Şerif Hüseyin! Bilenlere hatırlatalım, bilmeyenlere biraz bilgi verelim.
Birinci Dünya savaşında, iki oğlunu da yanına alarak İngilizlerle işbirliği yapan adam! Fahrettin Paşa Medine'yi, açlık, susuzluk ve hastalıklar içinde kıvranan bir avuç Türk askeri ile korumaya çalışırken Osmanlıya ihanet eden, bedevileri ayaklandıran, tren yolunu koruyan karakolları bastırıp Türk askerlerini şehit ettiren adam.
Rayların altına bomba koydurarak, tren geçerken patlattırıp yüzlerce askerimizin şehit olmasına neden olan adam!
Neydi Şerif Hüseyin'in derdi?
İngilizler, bugünkü Suriye'yi de içine alan büyük bir Arap Devleti vaat etmişlerdi. Başına Kral olarak Şerif Hüseyin'i geçireceklerdi.
Siz Arapsınız diyorlardı. Dilin farklı, soyunuz farklı, kültürünüz farklı. Neden Osmanlı hâkimiyetinde yaşıyorsunuz?
Üstelik bu bölgede zengin petrol yatakları var. Hepsinin sizin olmasını istemez misiniz?
Şerif Hüseyin'in önüne çil çil İngiliz altınları serdiler. Para ve büyük Arabistan hayali adamın başını döndürdü. Peygamber soyundan olduğunu iddia eden Şerif Hüseyin, Allah'ı da Peygamberi de unutuverdi: Ve kendisini Muhammed'in (S.A.V.) askerleri olarak isimlendiren Osmanlı ordusuna silahlarının namlusunu çevirdi.
Sonuç ne mi oldu?
Fahrettin Paşa, Mescidi Nebeviyi gözyaşları içinde terk etmek zorunda kaldı. Mübarek beldeler İngilizler tarafından işgal edildi. Şerif Hüseyin kısa süreliğine Arap Devleti'nin başına geçirildi ise de daha sonra ayaklandırılan Suud'lar tarafından devrildi. Hatasını geç de olsa anladı, pişmanlık içinde öldü.
Ama başta İngiltere olmak üzere sömürgeci devletler amacına ulaşmıştı. Osmanlı parçalanmış, petrol bölgeleri ellerine geçmişti. Oluşturdukları kukla yönetimlerle Arap âlemini idare etmeye başlamışlardı.
Bu olaylardan sonra İslam âleminin gözyaşı dinmedi. Olanları anlatmaya gerek yok.
Ama bu hikâye ve sonrasında yaşananlardan Kürtlerin de Türklerin de ibret alması gerekiyor.
Zira bugün de aynı oyun Kürtlere karşı oynanıyor. Sömürgeci güçler, aramızdan devşirdikleri yeni Şerif Hüseyin'lere aynı vaatlerde bulunuyorlar. Onlar da, tıpkı Şerif Hüseyin'in bedevileri kandırıp ayaklandırdığı gibi peşmergeleri ve cahil halkı kandırıp ayaklandırıyor.
Neler mi söyleniyor?
Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Kuzey Irak, Kuzey Suriye ve İran'ın bir bölümünü içine alan bir büyük Kürt Devleti vaat ediliyor.
Özellikle Kerkük ve Musul'daki zengin petrol ve doğalgaz yatakları baş döndürüyor.
GAP tamamlandı. Geniş tarım arazileri ve su kaynakları onları bekliyor. Özellikle çalışmadan yemeye alışkın olanlar için ne büyük imkân!
TC'nin hâkimiyetinden ve zulmünden kurtulacakları söyleniyor. Siz Kürtsünüz, soyunuz, diliniz, kültürünüz farklı. Neden kendi devletinizi kurmuyorsunuz deniliyor.
Yeni Şerif Hüseyin'ler ve aveneleri bu hayallerin peşinde koşuyor ve özerkliklerini tescil ettirecekleri 30 Mart seçimlerini dört gözle bekliyorlar.
Sayın Dışişleri Bakanı, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakan'ı (!) Neçirvan Barzani ile samimi pozlar verip şakalaşırken, büyük güçler Türkiye üzerine hesaplar yapıyor, satılmış yeni Şerif Hüseyinler ve devşirdikleri hainler eliyle uygulamaya koymaya çalışıyor.
Yarım kalmış operasyonlarını tamamlayabilmek, hayata geçiremedikleri Sevr'i uygulamaya koyabilmek için harıl harıl çalışıyorlar.
Biz ise, olanı biteni büyük bir saflıkla seyrediyoruz.