Yaşlı anne babamız...

Abone Ol

YAŞLI ANNE BABAMIZ VELİNİMETİMİZDİR 

Yaşlılar hayatı acılarıyla, sevinçleriyle nokta nokta yaşamış insanlardır. Hele ömürlerini hak yolunda harcamış, saçını-sakalını bu yolda ağartmışlarsa, onlardan alacağımız ve öğreneceğimiz çok şeyler vardır ve onlar herkesten çok saygıya, sevgiye, hürmete layık kimselerdir.
Bir toplumda huzurun temin edilmesinde saygının, hürmetin büyük bir yeri ve tesiri vardır. Özellikle toplumun büyük bir kısmını teşkil eden yaşlılara gösterilecek hürmet, toplum huzurunun temel esaslarındandır.
Peygamberimizin, toplum binasının temellerini oluşturan ve geçmiş ile gelecek arasında bir köprü olan yaşlılarla ilgili hadislerinden birkaçını sizlere sunmak istiyorum:
“Saçı-sakalı ağarmış yaşlı müslümana, hükümlerini çiğnemeyen ve okumayı bırakmayan Kur'an okuyucusuna, adil idarecilere ikram etmek ve saygı göstermek, Allah'a saygıdandır.”(Ebu davud, Edeb) “Eğer Allahın beli bükülmüş kulları, süt emen yavrular, otlayan hayvanlar olmasaydı, başınıza sağanak sağanak ve kesintisiz azap yağardı.” (Münavi, Feyzür17;l-Kadir, 5/344)
İhtiyarlar, toplum binasının manevi direkleri yerindedir. Toplumun kökleşip gelişmesinde en büyük pay onlarındır. Çünkü onlar, gençlerin yetişmesine çalışmış, ömürlerini kendilerinden sonrakilere daha güzel bir dünya bırakmak için harcamışlardır. Bu bakımdan toplumların temelinde harçları bulunan yaşlılara saygı göstermek, her şeyden önce dini, insani ve vicdani bir görevdir.
İşte şu ayet-i kerime insan ömrünün bu safhasını şöyle tarif eder: “Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin.” (Hac suresi 5)

Şayet ömrümüz varsa, hepimiz yaşlanacağız. Onun için çocukluğumuzda hiçbir karşılık beklemeden bizi beleyen, besleyen, büyüten ana-babamızın yaptıklarını ihtiyarlıklarında asla unutmamalıyız. Ayrıca bizim dinimiz vefa dinidir. Başka bir sebep olmadığını farzetsek bile, şu hadis-i şerif yine yaşlılara hürmet için bir teşvik unsuru olmalıdır: “Bir ihtiyar insana, yaşlılığına hürmeten saygı gösteren kimseye, yaşlandığı zaman, kendisine hürmet edip saygı duyacak bir kişiyi, Allah mutlaka ona âmâde kılacaktır.” (Tirmizi, Birr, 74 (2091)
Ana-baba hakkı üzerinde Kur'ân'da ısrarla durulur. Bu konudaki âyetlerden bir kaçı şöyledir:

Her insanın vebalini, kendi nefsine bağladık, her insan yaptıklarına göre muamele görür.  Nitekim kıyamet günü hesap defterini önünde açılmış bulacaktır. Şöyle deriz ona: "Defterini oku. Bugün muhasebeci olarak kendi işini görmeye kendin yetersin!" (İsra, 17/23-24)

 “Biz insana, annesine babasına iyi davranmasını emrettik.  Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımıştır.  Sütten kesilmesi de iki yıl kadar sürer.  İnsana buyurduk ki: "Hem Bana, hem de annene babana şükret, unutma ki sonunda Bana döneceksiniz. " "Eğer onlar seni, şerik olduğuna dair hiçbir bilgin olmadığı şeyleri, Bana ortak saymaya zorlarlarsa sakın onlara itaat etme.  Ama o durumda da kendileriyle iyi geçin, makul bir tarzda onlara sahip çık.  Bana yönelen olgun insanların yolunu tut.  Sonunda hepinizin dönüşü Bana olacak ve Ben işlediklerinizi tek tek size bildirip karşılığını vereceğim. " (Lokman, 31/14-15)

Hikâye olunur ki, bir evlat hasta annesini üç yıl sırtında taşımış ve bir gün annesine, hakkını ödeyebildim mi, diye sormuş, annesi şu cevabı vermiş: "Ne gezer evlâdım.  Sen beni sırtında taşıdın ama yorulunca, istirahat ve ihtiyaçların için yere indirdin.  Bense seni dokuz ay, kendimden hiç ayırmadan hep karnımda taşıdım ve besledim.  Ben sana büyüyesin diye bakardım.  Sense bana çabuk öleyim diye bakıyorsun. "

Ana-baba hakkı başta olmak üzere yaşlılara hürmet, onlara saygı ve ilgi duyma hakkında Peygamberimizden bize gelen tavsiyelerden bir kaçı şöyledir:

 “Ana ve babasının ihtiyarlık zamanlarında, bunlardan birine yahut ikisine yetişip de, bunlara gereken hürmet ve hizmette bulunarak Cennet'i hak edemeyen kimsenin burnu yerlerde sürünsün!” (Bu ifadeyi üç kere tekrar etmişlerdir.) (Müslim, "Birr," 8; İbn Hanbel, Müsned, 2/346)

 “Herhangi bir genç yaşlılığından dolayı bir ihtiyara hürmet ederse, Yüce Allah da yaşlandığında ona hürmet edecek kimseler halk eder.”  (Tirmizî, "Birr," 15; Ebu Davud, "Edeb," 58)

    Hadislerde zayıf, bakıma, ilgiye muhtaç kimselere bakmaya, onların sıkıntılarına katlanmaya teşvik, ihtiyarlar için ise, ihtiyarlığı kabullenmeye yönlendirme vardır. Gençleri ihtiyarlığa hazırlayan yönlendirici bir başka hadiste de şöyle buyurulmuştur:

Beş şeyden önce, şu beş şeyin kıymetini bilin: Ölümden önce hayatın, hastalıktan önce sağlığın, meşguliyetten önce boş zamanın, ihtiyarlıktan önce gençliğin, fakirlikten önce zenginliğin!  (age, 1/166-167)

Yaşlıları en iyi tedavi yolu ilgi ve şefkat, en iyi barınma yeri sıcak aile ortamıdır.  Huzurevi, Darü'l-acüze  vb. yerler, İslami değerlerin dejenere olduğu toplumlarda alternatif olarak doğmuş yerlerdir.  Buralarda yaşlılara fizikî olarak çok iyi bakılsa bile, aile ortamında var olan evlât ve torun sevgisi, sıcaklığı asla bulunmaz. Günümüzde devlet tarafından verilen teşvikle aileler yaşlı ana-babalarına bakmaktadırlar. Sırf bu parayı almak için ailelerin bakması takva açısından uygun değilse de hiç yoktan yine iyidir.

Bir de vahşi evlatlar var ki düşman başına! Paradan, maldan, materyalizmden başka putu olmayan bu insanlar parası için ana-babasına vuruyor, dövüyor, sövüyor. Hatta hızını alamayıp elini ayağını kesiyor, öldürüyor. Devam edeceğiz İnşallah!

(Not: Bu kar tatilinde sıcak, ekşili ve acılı arabaşı çorbası içmeyi unutmayınız)

 

MUHAMMED ACIYAN

KÜLTÜR DÜNYAMIZDAN

m-aciyan@hotmail.com