Tüm dünyayı kasıp kavuran koronavirüs, gurbetteki vatandaşların Türkiye’ye ve memleketlerine olan hasretlerini de misliyle artırdı. Her yıl Haziran – Ağustos aylarını kapsayan yaklaşık 3 aylık dönemde izin kullanan ve bu süreci memleketlerinde geçiren gurbetçiler geride kalan 2 yılda pandemi şartları gereği Türkiye’ye gelememişti. Bu yıl alınan tedbirler neticesinde koronavirüsün büyük ölçüde kontrol altına alınmasıyla birlikte gurbetçi vatandaşlar tatil döneminde ülkelerine ve memleketlerine yeniden gelebildi. 2 yıllık hasretlerini gideren gurbetçi vatandaşlar, her yıl geldiklerinde çalıştıkları yerlerde kazandıkları paraları yatırım amaçlı olarak Türkiye’ye getiriyor ve piyasaya sürüyordu. Ancak bu yıl Avrupa ülkelerinin uyguladığı yaptırım neticesinde kişi başı 10 bin avrodan fazla para getirilemedi. Nakit paranın yanında gurbetçilerin hesaplarındaki paraları da kullanmaları engellendi. Para girişinin kısıtlı olmasına bağlı olarak gurbetçi Türkiye ekonomisine beklenilen ölçüde nakit akışı sağlayamadı, esnaf ve ticaretle uğraşanlar da umduklarını bulamadı.

‘AVRUPA’DAN TÜRKİYE’YE PARA GİRİŞİNİ ENGELLEDİLER’

Kulu Cihanbeyli Derneği Kurucu Başkanı Ramazan Yaşar, “Gurbetçilerin izin sezonları Haziran ayında başladı. Okulların kapanmasıyla birlikte gurbetçi vatandaşlarımız memleketlerine gitmek ve hasret gidermek için yollara düşüyor. Bu vatandaşlarımız daha sonra en geç Ağustos ayında yeniden Avrupa ülkelerine dönüyor. Bu yıl yoğun bir gurbetçi akını oldu. Ancak, Avrupa’da Türkiye’ye para girişini engellemek için konuşlanmış çok net bir yaptırım uygulandı. 10 bin avronun üzerinde para getirenlere bin avro ceza uygulandı. Bu cezayı yiyen yakınım da var. Bu işi o kadar sıkı tuttular ki, uçağın kapısında köpekle arama yaptılar. Resmi olarak banka hesabında bulunan parasına dahi yaptırım uyguladılar. Avrupa ülkeleri kısacası, Türkiye’ye adı konulmamış bir nakit akışı yaptırımı uyguladı. Bu o kadar uç boyutlara ulaştı ki artık vatandaşın cebindeki paraya kadar hükmedebilir duruma getirdiler” dedi.

‘GURBETÇİ GELDİ AMA PARASI GELMEYİNCE EKONOMİYE YANSIMADI’

Gurbetçilere uygulanan yaptırımlar neticesinde Türkiye’ye beklenen düzeyde nakit girişi olmadığını, bunun da ekonomiye istenilen ölçekte bir hareketlilik olarak dönüşemediğini dile getiren Ramazan Yaşar, “Çok uzağa gitmeye gerek yok, kendimden örnek veriyim. Ben inşaat ve emlak işleri yapıyorum. Her yıl gurbetçi vatandaşlarımız orada kazandıklarıyla kendi memleketlerine yatırım yapar, ev, arsa, tarla vesaire alırlardı. Bu yıl ben gurbetçilere bir tane dahi gayrimenkul satamadım. Benim önceki dönemden ticaret yapıp alacaklı olduklarım dahi para getiremedikleri için borçlarını ödeyemediler. Tabi misal verecek olursak bir kişinin 100 bin avro parası var. Bunu getirmesi gerekiyor ki işlerini halletsin. Bunu başka insanların üzerinden getirmesi gerekiyor. Ama gelen gurbetçilerin de kendilerine göre alacakları ve satacakları var. Yani işin temelinde şu var, kendi ülkelerinden para çıksın istemiyorlar. Türkiye’ye karşı yaptırım ve kendi ülkelerindeki ekonomik duruma ilişkin kaygıların neticesi olarak ortaya çıkmış bir kısıtlamaydı” diye konuştu.

‘HACI YOLU BEKLER GİBİ GURBETÇİ BEKLERDİK’

Gurbetçilerin Haziran ve Ağustos döneminde Türkiye’ye çok ciddi miktarlarda döviz getirdiklerini ancak bu yıl Avrupa’da uygulanan yaptırım neticesinde beklenen döviz girdisinin sağlanamadığını dile getiren Yaşar, “Normalde gurbetçiler, hacı yolu bekler gibi beklenirdi. Birçok gurbetçi Türkiye’de irtibat sağladığı kişiler aracılığıyla ön hazırlıklarını yapar, buraya geldikten sonra da ticaretini gerçekleştirirdi. Tapu dairelerine gittiğinizde her 100 kişiden 80’inin gurbetçi olduğunu görürdünüz. Çarşıya, pazara çıktığınızda gurbetçi vatandaşların ticaret hacmini anlamanız çok basit olurdu. Ama bu yıl hakikaten uygulanan yaptırımın zararlarını tüm esnafımız hissetti. Kimse gurbetçi vatandaşlardan umduğunu bulamadı. Avrupa’daki vatandaşlarımız memleket sevdasıyla geliyor ama geldiklerinde evlerinin tadilatını yapıyor, düğünlerini yapıyor, yatırım yapıyor. 4 haftalık süreçte onların yaptıkları bu. Vakit bulurlarsa tatil de yapıyorlar. Parayı getiremedikleri için düğünlerde de ciddi azalma oldu. Anladığımız kadarıyla, pandeminin getirdiği kriz tüm dünyayı etkiledi. Bu kriz devam ettiği sürece Türkiye’ye para girişine engel olmaya çalışacaklar” ifadelerini kullandı.

RASİM ATALAY

Editör: TE Bilişim