DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Özellikle son dönemde ekonomide yaşanan sorunların ciddi boyutlara geldiğini belirten Yeneroğlu, DEVA Partisi’nin bu sorunları çözmeye yetkin bir stratejisi olduğuna vurgu yaptı. Gündemde çokça tartışılan “6’lı masa” konusuna dikkat çeken Yeneroğlu, ülkede hukuk ve demokrasi bilincinin köreldiğini söyledi. Bu durumun yarınlar için endişe verici boyutlara geldiğini iddia eden Yeneroğlu, “Hukukun üstünlüğüne sadık kalmakla mükellef ve anayasa üzerine ant içmiş bir cumhurbaşkanının demokrasinin olmazsa olmaz muhalefeti bu düzeyde kriminalize etmesi Türkiye’nin demokrasisinin dünyanın ne kadar gerilere düştüğünü görmemiz gerekiyor. 6’lı masadaki çalışmalar eleştirilebilir, eleştirilmesi de gerekiyor. Bizi eleştiriyle ilgili bir derdimiz yok. Eleştirinin düzeyiyle ilgili rahatsızlıklarımız var. 6’lı amsa, ülkemizim içinde bulunduğu şartlar gereği bir zorunluluk olarak ortaya çıktı. Ülkemiz demokrasi bilincinden o kadar uzaklaştı ki, demokrasiyi muhafaza etmeye çalışan bütün toplumsal gurupların biraraya gelmesi lazım bu otoriter anlayışı aşmak için. Aksi takdirde, Cumhurbaşkanının 2023 yılında seçimi tekrar kazanması halinde, otoriter bir Avrasya rejimi gibi, Türkmenistan gibi, daha ileri düzeyde despotik anlayışla yönetilecek bir ülkeyi beklemek mümkün” dedi.

SÜREÇ NETİCEYİ GÖSTERECEK

Muhalefetin 6’lı masa etrafında biraraya gelmesinin bir zorunluluktan ortaya çıktığını vurgulayan Yeneroğlu, şunları kaydetti, “DEVA Partisi olarak farklı siyasi partileri ziyaret ettiğimizde de, birbirimize yakın olduğumuz en önemli noktanın da güçlendirilmiş parlamenter sistem olduğunu gördük. Bu konularla ilgili birlikte çalışabiliriz dedik. Mümkün mertebe ortak bir metin ortaya çıkarabiliriz dedik. Ülkenin tem meselesi 1 kişi değil ki! Ülkenin tek gündemi cumhurbaşkanı yerine kimi seçeceğimiz değil ki. Yeni seçilecek cumhurbaşkanının hangi felsefe, hangi anlayışa göre ülkeyi yöneteceği. Hepimizin huzurunu temim edebilecek, hepimizim hakkını hukukunu koruyabilecek bir yürütme anlayışının ortaya koyulması. Bu bizim ortak motivasyonumuz. 6’lı masa, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem manifestosunda da görüldüğü gibi, güçlü bir demokrasi manifestosuyla biraraya geldi. Bu çok önemli bir metin Ama bu yeterli değil. Biz kamuoyunda bir beklenti var; bu bir ittifak oldu mu diye? Biz önce güveni inşa etmemiz lazım. Açık ve net bir şekilde ne yapmak istediğimizi ortaya koymamız gerekiyor. Ve temel ilke ve değerlerde ne yapacağımızda mutabık kalırsak, sonra devamını görüşmemiz gerekiyor. Ülkenin hangi zemin üzerinde yönetileceğini ortaya koyduk güçlendirilmiş parlamenter sistemle. Bu anlamda, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş süreciyle ilgili de neler yapılabilir diye çalışmalar yapıyoruz. 6’lı masanın hedefi, ülkenin yeniden demokratik bir şekilde yönetilmesidir. Süreç neticeyi gösterecek.”

ÜLKEMİZİ AVRUPA’YLA KIYASLAYAMAYIZ!

Ekonomide yaşanan sorunlara da değinen Yeneroğlu, ekonomik sorunların ülkenin kötü yönetilmesinin bir sonucu olduğuna dikkat çekti. Tüm dünyada ekonomik temelli sorunlar yaşandığını ancak ülkemizin ABD, Avrupa ülkeleriyle kıyaslanmaması gerektiğini dile getiren Yeneroğlu, şunları aktardı, “EFE-TÜFE’ye baktığımız zaman Avrupa’nın neredeyse 10 katı daha kötü durumdayız. Bir kere Avrupa’da sosyal devlet çok gülü biz de çok zayıf. Bir Almanya’da gelir seviyesi düşükse bir insanın onun elektriğini, doğalgazını, ev kirasını ödüyor. Gıda ihtiyacını ödüyor. Ülkemizde böyle bir durum yok. Dünyadaki diğer ülkelerle kendimizi mukayese etmek yoksul insanlarımızla dalga geçmektir. ABD’de enflasyon oranı yüzde 8, Almanya’da yüzde 7, Avrupa ortalaması yüzde 7 civarında. Biz neden Avrupa’nın 10 misli üstündeyiz? Çünkü bizde aklıselim bir yönetim yok. Cumhurbaşkanı maalesef aklına geleni uyguluyor, deneme yanılma yoluyla iş yapılıyor. Eğer bakın kur korumalıya geçilmeseydi, piyasalar doğal akışına bırakılsaydı, şuanda akaryakıt fiyatlarının yarısını ödüyor olacaktık. Şuan tam bir sistemsizlik var. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildikten sonra doların artışına bakmak lazım. Dolayısı ile tekrar ülke hukuka dönerse, Türkiye çok büyük bir ülke ve kısa vadede bu sorunlar aşılabilir. Kıymetli başkanımız Ali Babacan geçmişte ekonomiyi çok güzel yönetmiştir. O dönemler kişi başına düşen gelir 2 bin dolarlardan 13 bin dolarlara gelmişti. AK Parti şuan kendi hedeflerinden dahi korkunç derecede uzaklaştı.”

ABDULLAH AKİF SOLAK

Editör: TE Bilişim