Bir yılı daha salgınla, işsizlikle, iyi gitmeyen ekonomiyle ve dövizin yükselişiyle gıdan başlayıp tüketim kalemindeki tüm ürünlere yapılan zamlarla geride bıraktık

2021’rin son aylarındaki doların anlık yükselişiyle TL’nin değer kaybetmesi üreticiden tüketiciye kadar hepimizi endişe içinde bıraktı.

Bunun yanında enflasyonun yükselmesiyle de piyasada arz talep daralması yaşandı.

Siyasal ve ekonomik istikrar, gelişen olumsuzluk şartlarla giderek zayıfladı.

Vatandaş açısından da özellikle temel gıda maddelerinin ve diğer tüketim kalemlerinin zamlanmasıyla geçinmenin de zorlaştığı bir yılı geride kaldı.

Özetlersek, ekonomik olarak rahat yaşadığımız ve istediğimiz gibi geçen bir yıl olmadığını görürüz.

Bütün bu olumsuzluklar karışışında umutsuzluğa düşmeden ülkemizde huzurun ve refahın daha da güçlendirilmesiyle yeni yılda da daha umutlu olabiliriz.

  1. hepimizin umutlu olması, iktidarın siyasal ve ekonomik istikrarı yeniden güçlü bir şekilde sağlanmasıyla gerçekleşecektir.

Gelelim Sanayi ve İş Dünyası açısından geçen yılda neler oldu ve neler yaşandı.

Ülkemizde ve şehrimizde üretimini sürdüren sanayi kesimi, ihracatını artmasına rağmen, dövizin yükseliş seyriyle emtia fiyatlarındaki yükseliş ve ham madde temindeki sorunlar hep iş dünyasını meşgul etti.

Güvenin azalması ve belirsizlikle yarından endişe duyulacak bir süreç içinde kalındı.

Bunun yanında, dövizdeki yükselişle TL’nin değer kaybı düşerken, sanayici ve yatırımcı da yatırım yapmaktan ya vazgeçti. Ya da erteledi.

Yaşadığımız salgınla sürecinde normalleşme dönemine geçilmesine rağmen, bütün sektörlerin istediği bir şekilde piyasa şartları da oluşamadı.

Hammadde fiyatlarındaki artışla ve girdi maliyetinin sürekli artmasıyla sanayinin kazancı da azaldı.

Yükselen enerji ve akaryakıt fiyatları neticesinde, yükselen ham madde fiyatlarının ve üretim maliyetlerinin perakende ticarete yansımasıyla; fahiş fiyat ve stokçuluk gelişti.

Bütün bunlar sanayi kesiminde ve iş dünyasında bir moral bozukluğunu da beraberinde getirdi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) Müşterek Konsey Toplantısı’na katılan Konya Sanayi Odası (KSO) ve Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü sanayicilerin sorunlarını Ticaret Bakanı Mehmet Muş’a anlattığı toplantıda, bakandan sanayiciler için destek isteyerek, “Artan işletme sermayesi ihtiyacı, firmalarımızı zorlamaya başladı. Firmalarımızın işletme sermayelerini geliştirecek bir destek mekanizmasına ihtiyaç var. Ayrıca üretim amacıyla ithal edilen Türkiye’de üretimi olmayan ikinci el makinelerde ithalat süreçleri uzuyor, üretimin aksamasına ve maddi kayıpların oluşmasına neden oluyor. Sanayicilerimiz adına, bu işlemlerde bürokratik işlemlerin hızlandırılmasını talep ediyoruz. Yine, KDV iadesinde tedarikçilerin de vergi borçlarına mahsup imkanı getirilmesi yönünde talebimiz var. Bu uygulamanın hayata geçirilmesi de firmalarımızı işletme sermayesi sağlayacaktır.”

Maliyetlerdeki artışlardan dolayı firmaların işletme sermayesi ihtiyaçlarının arttığına dikkat çeken Kütükcü, firmaların işletme sermayesi ihtiyaçlarının giderilmesini talep ediyor.

Sanayicilerin hammaddeye ulaşımda yaşadığı sıkıntılardan, üretim amacıyla ithal edilen makinelerdeki bürokratik işlemlerin hızlandırılmasını, kurumlar vergisinin düşürülmesini, KOBİ’leri destekleyen yeni bir KGF destek paketinin açıklanmasını da dile getirmesi de oldukça önemlidir.

Anlaşılan 2022’den çalışan, üreten, istihdam sağlayan, ticaret ve ihracat yapan kesim olan sanayinin ve iş dünyasının en büyük beklentisi istikrardır.

Kapasite artmadan ihracat artmayacağına göre, sanayinin kapasite artırımı ve yeni yatırımlarını hayata geçirmesi içinde, uzun vadeli ve uygun finansman modeliyle desteklenmesi de şarttır.

Aynı zamanda kurda da rekabetçi seviye de kararlılık ve sabitlik getirilmesi beklentisi içindedir.

Sonuçta Sanayi büyümenin öncü gücü olduğunu göre, yaşadığı bütün sorunlar çözüme kavuşturulur.

Yeni yıldaki taleplerini ve beklentilerini de iktidar en kısa zamanda hayata geçirir.

Ne dersiniz sizce de böyle yapılması gerekmez mi?