El Sanatları Öğretmeni Havva Mirza, emekli olduktan sonra da kızı ve eşiyle birlikte sanatını yaşatmaya devam ediyor. Okul yıllarında öğrencilere öğrettiği sanatın yanı sıra kendisinin de öğretmenlerden çok farklı sanat dallarını öğrendiğini söyleyen Mirza, “41 yıldır bu işi yapıyorum. Emekli olduktan sonra da kızım ve eşimle önce evde daha sonra atölyemizde çeşitli sanat dallarında çalışmalarımıza devam ettik.” dedi.

ÖĞRETİRKEN ÖĞRENDİ

Emekli olduktan sonra da el sanatlarını bırakmayarak işini ticarete dönüştüren Havva Mirza, kızı ve eşiyle birlikte atölyede yaptığı cam vitray sanatını devam ettiriyor. Vitray sanatının yanı sıra diğer sanat dallarıyla da ilgilendiğini söyleyen Havva Mirza, “Cam vitray sanatını, öğretmenlik yıllarımda özellikle sağır ve dilsiz öğrencilere öğrettim. 1981 yılında mezun olmuştum ve 41 yıldır bu işi yapıyorum. Vitray sanatını öğrencilere öğretmekle birlikte aynı zamanda bende okuldaki öğretmenlerimizden yeni sanatlar öğrendim. Seramik, çiçek yapımı, hamur, gelin başı, el dokuması, oyuncak yapımı gibi birçok yeni sanatla tanıştım. Mısırın dış kabuklarını bile ütüleyip çiçek yapmıştık. Emekli olduktan sonra da bırakmadım ve sanatla uğraşmaya devam ettim.” diye konuştu.

‘CAM VE TAŞLARIN DA İNSANLAR GİBİ STRESİ VAR’

Eşi ve kızıyla sanatını ticarete dönüştüren Mirza, “İlk olarak bakır işiyle evimizde üretime başladık. Bakırdan saat, ahşaptan, seramikten çok güzel işler çıkardık. Daha sonra atölye açtık ve cam vitray dediğimiz camın üzerine şekil çizme sanatını yapmaya başladık, yoğunluğumuzu bu işe verdik. Taşı oyarak içine boyayarak ortaya güzel işler çıkarıyoruz.” dedi. Doğal taş- cam oyma sanatı olan vitray hakkında bilgi veren Mirza, “Cam ve taşların da insanlar gibi stresi var ve çok derine oyma yaparak çalışamıyorsunuz. Bu ürünleri yaparken sulu çalışıyoruz, bu da taş ve camın kırılmasını önlerken soluma konusunda insana zarar verebilecek tozların önüne geçmiş oluyor. Eşim cam ve taş konusunda deneyimli olduğu için taşı, camı eline aldığı zaman ne kadar milimetrede çalışacağını bilir ve kırmadan taşa motifi işler.” şeklinde konuştu.

DOĞAL TAŞLARI DENEDİ, OLDU

Anne ve babasından gördüğü cam, taş vitray boyama sanatını doğal taşta deneyen Kübra Mirza da anne ve babasına yardım ettiğini dile getirdi. Mirza, “Annemlerin yaptığı bu oyma ve boyama işini, doğal taşlarda denemek istedim ve taşın kırılmadan oyulabileceğini test etmiş oldum. Daha sonra sedef ve firuze gibi değişik taşlarla denedim ve insanlar tarafından da rağbet gördüğünü fark edince devam ettim. 11 yıldır Mevlâna Kültür Merkezi’ndeyiz. Her bütçeye uygun ürünlerimiz var. Kadın müşterilerimiz genelde doğal taşları çok beğeniyorlar.” dedi.

TÜRKİYE’DE BİR İLK!

Doğal taşların anlamlarının olduğunu söyleyen Mirza, “Firuze dediğimiz kendi doğal rengi turkuaz olan taşların şans ve uğur getirdiği, nazardan koruduğu söylenilir. Cesaret, güç ve bereketin simgesi sedef taşlarımız var. Peygamber Efendimiz (SAV)’in de kullandığı akik taşlarımız var, onların da renklerine göre farklı anlamları var. Ametist taşları var, strese iyi gelir.” diye konuştu. Ürün çeşitliliği hakkında bilgi veren Mirza, “Birinci kalite doğal taşlardan tesbih ve bileklikler, baskı ve oyma biblolar, vitray tablolar, vazo ve bardaklarımız var. Sipariş üzerine madalyalar yapıyoruz. Aynı zamanda Türkiye’de bir ilk diyebileceğimiz bir şey yapıyoruz ve sahil taşlarını alıp oyma yapıyoruz. Baskı ve boyama yapan yerler var ancak bu şekilde oyma çalışması daha önce görmedik.” ifadelerini kullandı.

HACER CEYLAN

Editör: TE Bilişim