Temeli 2. Murat döneminde atılan ve uzun yıllar Osmanlı padişahlarına ev sahipliği yapan Edirne Yeni Sarayı (Sarayı Cedide-i Amire) kalıntılarındaki kazı çalışmaları sürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türk Tarih Kurumunun desteğiyle Trakya Üniversitesi tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında sarayın gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor. Kazı başkanı ve Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülay Apa Kurtişoğlu, yürütülen çalışmaları Araştırmacı-Yazar Alaaddin Aladağ’a anlattı. İşte o keyifli röportaj…

Gülay Apa Kurtişoğlu? Biraz hayat hikâyenizden bahsedebilir misiniz?

Konya’da doğdum büyüdüm. Lisans, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimimi Selçuk Üniversitesinde yaptım. Akademik hayatım da Selçuk Üniversitesi’nde başladı. Daha sonra eş durumundan Trakya Üniversitesi’ne geçtim. Akademik çalışmalarımın yanı sıra Edirne Yeni Saray Kazısı, kazı başkanlığını yürütüyorum.

Edirne Sarayı hakkında bilgi verebilir misiniz?

Saray-ı Cedide-i Amire ’ye ilişkin neler söyleyebiliriz tarihsel olarak?

Saray-ı Cedide-i Amire  Osmanlı  için önemli bir merkez mi?

Edirne Yeni Sarayının inşasına II. Sultan Murat tarafından 1450 yılında bir köşk yapımı ile  başlanmış ancak  Sultan II. Murat’ın ölümüyle sarayın inşası yarım kalmıştır. Kısa bir süre sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından sarayın asıl inşası, O’nun kanunnamesine göre  gerçekleştirilerek Saray-ı Cedid-i Amire adını almıştır. Sarayın II. Murat ile başlayan bu inşa süreci Fatih, Kanuni, II. Selim, I. Ahmet, IV. Mehmet, II. Ahmet, III. Mustafa ve II. Süleyman dönemlerinde yapılan ilavelerle devam etmiştir. Teşrifat kurallarına uygun olacak şekilde bir avlular dizisi halinde planlanan Yeni Saray’da 117 oda, 21 divanhane, 18 hamam, 8 mescit, 17 büyük kapı, 13 koğuş, 4 kiler, beş matbah ve 14 kasır bulunmaktaydı. Üç milyon metrekarelik bir alanı kaplayan, saraya bağlı farklı yapı gruplarının bulunduğu alan, çevresindeki müştemilatı ve hasbahçesiyle Osmanlı saraylarının en büyüğüdür ve Topkapı Sarayı’nın öncüsüdür. 15. yy’dan 18. yy sonlarına kadar padişahların gözdesi olan ve kullanılmaya devam eden Edirne Yeni Saray Osmanlı Döneminin çok önemli tarihi olaylarına da tanıklık etmiştir. İstanbul’un fethinin karar alındığı, fetih için döktürülen şahi toplarının denendiği ve fethin hareket noktası olan Edirne Yeni Sarayı müstesna bir yere sahiptir. Edirne Sarayı’nın bazı şehzadelerin sünnet şölenleri ya da düğünleri için de tercih edilmesi hanedanlık için önemini göstermektedir. Bir ordugâh şehir olan ve adeta ikinci bir başkent gibi varlığını sürdüren Edirne’de, sarayın yüzyıllar boyu kullanılmaya devam etmesi, Edirne’nin kültür ve sanat hayatına da büyük katkılar sağlamıştır.

Bugüne kadar Saray-ı Cedide-i Amire ne gibi kalıntılar bulundu?

Edirne Yeni Sarayı’nda ilk bilimsel çalışmalar Tahsin Öz tarafından 1956 yılında gerçekleştirilmiştir. 1978 yılında Doğan Kuban tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır. Bu genel amaç doğrultusunda, Edirne Müzesi Başkanlığında 1999 yılında Edirne Sarayında kazı çalışmalarına devam edilmiştir. Çalışmalar 2003 yılına kadar Prof. Dr. Gönül Cantay’ın bilimsel danışmanlığında, Matbah-ı Amire’de sürdürülmüştür. 2004 ve 2007 yılları arasında kazı çalışmaları Cihannüma Kasrı ve Arz Odasında devam etmiştir. 2009-2016 yılları arasında Edirne Yeni Sarayı Kazısı Bakanlar Kurulu Kararı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Trakya Üniversitesi adına Prof. Dr. Mustafa Özer Başkanlığında yürütülmüştür. Kazı çalışmalarına verilen 2 yıllık aranın ardından, bilimsel danışmanlığımızda 2018 yılında kazı çalışmalarına yeniden başlanılmıştır. 2020 yılı itibariyle Cumhurbaşkanlığı kararı ile 12 aylık kazılar statüsüne alınmıştır.

Tüm bu süreçte yapılan çalışmalarda günümüze ulaşamamış olan Matbah-ı Amire hamamı, Matbah-ı Amire’nin işlikleri, Arz Odası, Kum meydanını çevreleyen duvarların bir kısmı, temiz ve pis su kanalları temel seviyesinde ortaya çıkarılmıştır. Mimari buluntuların yanı sıra çini, seramik, lüle, sikke vb pek çok küçük buluntu çeşidi ortaya çıkmaktadır. Saray askeri amaçla da kullanıldığı için bol miktarda askeri malzeme de karşımıza çıkmaktadır.

Bulunan bu eserler bir müzede sergileniyor mu? Saray-ı Cedide-i Amire çıkan eserler sergilemek için bir müze kurulması düşünülüyor mu?

Sergilenecek düzeyde olanlar Edirne Müzesi’nde yer almaktadır. Saray-ı Cedide-i Amire kazılarında ortaya çıkan eserleri sergilemek için bir müze kurulması henüz gündemimizde bulunmamaktadır.

Saray-ı Cedide-i Amir’de ilginç buluntulara rastladınız mı?

Bizim için ortaya çıkan tüm buluntular aynı değere sahiptir.

Saraylar kazılar için oldukça önemli yerler mi peki?

Aslında tüm kazı alanları önemli bir yere sahiptir. Çünkü her biri birbirinden farklı özelliktedir. Edirne Sarayı Osmanlı’nın ilk devlet sarayı olması aynı zamanda Topkapı Sarayı’nın öncüsü olması açısından önemlidir. Fatih Sultan Mehmet’in Kanunnamesi’nin mimariye yansıması olması açısından da dikkati çekmektedir. Sadece mimari özellikleri değil aynı zamanda tanıklık ettiği tarihi olaylar dikkate alındığında da Türk tarihi açısından önemli bir yerde durmaktadır.

Kaç yıl daha sürer sizce?

Bunu tahmin etmek çok zor. Alan çok geniş. Arkeolojik kazılar titizlik ve sabır gerektiren çalışmalar. Hava şartları düşünüldüğünde yılın her ayı çalışma için uygun değildir. Dolayısıyla böylesine büyük bir alan için yıl belirtmek hata olur.

ALAADDİN ALADAĞ 

Editör: TE Bilişim