İlerlemiş yaşına rağmen hala tezgah başında çalışan ve işini takip eden Hantaş Hidrolik Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kayhan, çocuk yaşlarda girdiği iş hayatında başarılı çalışmalara imza attı. İş aşığı kimliğiyle tanınan, işyerini “Benim bir çocuğum” diye tanımlayan Kayhan, bilgiye verdiği önemle dünya standartlarında üretim gerçekleştiriyor. Taşkentli olan ve dağlık bölgenin yaşam zorluklarını iliklerine kadar işleyen bir ailenin ferdi olarak çocukluk geçirdiğini belirten Kayhan, bu zorlukların kendini kamçıladığını, bugünlere gelmede en büyük etken olduğunu söylüyor. 


DÜŞÜNCE KALDIRAN OLMADI 
-Çalışma hayatına çok küçük yaşlarda girdim. Nane şekeri sattım. Hedefim bisiklet almaktı. Bir gün nane şekeri satıyorum, elimdeki nane şekerlerini elimden kaptılar. Çocuğuz ya. Biz de bir şey diyemedik. Anama gittim, yeniden sermaye istedim nane şekeri almak için. Anam para vermedi. “Kaptırmasaydın sermayeni” dedi. Biz çocukken düşerdik, ağlardık sızlardık ama anam kaldırmazdı. “Kendisi kalkacak” derdi. Biz bunları yaşadık.


TÜRKİYE’NİN NORMU YOK!
-86 yaşındayım. Taşkentliyim. Eski tarihlerde Almanya’ya gittim. Türk gördükleri zaman burun kıvırırlardı, küçük görürlerdi. İktisadı bileceksin, teknolojiyi, kimyayı bileceksin. Dünyada normlar var. Herkesin bir normu var ama Türkiye’nin yok. Bu mantık dışı. Hitler’in normu var biz onu kullanıyoruz. Alman; benim normumu kullanıyorsun ama telif hakkı isterim diyor. 


BENİM ARKADAŞIM İŞİM
-Benim hiç arkadaşım yok. Benim arkadaşım iş yerim. Benim partim bilmem neyim de yok. Benim partim Hantaş. Benim buradaki her bir cıvatada emeğim var. Benim başka işim gücüm yok. Bu yaşıma geldim ben hala çalışıyorum. Burası benim çocuğum ya. 
KENDİNİ GELİŞTİRECEKSİN
-Ben Almanya’ya, yurt dışına çok gittim. Oralarda çok incelemeler yaptım. Ben 1937’liyim. 1949’dan beri çalışıyorum. Çocuk yaşlardan işe başladım. Ben usta çocuğuyum, usta çocuğundan çırak olmaz. Biz günümüzü laylaylomla geçirmedik. Çalışırsan olur. Bakın şimdi yapay zeka çıktı. Bu şov için değil, bu bilgi. O yüzden kendini geliştireceksin. Bizim bildiklerimiz ezbere değil. Ben çocuklarımı, torunlarımı da buna göre yetiştirdim. 
ESKİMEYEN USTALARA…
-Ben bir tezgah aldım 225 bin Euro. Bu işler çeneyle yürümez. Çalışarak olur bu işler. Konuşarak hiçbir şey olmaz. “Ben eskimeyen ustayım” diyen bir sürü adam var. Ne eskimeyecek? Hiç kimse öyle düşünmesin. Eskimeyen bir şey varsa o da bilgidir. Bilgi eskimez. Bizim evimizde çok eski Tesla markasının bir elektronik cihazı var. O zamanlar bir şey değildi ama şimdi Tesla dünya devi oldu. Yani artık dünya elektronikle yönetiliyor, teknolojiyle yönetiliyor. İçerdeki makineler hep dijital, robotik sistemle çalışıyor. Eskiden, yaklaşık 60 çalışanımız vardı. Yalvara yalvara iş yaptırırdık, elemanları iş yapacak diye evinden alır gelirdik. 200 mal üretirdik bu halde. Bıktım insandan. Şimdi her şeyi robot yapıyor. Yazılımını yapıyorsun teslim ediyor sana. Ekmek istemiyor, su istemiyor, öğle tatili yok, akşam 5 oldu mu ben gidiyorum demiyor. Şimdi eskimeyen ustayım diyenlere soruyorum, neren eskimedi? 
HEP ALAYCI GÖZLE BAKTILAR 
-2 tane Mercedes, 3 tane BMW marka arabası var, içerde makine yok. Ee bunları nasıl aldın? Krediyle mi? “Canı acıyan eşek attan hızlı yürür derler.” O yüzden çocukları disipline etmiyorlar hala kuzum kuzum diyorlar sonra olmuyor. Ama dağlı insanları hep okur, tahsil eder. Biz o zorlukları yaşadık, gördük. Biz dağdan geldik, evlenirken bile bunlar cahil diye bakarlardı. Bana “len koca kafalı” derlerdi. Böyle alaycı, küçükseyici bakarlardı. Ama Allah razı olsun onlardan, onlar sayesinde çabaladım, çalıştım, gayret ettim, bugünlere geldik. 
HEP YABANCILAR ALIYOR!
-Konya sanayisi iyi bir yere geldi ama hep yabancılar alıyor. TÜMOSAN kuruldu, çok sevindik, o çekiştirdi, bu çekiştirdi elimizden gitti. Konya Çimento’nun bir kısmı yabancılara satıldı. Bilmiyorum bu nasıl olacak. 

ARASÖZ:

“Şimdi her şeyi robot yapıyor. Yazılımını yapıyorsun teslim ediyor sana. Ekmek istemiyor, su istemiyor, öğle tatili yok, akşam 5 oldu mu ben gidiyorum demiyor. Şimdi eskimeyen ustayım diyenlere soruyorum, neren eskimedi?”

ABDULLAH AKİF SOLAK 

Editör: TE Bilişim