Besicilikle başladığı iş hayatına, hayvanların hastalıktan telef olmasıyla dönüm noktası haline getiren Yusuf Kayağızlı, traktör sektörüne giriş hikayesini anlattı. Eski dönemlerde çok sıkıntı çektiklerini dile getiren Kayağızlı, borç para ile besiciliğe başladığını oradan da bir arkadaşı vasıtasıyla traktör ticareti sektörüne başladığını ifade etti. Her şeyin dürüst çalışmakla çoğaldığını söyleyen 93 yaşındaki Yusuf Kayağızlı gençlere de iş hayatında tavsiyelerde bulundu.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben Yusuf Kayağızlı. Bozkır Kayağızlı köyünden geldiğimiz için bu soyadı almışız. 1929 yılında doğdum, dedem muhtarmış. ‘2-3 geç yazdıralım da askere geç gitsin’ diye 1931 doğumlu olarak yazdırmışlar.

Çalışma hayatına hangi sektörde ve nasıl başladınız?

1953 yılında Bozkır’dan Çumra’ya geldik. Şimdiki oturduğumuz evi, çalışarak kendimiz yaptık. Birkaç yıl işçi olarak çalıştıktan sonra annemin köydeki tarlalarını satarak ahır yaptık. Buradan 4, köyden de 4 tane öküz aldım. 5 ay sonra parasını ödemek için sözleştik ancak öküze yem almak için bile para yoktu. Borç ile arkadaşımdan saman, yem aldım. Öylelikle besicilik yapmaya başladım. Buraya o dönemlerde Araplar gelip koyun ihraç ediyorlardı. Çumra’da besicilik işi yapanlar da Erzurum’a büyük baş almaya giderlerdi. 6 liram vardı, ‘beni de götürün ama çok param yok’ dedim, beraber gittik. Borç yaparak 40 dana aldık, burada eşin dostun yardımıyla besledik. Bir sonraki gidişimizde de arkadaşla beraber senet karşılığı daha fazla hayvan aldık derken benim hayvanlar hastalandı. Ankara’dan veteriner getirdik, baktı ve bilirkişilerle beraber veba olduğuna karar verdiler. Hayvanları öldürdüler.

Traktör sektörüne geçişiniz nasıl oldu?

Her işte bir hayır var derler, bizim hayrımızda herhalde bu hastalık sayesinde oldu. Hayvancılıkla uğraşımız ufak tefek devam ederken arkadaşımın birinin Ferguson traktör bayiliğini almayı düşünmesiyle bende onun peşine düştüm. Ankara’da milletvekili tanıdığı vardı, onun yazdığı bir mektupla İstanbul’a gittik, derdimizi anlattık.  Ferguson marka temsilcileri, ‘size bayiliği verelim ancak 4 ay traktör veremeyiz, İngiltere’den geç gelir’ dediler. Bizde boş dönmemek adına oradan gelirken başka bir yerde gördüğümüz 4 motoru alıp satış için getirdik. Sattık, tekrar getirdik derken işlere 1955 yılında başlayıp devam ettik. Ortağım olan arkadaş besiciliğe ağırlık verdiği için o besiciliğe devam etti, bizde besiciliği bırakıp bu işe yöneldik. Massey Ferguaon bayiliğini alarak Çumra’nın ve ardından 8 şubeyle Konya’nın en iyi traktör satıcılarından biri haline geldik.

O dönemin zorluklarından bahseder misiniz?

Bizin ekmek bulamadığımız zamanlar oldu. Köyün kahvehanesine gittiğimiz zaman herkes çay içerdi, çay da 10 kuruştu. Garson gelip ‘ne içersin’ dediği zaman, çay içecek paramız olmayınca ‘ben oruç tutuyorum’ derdim. İş bulamadım, hamamlarda tuvalet temizledim. 1 kilogram yün lazım oldu, komşuya gittim. ‘Yarın koyun yünü kırpacağız, gel’ dedi. 1 kilo yün için 5 gün koyun kırptık, belimde oluşan ağrının verdiği hasar hala durur. Biz bugünlere kolay gelmedik ama kimsenin malında, parasında da hiç gözümüz olmadı.

O dönemin ne kadar zorluğu olsa da insanların sözlerine güveniliyordu. İnsanların sözleri senet yerine geçerdi. Adam mal aldığı zaman kala borcunu harman zamanı verirdi. Eğer borcunu denkleştiremezse, kalan borcu için müsaade ister kabul edilmezse elinde olan mahsul ya da makine ne varsa onu verirdi. Ne bankaya gidilirdi ne de yalan iş yapılırdı. Şimdi o insanlar yok, borçlanırsan da alamıyorsun. Esnaflık günümüzde çok zor.

Başlamış olduğunuz bu ticari hayatı kimler devam ettiriyor?

Benim 1 oğlum var, adı İsmail. Onun da 3 oğlu var. Biri veteriner, biri traktör satıyor, diğeri de çiftçilikle iş hayatına devam ediyor. Hepsi aslına farklı meslek grupları gibi gözükse de birbiriyle ilintili. Onların başında biz de kumandanlığa devam ediyoruz.

Özel aileler, özel günde buluştu Özel aileler, özel günde buluştu

Bu kadar meşakkatli yollar aşmış biri olarak gençlere tavsiyeniz neler olurdu?

Sabır ve dürüstlük…

Yaptığın işi düzgün yapacaksın ve onun bunun malında gözün olamayacak. Kendi bileğinin hakkıyla kazanacaksın.

HACER CEYLAN 

Editör: TE Bilişim