Bedesten'de kızımın öğrenci evi için birkaç malzeme arıyordum.
Hiç bir şeye ihtiyacım olmasa da buralarda gezmek, bin yıllık tarihin içinde yürümek,mekanı paylaşmak düşüncelerimi besler, duygularımı okşar.
Kapı camiinin oradan geçerken organize olmuş bir topluluk gördüm. Tarihi elbiseli insanlar ile günümüz elbiseli insanlar toplanmışlar, bir kişi topluluğa hitap ediyordu. Konya Büyük Şehir Belediye Başkanı Uğur ibrahim Altay'dı konuşan.
Konunun Ahilik haftası ile olduğunu çok geçmeden fark ettim.
Hemen Selçuklu Kongre merkezinde Ahilik çalıştayı aklıma geldi. Oraya da gitmek istiyordum.
Bir müddet izledim.
Ne kadar güzel bir fikirdi, Ticaret erbapları ile, tarihi Bedesten'de Ahilik sisteminin geliştiği mekan ve insanlarla konu işleniyordu.
Sonra esnafla bir yürüyüş de yapılacaktı. Ben çalıştayı izleyeceğim için ayrıldım . Yürüyüş çok güzel olmuş.
Düşündüm de çok daha derin konuyu içselleştirebileceğimiz etkinlikler yapılmalı dedim. Bu gidişle yapılacağına dair ümidim arttı. Çalıştay'da gördüm ki Karatay Üniversitesi, Konya Ticaret Odası ve Büyükşehir Belediyesi çalıştayı organize etmiş.
Karatay üniversitesi sanki Ahilik ile konunun sorumluluğunu üstlenmiş çok duygulandım.
Ama başta Ticaret Odası, Sanayi Odası ve bütün meslek odaları konuyu ortak ele alıp hayata geçirmeye doğru proje yapsalar, diye düşünmeden edemedim.
Ahilik Osmanlının kuruluşunda önemli rol almasına rağmen, neden yaşamımızdan çıktı, uzaklaştı bu konuları tespit edip onların çözümünü arasalar.
Değişik meslek grupları ve üyelerinin Ahiiliği nasıl güncelleyip hayatımıza tekrar sokabileceğimizi ortak payda haline getirseler.
Zira Doç. Dr Ömer Akdağ hocamın çalıştayda Ahilik ve Ekonomi sunumunda çok net ortaya koyduğu gibi, bugünkü dünyada bütün musibetlerin, tükenmişliklerin sebebi yanlış tarif edilen ekonomi tanımı.
Sayın Hocam diyor ki:
* Kapitalizmde iktisat şöyle tarif edilir; «Sınırsız ihtiyaçların sınırlı imkanlarla karşılanmasıdır».
* Ahilikte iktisadın tarifi şöyledir; sınırsız ihtirasların sınırlı imkanlarla karşılanmasıdır.
Burada sınırsız olan ihtiyaç değil, ihtirastır .
Evet ihtiraslarımızı, ihtiyaç gibi tanımlanarak insanların tüketim alışkanlığı teşvik ediliyor. İhtiyaçtan fazlası ile yaşamaya alışan insan tüketirken, tükeniyor, köleleşiyor.
Ahilik tüketim odaklı değil üretim odaklı bir kültür.
Kültürümüzde iktisatlı olmak kavramı da Ahiliğin bu ekonomi yaklaşımının içinden doğmak.
Ahilik insan odaklı:
Modern ekonomi;
İnsanı üretimin bir faktörü olarak görüp,belli bir süre faydalanıp ekonomi dışına çıkaran bir varlık bir sermaye unsuru olarak görüyor. sanki tüketimi arttırmak için insanı üretimin parçası yapmış.
Hatta daha da vahşisi insanın posası çıkıncaya kadar kullanıp, ekonomik ömrünü dolduran bir araç olarak görüyor.
Ahilik; insanı yaşat ki devlet yaşasın diyen Ahi Edep Ali'nin dediği gibi, insanı ekonomik varlığın bir parçası değil, ekonomiyi insan iradesinin yönetebileceği bir eylem olarak görüyor.
Onun için insanın sahip olması gereken özelliklere , meziyetlere sahip olabilmesi için ahilik; insanı ve insanlığı baş tacı edecek şekilde yetiştiren bir hayat okul haline gelmiştir.
Ahilik bir erdemler hazinesi. insanı insan , devleti devlet yapan ilkler deryası. Kurumsallaşmanın sık ı disipline dilebildiği etik kuralların hakim kılındığı yaşam biçimi.
Ahilik toplumu paylaşımcı hale getiren öğretiler bütünü.
Eli, kapısı, sofrası açık olmak. Böyle kurallara bürünmüş insanlık savaş yapabilir mi. Devletler düzeyinde düşünürsek, bu yaklaşım sömürgeciliğin emperyalizmin panzehiri olmaz mı.
Ahi insanın gözü, Beli, Dili kapalıdır.
Bugünün gelişmiş ülkelerinin devlet adamlarını bile gözlesek insanlığın mutsuzluğunu anlarız. Süper devletlerin başkanlarının edebe dair noksanlıkları, akılları dillerine yetişmeyen halleri,, her şeyin müstakbel sahibi duygusu ile doymayan gözlerinde toplumların neden uçurumun yakınında dolaştıklarını artık hepimiz fark edebiliyoruz.
İçinde edep olmayan, meslek ahlakı gelişmemiş, ahlaklı görünse bile bunu rol icabı yapan, her şeyi maddi kazanca göre ayarlayan, güce göre yerini belirleyen, insanlığı gücü oranınca yaşayacağına inanan insanların ağırlığı toplumda arttıkça, insanlık elbette yerlerde sürünecek.
Bu ahilik haftasında ümitlerim yeşerdi.
Bedestendeki toplantı, Kongre merkezindeki çalıştay, haftanın anısına, Karatay üniversitesinin hazırladığı, Ticaret Odasının desteklediği kitap, Büsan Sanyii kooperatifinin bastırdığı kitap ve büroşür muhteşemdi.
Ahilikten neden bu kadar uzaklaştık bunun çok iyi analiz edilmesi gerekiyor.
Ahilik gelişme evresinden günümüze güncellenerek gelse idi eminin bugün sadece ülkemiz değil, insanlık bugünkü durumundan çok daha mutlu olacaktı.
Mesela bugünkü kırizleri yaşamayacaktık.
Toplumsal yapı çok daha kuvvetli olacaktı.
Belki de bugün dünyada ileri teknolojiyi biz temsil edecektik.
Karatay Üniversitesine teşekkür ediyorum. Ahiliği yeniden, güncelleyerek bunu geliştirecek insanlar yetiştirerek toplumun geleceği adına ümit tohumları ekmiş.