Yeni bir yılın..

Abone Ol

                       YENİ BİR YILIN BAŞLANGICINDA AKILDA KALANLAR

Günler ne çabuk geçiyor? Hem dünyanın ömrü hem insan ömrü ne çabuk tükeniyor? İnsan sermayesi buz olan, pazarda buz satan biri gibi, sıcak bir ortamda kendi kendine eriyip kaybolacak buz gibi, insan hayatı da adeta eriyip kayboluyor.

“Fikr-i müstakbeli maziyi bırak ârif isen,

Böyledir hal-i zaman, bir varmış bir yokmuş” dediği gibi şairin, içinde bulunduğumuz zamanın hâli bir varmış, bir yokmuşa ne kadar da benziyor.

Bugün ayın ikisi olmuş bile. Oysa daha dün denecek kadar kısa bir süre içinde    başlamıştık yeni yıla.

Herkes kendi inancına göre, kendi duygu ve düşüncelerine göre yeni yıla yeni bir başlangıç yapmıştı.

Bugün ise ayın ikisi ve günlerden Cuma. Yılın ilk cuması. Rabbimizin bizlere ihsan ettiği binlerce nimetten biri olan ömrümüz, vaktimiz, bize hediye edilen günlük yirmidört saatimiz.

İçinde bulunduğumuz vakti, bize o vakti verene az da olsa vakit ayırarak kulluk bilinci içinde, dağların yer ve göklerin yüklenmekten kaçındığı sorumluluğu yerine getirme şuur ve uyanıklığı içinde değerlendirebiliyor muyuz?

Yapabiliyorsak ne mutlu bizlere!

                        AYDINLAR OCAĞI AYDINLATMAYA DEVAM EDİYOR.

Aydınlar Ocağı Konya Şubesi'ni ve onun değerli başkanı Dr. Mustafa Güçlü'yü gönülden tebrik ediyorum.

Özellikle Salı günleri akşamlarında düzenlemiş oldukları programlar katılımcılar, dinleyiciler açısından çok yararlı oluyor.

2014'ün son Salı akşamında, Kültürpark'da bulunan İl Halk Kütüphanesi tarihî bir gün yaşadı.

Merhum Abdürreşid İbrahim ve M. Ali Arpacı'yı anma toplantısına salonlara sığmayan kalabalık bir misafir topluluğu katıldı. Gelenlerin iyi ki gelmişim dediği bir toplantı oldu.

Gazetemiz yazarlarından M. Sinan Ümit ve Caner Arabacı'ın hem sunucu hem de konuşmacı olarak katıldıkları programda Selçuklu Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Okan Haluk Akbay, Zekeriya Mızrak M.Ali Arpacı'yı anlatırken, Caner Arabacı da Abdürreşid İbrahim Efendiyi anlattılar.

Abdürreşid İbrahim, M. Akif'in Safahat'ında,

 “Bembeyaz lihye-i pâkiyle beyaz destârı,

O mehîb alnı, o pek munis olan didarı” diye yer verdiği ve övdüğü önemli bir şahsiyet. İslâm'ı yaymak ve yaşatmak maksadıyla Sibirya'dan,Türkistan, Japonya, Çin, Hindistan, Afrika ve Anadolu'ya binbir sıkıntıyla yolculuk eden, Sibirya Türklerinin Lideri bir seyyah, bir muallim, bir mücahid, bir kahraman.

Gücünü, ömrünü Müslüman Türk alemine harcamış, islâmın bayrağını Japonya'ya bile taşımış, dünyanın neresinde bir imdat çığlığı duysa oraya koşmuş, cepheden cepheye ulaşıp savaşan askerlere su vermiş, Tokyo Camii'nin yapımında öncülük etmiş yiğit bir Müslüman.

Moskova'da Lenin ve Stalin ile temasa geçerek, oralarda yaşayan Müslüman Türk halkının zarar görmesini engellemiş ama, Bolşevik idare, Rus şovenizmine dönüşünce Rusya'dan ayrılarak Türkiye'ye iltica etmiş Abdürreşid İbrahim Efendi şöyle diyor:

“Ben bütün hayatımı dinim uğrunda sarfettim.Ben zengin olabilirdim, müftü de olabilirdim, nefse uysam her şey yapabilirdim fakat dinimi feda etmedim.”

Abdürreşid İbrahim Efendi ailesi ve O'nun işaretiyle Türkiye'ye iltizzzzzzca edenler Cihanbeyli'nin Böğrüdelik köyüne yerleştirilir. Ne yazık ki burada cüzamlı gibi tecrit altında tutulur. Japonya'ya Cami yaptıran bu büyük zat, “Ak  sakallı komünist” diye yaftalanır, Türk vatandaşlığından çıkarılır.

O da Japonya'ya, Tokyo'ya gider, hizmetlerine orada devam eder, islâmın gelişmesi için çalışır. İslâm'ın daha iyi tanınması için İngilizce- Arapça bir dergi çıkarmayı plânlar ama ömrü vefa etmez. 17 Ağustos 1944'de Tokyo'da vefat eder.

(Bu konuda daha fazla bilgi için Derin Tarih Dergisi Ocak 2015, sayı 34'deki Caner Arabacı'nın Tokyo Camiini Yaptıran Hocaya “Komünist” Deyip Canından Bezdirdik, başlıklı makalesini okuyabilirsiniz)

M. Ali Arpacı da, genç yaşta aramızdan ayrılan, hafız, yüreği iman ve aşk dolu genç bir işadamı. O'nun hayatını anlatan arkadaşları, dostları ve yakınları da, O'nun çalışkanlığı ve fedakârlığı yanı sıra Japonya'ya, Japon insanına ayrı bir sevgi duyduğunu anlattılar. Konya'ya Japon Parkı'nın yapılamasında ve Japonya ile Konya'nın buluşturulması için Dernek kurma çalışmalarında öncülük yaptığından söz ettiler.

Anladım ki her iki şahsiyet arasında pek çok ortak payda var. İman ve Salih amel noktasında olduğu kadar, islâmın gür sesinin Japonya kadar uzak ülkelere ulaştırılması için de gayret etmiş, çalışmış iki yiğit insan.

M. Ali Arpacı önemli eserlerin yayınlanıp ortaya çıkmasında da önemli çalışmalar yapmış.

Allah her ikisine de rahmet etsin. Her ikisinin de mekânı Cennet olsun.

Böylesine güzel her iki değerli insanı bizlere ve Konyalılara tanıştırdığı ve tanıttığı için Konya Aydınlar Ocağı'na ve Dr. Mustafa Güçlü'ye tekrar teşekkür eder, bu tür programların devamını dilerim.

                                                            TEBRİK

Bütün okuyucularımın Mevlîd Kandili'ni tebrik eder, kandil gecemizin Hz. Peygamberimizi tekrar hatırlamaya ve O'nun yolundan gitmeye vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ederim.

 

                                                         GÜNÜN SÖZÜ

GÜLMESİNİ BİLMEYEN DÜKKÂN AÇMASIN.

                                                                                            Japon Atasözü