Bugün dünyada gıda tedarik zincirinin en önemli halkalarından biri soğutma sistemleri olarak görülüyor. Gıdanın olduğu her yerde olması gereken, gıdayı belli koşullarda saklayabilme imkanı sağlayan soğutma sistemlerinde Konya’nın önemli bir markası var. ŞENKAR Soğutma, ürettiği sorunsuz ürünlerle dünyanın her yerinde Türkiye’yi gururla temsil etmesiyle gururlandırıyor. Özellikle Türkiye’nin olmadığı ya kısmen zorlandığı uluslararası pazarları zorlayarak fark oluşturmaya çalışan ŞENKAR, ihracattaki hedeflerini büyütüyor.
YÜZDE 99 İHRACAT YAPAN BİR FİRMA
Önemli açıklamalarda bulunan ŞENKAR Soğutma İhracat Müdürü Mehmet Büyükelliiki, ŞENKAR’ın 1988 yılında kurulduğunu söyledi. ŞENKAR’ın soğutma sanayi sektöründeki gelişimini sürdürdüğünü belirten Büyükelliiki şu bilgileri verdi; “Marketlere, kasaplara, manavlara, pastanelere, şarküterilere sanayi tipi buzdolabı yapan bir firmayız. Marangozlar Sanayi’de başlayan maceramız daha sonra 1. Organize Sanayi’ne, ihracatın başlamasıyla da 3. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 18 bin metrekarelik üretim alanımızda devam ediyor. Yüzde 99 ihracat yapan bir firmayız. Ana hedefimiz ihracat ve uluslararası pazardaki payımızı artırmak.”
DÜNYAYA GÖRE KENDİNİ KONUMLANDIRAN BİR FİRMA
Gıdanın olduğu her yerde ürünlerinin ihtiyaç olduğunu vurgulayan Büyükelliili; “Dünyanın her yerinde gıda var. Gıdanın olduğu her ülkede market var, marketin olduğu yerde de soğutmaya ihtiyaç var. Gıda tedarik zincirinin tamamlanması için, müşteriye sağlıklı ürünün temini için, gıdanın belli soğutma şartlarının sağlandığı ortamlarda saklanması gerekiyor. Bundan dolayı bizim her ülkeye aynı ürünü satma olasılığımız var. Ama tabi sektör, zamana göre elbette değişim gösteriyor. Örnek verecek olursak; dolabın içerisinde kullanılan gaz konusunda sürekli yenilenme var. Şuan çevreye duyarlı gazlarla soğutma yapılmak isteniyor. Özellikle Avrupa bu şekilde. Biz de buna yönelik Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Görsellik anlamında da ülkelerin alışkanlıkları veya müşterinin talebine göre çalışmalar yapıyoruz.
Artık enerji maliyetlerinden dolayı açık dolaplar yerine kapılı veya sürgülü dolaplar tercih edilmeye başlandı. Avrupa’da açık dolap kalmadı artık. Buna dönük kanuni düzenlemeleri dahi var. Dolayısı ile biz de bu tür değişikliklere göre konumlanıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘KEŞFEDİLMEMİŞ ÜLKELER BİZİM HEDEFİMİZ’
Başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere Avrupa’nın neredeyse tüm ülkelerine ihracat yaptıklarının bilgisini paylaşan Büyükelliiki ihracat hedeflerini şöyle açıkladı; “İhracat yaptığımız birçok ülkede bayilerimiz var. Yine İsrail, Suudi Arabistan, Filistin, Gürcistan, Nijerya, Dubai, Dominik Cumhuriyeti gibi ülkelere de ihracatımız bulunuyor. Biz ŞENKAR olarak, herkesin çalıştığı ülkelerden ziyade, hiç girilmemiş pazarlara girmeye çalışıyoruz. Hedef pazarımız Orta ve Güney Amerika. Keşfedilmemiş ülkeler bizim hedeflerimiz.
İhracatımızı artırmak için öncelikle araştırmalarımızı yapıyoruz. Hangi ülkeye ne tür ürün yapabiliriz bunu planlıyoruz. Sonrasında ürün portföyümüzü tamamlayıp yurt dışı görüşmelerine çıkıyoruz. Birebir müşteri ziyaretleri yapıyoruz, uluslararası fuarlara katılıyoruz. Böylece farklı pazar arayışlarımızı sürdürüyoruz.”
YATIRIMLAR SÜRÜYOR
Büyümeye dönük yatırımlarını da sürdürdüklerini dile getiren Büyükelliiki; “6. Organize Sanayi Bölgesi’nde yeni fabrika için arsa alımını gerçekleştirdik. Dolayısı ile daha büyük, daha iyi, daha çok Ar-Ge imkanı bulabileceğimiz bir üretim alanına kavuşacağız. Ama bizim ana hedefimiz; sorunsuz ürün. Bugün yurtdışına ürün gönderiyoruz. Gönderdiğimiz ürün bozulursa, burada ne kadar büyük bir üretim yaparsam yapayım mutlu olamayız. Çünkü müşteriyi memnun etmeniz gerekiyor. Önce hatasız ve sorunsuz ürün yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
‘BU SIKINTI NE KADAR SÜRER BİLMİYORUZ’
Büyükelliiki, ülke ve dünya genelinde yaşanan ekonomik sorunlara da değindi. Sıkıntıların pandemi dönemiyle birlikte başladığını söyleyen Büyükelliiki şu bilgileri verdi; “Pandemi döneminde Çin’de, Avrupa’da, Amerika’da üretimde ciddi duraklamalar oldu. Ancak biz üretimde hevesli bir ülkeyiz ve bu dönemde hiç durmadık. Türkiye bu süreci iyi değerlendirdi. Gece gündüz çalıştık. Pandemi “stok yapıyım” algısı oluşturdu. Bu da bizim gibi üreticilere yaradı. Fazla ürün alma gayreti depolarda şişkinlik oluşturdu. Pandemide nakliye maliyetleri de arttı. Bu da ürünün maliyetine yansıdı. Dolayısı ile tüm dünyada enflasyon oluştu. Avrupa Merkez Bankası, Amerika uzun yıllar sonra faiz artırımına gitti. Bu da insanların ticarette kullandığı paraları, mevduata yönlendirdi. Dolayısı ile geldiğimiz noktada bu gelişmelerin sıkıntısını yaşıyoruz. Bu durum ne kadar sürer bilmiyoruz.”
