Terzilikle başladığı iş hayatına 1960’lı yıllarda Vakko’yla devam eden Muammer Bitim, terziliği bırakarak ticari hayata atıldı. İnşaattan nakliyeciliğe kadar birçok sektörde yer alan Bitim, iş hayatını anlattı. Hayatta en önemli şeyin aile olduğunu dile getiren Muammer Bitim, iş hayatında da başarısının arkasında, eşinin desteği olduğuna dikkat çekti.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben Muammer Bitim. 79 yaşındayım. Sille’de doğdum, 17 yılım Sille’de geçti. Sille’de gerçekten çok büyük bir medeniyet hakimdi. Terzilikle başladığım iş hayatımda tek bir sektörde kalmadım, zamanında çok iş yaptım. Bunlar; müteahhitlik, nakliyecilik, kireç- kum ocağı işletmeciliği yaptık. Bu yaşıma rağmen korona virüs musibetiyle karşılaşana kadar fidancılık yerimizde çalışırdım. Bu hastalığın bizde bıraktığı hasarlardan dolayı, şimdilik sadece gezip işlere göz gezdirebiliyoruz.

Çalışma hayatınıza ilk olarak hangi sektörde başladınız, iş kurmada size destek sağlayanlar oldu mu?

Maddi olarak sıfır destekle iş hayatına başladık. İlk işim terzilikti. Askerden geldikten sonra da terziliğe devam ettim. Bunca yokluğa rağmen 1965 yılından beri vergi mükellefiyiz, işletmelerimiz var. Çalışan değil, her zaman iş veren olduk. En baştan her şeyi kendimiz inşa edip bu günlere geldik. Eşim her zaman destek oldu.

Askerlikten sonra 3 yıl kadar İstanbul’da kaldım. 1968 yılında Konya’da kardeşlerimle birlikte nakliye işine başladık. Daha sonra müteahhitlik yaptık, karayollarına yol yaptık, inşaat yaptık derken işleri büyüttük. Taş ocağı çalıştırdık, yanımızda 150 adam çalışıyordu.

Yaşamış olduğunuz sıkıntılardan biraz bahseder misiniz?

Biz evlendiğimiz zaman hiç eşyamız yoktu, halı ödünç aldık, düğünden sonrada başına bir iş gelir diye geri verdik. O günlerden elhamdülillah bu günlere gelmemde en büyük destekçim eşim oldu. ‘Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır’ sözü bizim için gerçek oldu. Hatta bir gün eşimle olan bir anımı size anlatayım: Bir gün işten canım sıkkın geldim. O dönemlerde olan her sıkıntı anlatılmaz, konuşulmaz. Birine borçlanmış ve ödeyememiştim. Eşim bunun farkına varıp kolunda olan 2 bileziği benim ceketimin cebine koymuş. Sorduğum zaman, ‘senin bugün canın sıkkındı, maddi bir şeydir diye cebine koydum’ demişti. Öylelikle borcumu kapattım.

İstanbul’da bulunduğunuz dönemlerde ne işle meşgul oldunuz, hayatınız yine ticaretle mi geçti?

Askerlikten önce terzilik yaptığımı söylemiştim. Askerlikten sonra 1960’lı dönemde de İstanbul’da 3 yıl ünlü bir marka olan Vakko’da terzilik yaptım. Daha sonra Konya’ya dönüp ticari hayatla tanıştım.

Oğullarınızdan biri olan Uğur Bitim ’in de ticari yönden ustası siz olmuşsunuz diyebilir miyiz?

İki oğlum, iki kızım var. Şu anda Bitim Peyzaj ve Bitim İnşaat işletmeleriyle ilgileniyorlar. En küçük olan çocuğum Uğur Bitim, ticaretle uğraşıyor. Antikaları sevdiği için yıllardır koleksiyonculuk yapar. Selçuklu Antikacı ve Koleksiyoncular Derneği Başkanlığı yapıyor. Uğur 4-5 yıl önce bir beyin ameliyatı oldu. Ben hep ondan sonra beynî fonksiyonları açıldı diyorum. Önceden de ticari zekâsı vardı. Küçük yaşlarda bir yere ticaret yapmaya gittiğinde iş yapmadan gelmezdi. Konya’da da yeni sayılabilecek antika pazarını kurmayı başardılar. Meram ilçesinde Melikşah Pazar Yerinde her aynın ikinci pazar günü, antika pazarı kuruluyor. Antikacılar ile vatandaşları bir araya getiren antika pazarında Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminden pek çok eser bulunuyor. Konya ve çevre illerden pek çok antikacının geldiği antika pazarda, antika eşyalar sergileniyor. Plaklar, radyolar, fotoğraf makineleri, lambalar, tablolar, saatler, bakır eşyalar ve paraların da olduğu pek çok antika eşyalar pazarda yerlerini alıyor. Uğur bu işe gönül verip Konya’da öncü olan isimlerden. Hatta elinde Türkiye’de tek olan eserler de mevcut.

Bu çalışma azminizin kaynağı ve başarının sırrı sizce nedir?

Hayatta çalışmak kadar güzel bir şey. Genç yaşta ne ekerse yaşlanınca da onu biçiyorsun ve genç yaşta nasıl başlarsan, bütün ömründe o şekilde geçiyor. Biz zamanında çok çalıştık, şimdi de çocuklarımız bizden örnek aldılar onlar çalışıyorlar. Başarımızın sırrı, çalışmak. 365 gün çalışırdık gece gündüz demeden, bir de anne babanın duasını alırdık. Bu sektörde başarının sırrı, ticareti öğrenmek, iyi ticaret yapmaktır. Küçük oğlum Uğur Bitim, daha 3 yaşlarında simit satmaya başladı. Ticaret yapmaya gider, eli hiç boş dönmezdi. Bugün Konya’da öncülük yapmış olduğu dernekler var. Kendi kendini yetiştirmesini bildi. Ben gençlere de çok çalışmalarını öneriyorum çünkü emeksiz yemek olmaz.

HACER CEYLAN

Editör: TE Bilişim