Türkiye’nin yaşadığı depremlerle ilgili açıklamalarda bulunan Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Obruk Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Fetullah Arık, “Deprem bekleniyordu ama bu büyüklük beklentilerin üzerinde” dedi. Prof. Dr. Arık, depremin yaşanacağını ancak bu büyüklükteki depremin pek tahmin edilmediğini ifade ederek, “Deprem Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde fay hattının ortalarında meydana geldi. Fay hattı Kızıldeniz’den başlayıp, Doğu Anadolu boyunca İskenderun Körfezi, Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş, Malatya, Elâzığ, Tunceli, Bingöl’e kadar giden bir fay hattı. Kırılan bölüm ve depremin büyüklüğü düşünüldüğünde depremin geniş bir şekilde hissedilmesini doğal olarak karşılamak lazım. Çünkü oldukça büyük bir deprem. Yaşadığımız deprem Marmara Depremi’nden sonra yaşadığımız büyük bir deprem. Depremin ardından yaşanan Artçı depremlerin de büyüklüğüne baktığımız zaman neredeyse tek başına büyük deprem olarak nitelendirebileceğimiz 6’dan büyük üç tane deprem var. Önümüzdeki süreçte artçılar büyüklükleri azalarak hissedilmeye devam edecek. Öğleden sonra yaşanan depremin büyüklüğü ise 7.5-7,6 olarak açıklandı. Bu da çok büyük bir deprem. Şu anda depreme duyarlı olduğumuz için yaşanılan depremi insanlarımız hissediyor. Deprem bekleniyordu ama bu büyüklükte iki büyük depremin ardarda meydana gelmesi pek tahmin edilmiyordu” ifadelerini kullandı.

‘DEPREMLERE KARŞI TEDBİRLİ OLMAK LAZIM’

Her an deprem olacakmış gibi tedbirli olmamız lazım diyen Prof. Dr. Arık, “Ülkemizin büyük bir bölümü gerçekten büyük depremler üretebilecek potansiyele sahip. 24 ilimiz deprem üretme potansiyeli sahip fay hatlarının üzerine kurulu. Fay üzerine bina yapıldığı zaman bina ne kadar sağlam yapılsa da önlem alınsa da o enerjiyi hiçbir kul yapısı karşılayamaz ve yıkılır. Yapılması gereken fay üzerine yerleşim yapılmamalı. Yerleşimler fayların uzağına yapılmalı. Binalar da yapılırken bütün mühendislik önlemleri dikkatli şekilde alınmalı” dedi.

‘BİNALARIN ÇOK İYİ ŞEKİLDE KONTROL EDİLMESİ LAZIM’

Binaların çok iyi şekilde kontrol edilmesi gerektiğine dikkat çeken Arık, “En önemli konu; birinci darbede yani ana şokta zarar görüp te yıkılmayan binalar veya az zarar gören binalar artçı depremlerle meydana gelen ikinci şokta veya üçüncü şokta yıkılabilir. O bakımdan vatandaşlar; benim ev birinci şokta yıkılmadı dayanıklı demek doğru değil binaların çok iyi kontrol edilmesi lazım. Stratejik yapıların hastanelerin ilgili uzmanlar tarafından kontrol edilmesi lazım. Çünkü görülüyor ki; ana şokta yıkılmayan binalar artçı sarsıntılar yani sonradan oluşan ikinci veya üçüncü deprem dalgaları ile yıkılmaktadır." ifadelerini kullandı.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim