar. Eserler vermişler, çalışmalar yapmışlar. Faaliyetlerde bulunmuşlar. O insanları anmak ve yeni nesillere aktarmak gerekiyor. Vefat yıl dönümlerini atlatamadan, gündemde tutmak istiyoruz. Bir başarı Bir başarı geçmişin geleceğe aktarılmasıyla mümkündür. Yani birikim sonucu bir başarı elde edilir. Geçmişi bilmeyen insanlar geleceğini tanzim edemezler. Sen ne kadar geçmişin derinliğini bilirsen, gelecekte o kadar çok uzağa bakabilirsin. Ufuklara plan program yaparsın. Geçmiş kültürel değerlerimize vefalı davranmak zorundayız” dedi.

‘KONYA TARİHİ VE KÜLTÜREL AÇIDAN ÇOK ZENGİN’

Konya’nın tarihi ve kültürel anlamda çok zengin bir il olduğunu kaydeden Güçlü, “Konya’da önemli Osmanlı ve Selçuklu eserleri var. Lakin bizler bunları yeteri kadar tanıtamıyoruz. Bu noktada eksiklerimiz var. Yıllar önce bir dizi vardı hatırlarsanız Asmalı Konak diye. Nevşehir Bölgesi’nde idi. O diziden sonra o konak bastı ve binlerce insan o konağı gezmeye görmeye gitti. Bir dizinin gücünü düşünün. Yani buda tanıtımla ilgili bir olay. Onun için Konya İstanbul’dan sonra tarihi ve kültürel anlamda en zengin il. Selçuklu, Karamanlı, Osmanlı, Cumhuriyet Dönemi gibi şeyler var. Konya’nın büyüklüğüne yakışır bir tanıtım yapılamıyor. Üzerimize düşen görevleri tam anlamıyla yapmıyoruz. Bu sorumluların bir görevidir. Ulusal seviyeye, getirmek ardından ise uluslararası seviyeye Konya’yı taşımak gerekiyor” diye konuştu.

‘DEĞERLERE SAHİP ÇIKALIM’

Güçlü değerlere sahip çıkılması gerektiğine vurgu yaptı. Konya’nın değerli bir il olduğunu aktaran Güçlü, “Kendi değerlerimizi vizyoner bir şekilde tanıtmamız gerekiyor. Türkiye’nin ikinci büyük stüdyosu Konya’da yapılıyor. Konya’da sanatçıların, rol model dediğimiz, topluma örnek olabilecek şahısları getirmeliyiz. Onlarla tarihi ve kültürel mekanları tanıtılması lazım. Mevlana’yı, Sadreddin Konevi’yi, İplikçi Cami’ni, Selimiye Cami’ni, Aziziye Cami’ni, Şerafettin Camii’ni, Beyşehir Gölü’nü, Tuz Gölü’nü, ahşap mimarisin en nadide örneklerinden biri Eşrefoğlu Cami’ni. Bunlar gerçekten büyük bir zenginliktir. Daha Bizans’a ait olanlar var. Diğerlerini saymadım bile. Yani Konya’nın tarihi ve kültürel açıdan çok ciddi bir potansiyeli var. İnanç turizmi açısından çok değerli yerler var. Bunları düşündüğün zaman, kültürel anlamda Konya’nın daha çok tanıtılması lazım. Konya bunu hak ediyor. Bizim ilgisizliğimden, Konya hak ettiği değeri görmüyor. Konya’nın misyonu çok güçlü, lakin vizyonu zayıf bir kent” dedi.

‘VİZYONER OLMAK ŞART’

Konya’yı tanıtırken vizyoner olmak gerektiğini söyleyen Güçlü sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi, “Konya’nın insani, maddi, manevi değerlerini, tarihi eserlerini, ortaya çıkarmamız lazım. Çünkü Konya’da 5 tane üniversite var. Üniversiteler bir araya gelip, Konya’yı ilim merkezi haline getirmesi lazım. Konya’da bir deniz getiremeyiz ama, kültürel ve bilimsel yönden diğer şehirlerle yarışabilmemiz lazım. Tarihi yönden zengin ama, bilim, sanat ve kültür yönünden daha da ilerlerde olmalıyız. Buda birlik ve beraberlik içerisinde olur” diyerek sözlerini tamamladı.

SAMET AKTAŞ

Editör: TE Bilişim