Konya’da iş dünyasının önde gelen isimlerinden biri Ömer Kamışçıoğlu olarak dikkat çekiyor. 1950’li yıllarda rahmetli babasından aldığı emaneti, günümüze kadar başarıyla devam ettirmeyi başaran Ömer Kamışçıoğlu, hayatındaki önemli kesitleri bizlerle paylaştı. Kamışçıoğlu, iş ahlakına vurgu yaparken, asıl patronun müşteri olduğunu ifade ediyor.

Merhaba Ömer Bey öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Merhaba 1956 yılında Konya’ya doğdum. Eskigaraj’da bir mahallede dünyaya gelmişim. 5 yaşındayken Meram’a taşınmışız. İlköğretimi Meram Şükrü Doruk’ta bitirdim. Bitirdikten sonra ortaokulu okudum. Ben okumayı pek sevmiyordum. Ben dükkânı çok seviyordum. Orta ikiden çıktından sonra koşa koşa dükkâna giderdim. Tatillerde devamlı gelirdim. Çalışmayı daha çok seviyordum.  

Ömer Kamışçıoğlu Konya ve hatta Türkiye’de duyulan bir isim oldu. İlk sektöre nasıl başladınız?

Müessesemiz 1954 yılında rahmetli babam tarafından kurulmuş. O zaman 30 metrekarelik bir alana sahip dükkanımız vardı. Radyo tamiratları yapılıyordu. Arçelik servisliği yapılıyordu. Daha sonra işlerimizi genişlettik. Ben 20 yaşlarında Ankara’da Genel Kurmay’da vatani görevimi yaptım. Ardından İstanbul Caddesi’nde ilk defa Arçelik tamircisi servisi olarak hizmet verirken babam, sen en başta tamirciliği öğren dedi. Sonra mağazaya geç dedik. Ben serviste 3 sene çalıştıktan sonra daha sonra mağazaya geçtim. Mağaza geçtikten sonra ben sadece kasaya bakmaya başladım. Kasada fatura kesiyordum. Müşterilerin tahsilatlarını yapıyordum. Zamanla kasaya birini aldık. Ben daha sonra satış departmanına geçtim. Ardından ekibimiz çoğalttık. Buzdolap imalatı yaparken daha sonra sadece satış yapmaya başladık.

Hayatınızda sizi diğer sektörlerden ayıran en büyük özellik nedir?

Tabi ben işimi çok seviyordum. Başkaları 100 km hızla gidiyorsa biz 200 km hızla gitmemiz gerektiğini söylerdim. Devamlı yenilik peşindeyim. Mağazanın şeklini değiştirme, ürünlerin yerini değiştirme gibi farklılıklar yapıyordum. Hatta Konya dışına gittiğim zaman mağazaların vitrinine bakardım. Arkadaşların durumuna bakardım. Zamanla işimizi genişlettik Allah’a şükür. Belirli bir yaşa geldik. Şuan ben 67 yaşına geldim. Oğlum işimizin başına geçti. Bende saat 12:00 gibi geliyor, akşam 17:00 gibi gidiyordum.

Hayatınızda iş dünyası hakkında ne gibi tecrübeler edindiniz?

Tabi küçüklükten beri ticarete alıştığımız için biz ev adamı olamayız elbette. Buraya geliyoruz. Tabi saolsun dostlarımızda geliyor. Ziyaret ediyorlar. İşimizi takip etmeyi sürdürüyoruz. İşimizi yapmak istiyorsak birincisi sabır gerekiyor. İkinci bir husus yaptığımız işi yapabilmeliyiz. Yani şunu demek istiyorum bilmediğimiz bir işe girmememiz gerekiyor. Üçüncü husus ise, hırsa kapılmamak. Yani bulunduğumuz rızka razı olmak gerekiyor. Yavaş yavaş büyümek gerekiyor. Kimse aniden büyüyemez. Bazı arkadaşlar bilmediği sektöre giriyor. Dükkânda ki öz sermayesini kaybediyor. Girdiği işi beceremediği zaman ilk yaptığı işe de zarar vermiş oluyor. Onun için işimizde yavaş yavaş ilerlemek daha mantıklı. Çünkü kimse birden zengin olmaz. Olamaz.

Konya’da iz bıraktığınızı düşünüyor musunuz?

Arçelik olarak Konya’da büyük bir iz bıraktığımı düşünüyorum. Müşteriler geldiği zaman mesela; dedelerinin ilk buz dolabını buradan aldığını söylüyor. Yurt dışında hatta bir müşterimizle Paris’te karşılaşmıştık. Müşteriler mesela 30 sene önce ilk evlendiklerinde buzdolaplarını buradan temin ettiklerini ifade ediyor. Yani çoğu kimse eşyalarını bizden temin etmişler. Gerek iş dünyasından gerek siyaset dünyasından önemli müşterilerimiz oldu. Bu tür şeyler tabi çok gurur verici. Denk geliyoruz böyle güzel anlara. Çalışmayı sevin. İşinizi özenle yapın.

Ömer Kamışçıoğlu olarak köklü bir geçmişe sahipsiniz. Peki hayatınızda bu kadar çok müşteriyi memnun etmeyi nasıl başardınız?

Bu pideyi yiyen acıkmıyor! Bu pideyi yiyen acıkmıyor!

8 kişilik ekibimizle yola devam ediyoruz. 30 metrekare olarak başladığımız iş hayatımızda şuan 250 metrekare alanda en iyi şekilde devam ediyoruz. Müşterileri kırmamak incitmemek gerekiyor. Hayır dense bile onu süsleyerek kullanmak demek lazım. Müşterilerin gönlüne göre gitmek gerekiyor. Sattığınız ürünün arkasında durmak gerekiyor. Şuanda en büyük patron müşteridir. Müşteri bizim patronumuzdur. Onlara iyi davranmak gerekiyor. Herhangi bir üründe problem olduğu zaman onlarla birebir ilgilenmek gerekiyor. Ben sattım bittim demek olmaz. İş ahlakı çok önemli bir husus. İşimizi hala severek yapıyoruz. Allah’a şükür 1950’lili yıllarda radyo tamiratı ile başladığımız iş serüvenine, Arçelik bayi olarak devam ediyoruz.

 

 Anlatmak istediğiniz bir anınız daha varsa dinlemek isteriz

Bir anımdan yine bahsetmek istiyorum. Cihanbeyli’den bir müşterimiz geldi. Tabi o zamanlar ilk çift kapaklı buzdolapların çıktığı zamanlardı. Sene 1985’lerdi. Adamın iki eşi varmış. Ne gerek var çift kapılı buz dolaplarına dedi. Bende birini biri, diğer kapağı biri kullansın demiştim. Adamın çok hoşuna gitmişti gülmüştük. Buzdolabını alıp gitmişti.

SAMET AKTAŞ 

Editör: TE Bilişim