Eylül ayı içinde iki yeni kitabımı yayın hayatına sokmanın mutluluğunu yaşıyor, Rabbime sonsuz hamd ediyorum.

Her iki kitabımın hazırlığını aynı anda yaptım. Bir yıldan fazla süren bir çalışmamın sonucu doğdu bu eserler…

‘AKVİRANLI TOPAL VEYİS’  benim yedinci kitabım ama ilk romanım olma özelliğini taşıyor. Bu bakımdan benim için önemli ama bu kitabımı daha da önemli kılan içeriği…

Topal Veyis namıyla meşhur olan, babamın da ismini aldığı büyük amcam Veyis Efendi, 2. Abdülhamit Han döneminde sarayın kontrolünde medrese tahsili yaptıktan sonra sarayda önemli bir görev yaparken 31 Mart vakasında vurularak Akviran’a dönen, Akviran’ın nahiyelik ve belediyelik olmasını sağlayan, ilk belediye başkanlığını yapan ve 33 yaşında iken hayattan koparılan bir zattır.

Bu zatın çok ilginç hayat hikâyesini romanlaştırmamın iki amacı vardı. Birisi büyük amcamıza yani babamın ismini aldığı amcası Veyis Efendi’ye vefa göstermek, aynı zamanda kısa ama örnek hayatından ibretler ve gerekli mesajın alınmasını sağlamaktır.

Bir diğeri de memleketimiz olan bugünkü adıyla Akören’in tanıtımına katkıda bulunmaktır. Akören, romanda geçen dönemdeki adıyla Akviran ismi bir romanda ilk defa yer almaktadır. Bu bakımdan oldukça önemlidir. Akören’in bir romanda yer alması demek, romanın ulaştığı her yerde tanınması demektir.

Topal Veyis amcamızın öyle bir hayatı var ki sadece roman olarak kalması yetmez bu romanın filminin de yapılması gerekir. Bu hayatın filmi yapılırsa çok ilgi çekeceği muhakkaktır. Topal Veyis’in başından geçen tüm olayları öğrenmek için kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.

Kitap Akören Belediyesi Kültür Yayınlarından yayımlandı. Bu sebeple Akören Belediye Başkanı İsmail Arslan beye teşekkürlerimi arz ediyorum. Romanın başkahramanı olan Topal Veyis’in Akviran’a nahiyeliği ve belediyeliği getirmesi yanında ilk belediye başkanlığını da yaptığı düşünülürse, Akören Belediye Başkanı İsmail Arslan beyin kitabın yayımlanmasında verdiği desteğin ne kadar anlamlı olduğu anlaşılmış olur.     

Topal Veyis ile ilgili bilgileri önce çocuklarına sonra da tüm akrabalarımıza sürekli anlatan ismini taşıyan merhum babacığımdı. Babamdan bu bilgileri edinip zihnime kazıyınca, 12 yıl önce Topal Veyis’i ilk defa yazmanın ve bu ismi kamuoyuna ilk duyurmanın mutluluğunu yaşamıştım. 2010 yılı Kasım ayında Merhaba Gazetesi Şehir ekinde, ‘Memleketim Akören’ başlıklı yazımda Topal Veyis Efendi’yi babamdan dinlediğim şekliyle tafsilatlı olarak yazmıştım.

Daha sonra dergilerde ve köşe yazılarımda zaman zaman bu konuyu yine kaleme almış, verdiğim konferanslarda anlatmış, son olarak da 2019 Şubat ayında yayınladığım ‘Babam Veyis Ersöz’ kitabımda da yer vermiştim. O zamandan itibaren zihnimde oluşan bu ilginç hayatı romanlaştırma düşüncemi, gerçeğe dönüştürmemi sağlayan Cenab-ı Hakk’a sonsuz şükürler ediyor, verdiği destek ve katkı nedeniyle Akören Belediye Başkanı İsmail Arslan beye tekrar tekrar şükranlarımı sunuyorum.

12 yıl önce Topal Veyis’i ilk defa nasıl kaleme almışsam, bugün de ilk defa yeni bir fikir ortaya atmış oluyorum. Topal Veyis romanımın filminin yapılması… Bu da bir gün gerçekleşir İnşallah…

***   ***   ***

Bu ay içinde yayın hayatına giren ikinci, genelde sekizinci kitabım ‘FETÖ’NÜN İÇYÜZÜ’ oldu.

1991 yılından itibaren Birinci Körfez Savaşı’nda, “Ölen İsrailli çocuklar gözümde tülleniyor” sözüyle nefret etmeye başladığım Fetullah Gülen ve örgütü hakkında, Dinler Arası Diyalog adı altında yapılan İslâm’a ihanet faaliyetleri başta olmak üzere, bütün sapkınlıklarını gün yüzüne çıkarmak, gerçek yüzlerini ortaya koymak ve halkımızı uyandırmak için 2000 yılından itibaren yazılar yazdım.

Halkımızın büyük çoğunluğunun efsunlandığı bir dönemde gazetedeki köşemde bunların içyüzlerini kaleme aldığım yazılarıma araştırmalarımı da ilave ederek bu kitabı yayınlamaya karar verdim. Bu kararı verirken bazı gelişmeler etkili oldu.

Elinizdeki kitabın içeriği Yenigün gazetesinde 15 gün boyunca yazı dizisi olarak yayımlanmıştı. Okuyucularımdan ve sevdiğim, değer verdiğim bazı dostlarımdan bu yazının gazete köşesinde kalmaması, mutlaka kitap olması gerektiği ile ilgili yoğun talepler aldım. Ayrıca FETÖ’nün en büyük mağdurlarından olan işadamı Nusret Argun kardeşimin aynı yönde talebi ve desteği kararımı pekiştirdi. 6 yıl cezaevinde kalmasına rağmen FETÖ’ye teslim olmayan Nusret Argun kardeşimin mücadelesine selam duruyor, kendisine sonsuz şükranlarımı sunuyorum.

