Diyetisyenlik mesleğinin yürütülmesiyle haksız rekabetin ortaya çıktığını bildiren diyetisyenler, henüz bir meslek yasası olmadığından acilen 'Diyetisyenlik Meslek Kanunu' çıkarılması gerektiğini vurgulayarak üniversitelerde açılan kontenjanlara karşın atama yapılmadığına da dikkat çekerek çözüm bulunmasını istiyor. Çağın hastalığı, diyetisyenlere verilen değerle önlenebilir Diyetisyenler, Sağlık Bakanlığı’ndan atama bekliyor. Ülkemizde metabolizma hastalıklarının sayısı her geçen gün artmakta olup yalnızca beslenme tedavisi ile birçok kronik hastalığın önüne geçilebilir ve ilaç kullanımımız azaltılabilir.Konya Yenigün Gazetesi’ne ziyarette bulunan atanamayan diyetisyenler, sorunlarını Yeni Medya Koordinatörü Mücahit Enes Turbil’e anlattı. Diyetisyenler, henüz bir meslek yasası ve doğru bir meslek tanımları olmadığından bu konuda acilen 'Diyetisyenlik Meslek Kanunu' çıkarılması gerektiğini düşünüyor. Tam teşekküllü hastanelerde bile 1 ya da 2 diyetisyenin çalışmasını eleştiren diyetisyenler, Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda bir an önce harekete geçmesi gerektiğini; öncelikle meslek tanımının düzenlenmesi ve detaylı bir meslek yasası çıkarılması gerektiğini, mesleğin icra edilebileceği kurumlar belirlenmeli ve branşlaşma yolunda adımlar atılması gerektiğini vurguladı.

2013-2022 YILLARINDA YÜZDE 8.5 MEZUN DİYETSİYEN ATANDI!

 Diyetisyenlerin danışanlarına sağlık ve hastalık durumuna bağlı olarak beslenme ve davranış önerilerinde bulunması açısından önemine vurgu yapan Diyetisyen Raziye Görür, son 10 yılda üniversite sayısındaki ve kontenjanlardaki artışın, mezun sayılarına da yansıdığını ve bu artışla yaşanan sıkıntılardan dile getirdi. Beslenme ve diyetetik bölümü mezunlarının sayısının artmasıyla birlikte artan işsizlik sonucu istihdam sorununun ortaya çıktığını ifade eden Görür, “Sağlık Bakanlığı alımlarına bakıldığında 2013-2022 yılları arasında toplam sadece 2 bin 575 diyetisyen ataması yapılmıştır. Sadece bu yıllar arasında mezun edilen diyetisyen sayısı yaklaşık 30 bin 304 kişidir. Bu yıllar arasında ataması yapılan diyetisyen sayısı mezun edilen diyetisyen sayısının ancak yüzde 8.5’i kadar.” şeklinde konuştu.

‘DİYETİSYENİN TEK GÖREVİ ZAYIFLATMAK DEĞİL!

’Diyetisyen Abdulsamet Bulut da farklı meslek gruplarından olan yönelimle birlikte haksız rekabetin ortaya çıktığını bildirdi. Bulut, spor salonlarında ve ‘zayıflama’ adı altında ilaç satılan yerlerde yalnızca sertifika alınarak, işin ehli olmayan insanlar tarafından bu işin yapıldığını belirtti. Diyetisyenlik eğitimi ve diyetisyen kontrolü olmadan satılan ilaç ve verilen tavsiyelerin insanlar üzerindeki etkilerinden bahseden Bulut, “Diplomasız veya sahte diplomalı kişiler, yaşam koçu, beslenme koçu adı altında sağlıklı beslenme bilgisinden uzak kişilerce hiçbir bilimselliği olmayan, faydadan çok sağlığa zarar veren sakıncalı diyetler verilerek istismar edilmektedir. Klinik sahibi medyatik/ünlü bazı diyetisyenler de daha fazla gelir elde etmek adına online diyet sistemine başvurmakta ve ‘daha fazla zayıflatarak daha fazla kazanmak’ anlayışı ile hareket ederek diyetisyenin tek görevi zayıflatmakmış algısının oluşturulmasına katkı sağlamakta ve meslek itibarını zedelemektedir.” diyerek bu durumun haksız rekabete yol açarken insanların sağlığını da olumsuz etkilediğine dikkat çekti.

 ‘ÇAĞIN HASTALIĞI OBEZİTEDEN DİYETİSYENE VERİLEN ÖNEMLE KURTABİLİRİZ’

Çağın hastalığı olan obeziteye karşı sağlıklı beslenmenin yaygınlaşması için diyetisyenlere verilen önemin de artırılması gerektiğine dikkat çeken Bulut, 2022-2023 eğitim öğretim yılının ikinci döneminden itibaren okul öncesi eğitimdeki tüm okullarda ücretsiz yemek verileceğinin açıklanmasıyla birlikte bu konuya da değinerek, okullarda verilecek olan yemeklerin de bir diyetisyen gözetmenliğinde yapılması gerektiğini vurguladı. Bulut, bu kapsamda işyerlerinde ve öğrenci yurtlarında verilen yemeklerin de bir diyetisyen eşliğinde yapılması gerektiğini ifade etti. ‘

DİYETİSYENE ULAŞIM KOLAY HALE GETİRİLMELİ’

Diyetisyen Fatma Yurtseven ise hastanelerde diyetisyene ulaşımın zorluğundan bahsederek, maddi durumu iyi olmayan kişilerin özel sektörde çalışan diyetisyenlere gidemedikleri için devlet yoluyla diyetisyene başvurduklarını ve hastanelerde bulunan diyetisyen sayısının yeterli olmadığını söyledi. Hastanelerde direkt diyetisyene randevu alınamadığını belirten Yurtseven, “Kamu hastanelerinde diyetisyenlik kliniğine direkt randevu alınamıyor. Hasta hakkında araştırma, tahliller yapılıyor; daha sonra hasta tekrar farklı kliniğe randevu oluşturup diyetisyene yönlendirilmesi gerekiyor. Biz tabi ki tahlil yapamayız ancak her ay diyetisyene gelen hasta için bu durum zahmet oluşturuyor ve hasta uğraşmak istemiyor. Bununla ilgili bir düzenleme yapılarak hem diğer klinik doktorlarının iş yükü hafifletilip hem de diyetisyen istihdamında artışa gidilebilir.” dedi. Vatandaşların sağlığa ulaşımında birinci sırada yer alan aile sağlığı merkezlerinde diyetisyenlik hizmetinin de bulunması gerektiğine dikkat çeken Yurtseven, “Bir grip olduğumuzda sağlık ocaklarına gidebiliyoruz. Ancak her zaman hayatımızda yeri olan ve yaşamımızın bir parçası olması gereken sağlıklı yaşam için de aile sağlığı merkezlerinde ve birinci basamakta yer alan sağlık merkezlerinde bu bölümün olması gerekmektedir.” ifadelerine yer verdi.

HACER CEYLAN

Editör: TE Bilişim