FETÖ lideri Fetullah Gülen’in hayatından başlayarak örgütün kuruluşundan itibaren 15 Temmuz’a kadar yaptığı bütün faaliyetleri bu kitapta bulacaksınız. Bilinen, bilinmeyen bütün yönleri ile FETÖ’nün içyüzünü bu kitapta okuyacaksınız.

Kitabımın çeşitli dostlar tarafından sosyal medyada paylaşılmasından sonra çok sayıda tebrik ve teşekkürler alırken yapılan bir yorum aşağıdaki açıklamamı gerekli kıldı.

Facebook sayfasında ADD Genel Sekreteri ve CHP eski İl Başkan Yardımcısı yazan ismini anmaya değmez bir şahsın yazdığı,  aynen kopyalayıp yapıştırdığım yorumu şöyle:

"sayın yazar Türkçe olimpiyatlarının yapıldığı esnada salonda bulunmuşmudur. o dönemde herhangi bir feto eleştirisi yaptığı yazı bulunuyormudur."

Baştan sonra Türkçe'yi katlettiği bu yorumunun kasıtlı ve beni yıpratmaya yönelik olduğunu düşündüm. Geçmiş yıllarda KON TV'de yayınlanan Hasbihal programıma konuk olmak için bana mesajlar yazan ve benden olumlu cevap alamayan bu şahsın intikam için yıpratma girişiminde bulunduğunu anlamam zor olmadı. Bu yoruma elbette benim de bir cevabım olması gerekir. Susmak bu tür yorum sahiplerine cesaret vereceği gibi, sessiz kalırsam bu iddiayı kabullenmem gibi bir anlayış ortaya çıkabilirdi.

Bu sebeple kamuoyuna aşağıdaki açıklamam gerekli olmuştur:

1- Kitabım okunduğu zaman bu tür soruların cevaplarının hatta çok daha fazlasının orada yer aldığı görülecektir.

2- 1991 yılında nefret etmeye başladığım Fetullah Gülen ve yapılanmasının hiç bir faaliyetine, üzerine basa basa tekrar yazıyorum halkı efsunladıkları Türkçe Olimpiyatları da dâhil olmak üzere hiç bir faaliyetine iştirak etmediğim, onlara yakınlık duymadığım gibi bütün faaliyetlerine hep karşı oldum.

3- 2000 yılından itibaren gazete köşe yazılarımda faaliyetleri ile ilgili defalarca eleştiri yazıları yazdığım için tehditler aldım.

4- Konya'da o tarihlerde benden başka FETÖ aleyhine yazı yazan ikinci bir yazar olduğunu hatırlamıyorum.

5- Şimdi doktor olan oğlum Eymen’i üniversiteye hazırlık dershanelerine ücretsiz kaydetmek için defalarca aramalarına rağmen 'oğlumu size teslim etmem' dedim ve ücretini ödeyerek başka dershaneye gönderdim.

6- Hayatımı didik didik etseniz ufacık bir FETÖ bulaşığı dahi bulamazsınız ama hayatımın her safhasında FETÖ düşmanlığı bulabilirsiniz.

7- FETÖ konusunda kitap yapılacaksa bunu benim yapmam gerekirdi ve gönül rahatlığı içinde yaptım.

8- Burada kısaca cevaplamaya çalıştığım bu konuların tafsilatlı cevapları kitabımda mevcuttur. Şahıs kitabımı okumadan itham etme yolunu seçti.

Böyle biline...

Bu cevabımdan sonra yazıma kaldığım yerden devam edebilirim.

Önce Akören Belediye Başkanı İsmail Arslan beye, sonra da işadamı Nusret Argun beye teşekkürlerimi iletmiştim. Teşekkür borçlu olduğum başka isimler de var.

‘Akviranlı Topal Veyis’ kitabım ilk romanım olduğu için roman ve hikâye dalında uzman olan Hüzeyme Yeşim Koçak hanımefendi ile Yakup Çak kardeşimin görüşlerini almak istedim. Zira bazı hataları yazarın gözü atlayabiliyor, başka bir gözle okunması gerekli oluyor. Her ikisi de sağ olsunlar kırmadılar, okudular ve tavsiyelerini, uyarılarını bildirdiler. Onların bu tavsiyeleri bazı düzeltmeler yapmama vesile oldu. Daha sonra da basıldı. Yine de bazı hatalar vardır. Okuyucularımın hoş görüşüne sığınıyorum. Hüzeyme Yeşim Koçak hanımefendi ile Yakup Çak kardeşime de emekleri ve yardımları dolayısı ile şükranlarımı sunuyorum.

Ayrıca teknik yönden çok emek ve zaman harcayan, her iki kitabımın da tasarımını yapan Ahmet Aka kardeşime ve ‘Akviranlı Topal Veyis’ kitabımın kapağını hazırlayan Züleyha Önal hanımefendiye de şükranlarımı sunuyorum. 

Desteklerini esirgemeyenlere, yardımcı olanlara ve emek verenlere teşekkür etmek bir borçtur.  Ben de bu yazımda bu borcu ödemiş oldum. Kabul olunmasını temenni ediyorum. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.

NOT: 1 Ekim Cumartesi günü saat 15.30 – 19.30 arasında Kültürparkta bulunan İl Halk Kütüphanesi’nde imza günüm olacaktır. Bekleniyorsunuz efendim.