Ekonominin temel konseptlerine dair bilgi sahibi olmak ekonomik süreçleri daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir. Hepimiz çeşitli problemli ekonomik süreçlerden etkilensek de milyonlarca insan ekonomiye dair oldukça sığ bilgi düzeyine sahiptir. Ekonomiye dair konuların çoğu oldukça kafa karıştırıcı olsa da aslında bilinmesi oldukça önemli olan bazı temel bilgiler de mevcuttur.

Bu tür bilgilere sahip olmak kendi bütçenizi yönetmede yardımcı olabileceği gibi alışverişlerinizde de size yardımcı olacak ve çeşitli tasarruf yollarının kapılarını aralayacaktır. Aynı zamanda yatırım yapmadan önce temel ekonomik bilgiye sahip olmak da bütçenizi korumanız konusunda kritik bir rol oynar.

5 Basit Ekonomik Konsept

Bu konuda bilgi sahibi olmak yöneticilerin izlediği politikalara da analitik bir yönden bakmanızda yardımcı olabilir.

1. Arz ve Talep

Arz ve talep belki de ekonomiye dair en çok duyduğumuz konulardan biridir. Çoğumuz bu konuyu okulda derslerde işlemiş olsa da arz ve talep teorisi aslında düşündüğümüzden daha kapsamlıdır. Bu konunun basitçe iki çizgiden oluşmadığını da bilmek gerekir. Öyle ki bu konsept hayatımızın pek çok noktasında etkisini göstermektedir. Hatta Bitcoin’in 10 yılı aşkın serüveni de arz ve talep teorisi ile özdeşleşmiştir. Bu konuda daha fazla bilgi almak için Bitcoin Buyer üzerinde kripto paranın arz-talep seyrini izleyebilirsiniz. Arz ve talep teorisine göre her ürün ve hizmetin belirli bir fiyatı vardır ve bu fiyat üzerinde satıcı da tüketici de uzlaşma gösterir.

Bu konu hakkında bilgi sahibi olmak çeşitli ürün fiyatlarında artış yaşanabileceğine dair bilgi edinmenizi sağlayabilir. Eğer üretim zincirinde bir problem yaşandıysa herhangi bir ürünün sayısı azalacaktır. Bu da o ürün için talebin artmasına neden olacak ve fiyatlarda artış ile sonuçlanacaktır. Böyle bir durumda arz ve talep konsepti devreye girer ve talep artmadan satın alım yapmanız da gereksiz harcamalardan kaçınmanızı sağlar.

2. Ürün Azlığı

Bir önceki madde ile el ele yürüyen ürün azlığı ise talebin artmasındaki en büyük etkenlerden biridir. Bu konsept kolayca şu şekilde açıklanabilir, “insanların istekleri sonsuzdur fakat kaynaklar sınırlıdır.”

Dolayısıyla bir ürün ya da hizmette azalma yaşanması kaçınılmazdır. Fakat insanlar o ürün ya da hizmeti sürekli olarak istemeye devam edeceği için talebinde artış görülecektir. Bu ise bir ürünün ya da hizmetin hak ettiğinden daha fazla bir fiyat noktasında satılmasına neden olur. Bu konu hakkında bilgi sahibi olmak da değer konseptini anlamanıza yardımcı olur. Bu sayede bir satın alın alacağınız şeyin değerini daha iyi analiz etmek mümkün hale gelir. En az olan her zaman daha değerlidir.

3. Paranın Zamansal Değeri

Yatırımcılık ile özdeşleşen bir konsept olan paranın zamansal değeri bize kısaca dünkü 1 TL’nin bugünkü 1 TL’den daha değerli olduğunu söyler. Bunun sebebi ise işlenebilen paranın faize kapı açmasıdır. Her ne kadar ülkemizde TL’nin değeri her geçen gün daha da dibe düşse de bu konsept doğrultusunda düşündüğümüzde faiz ile beraber değerlenecektir.

Örneğin dün sahip olduğunuz 1 dolar bankanızda durduğunda faiz kazanacaktır. Fakat yaşadığımız süre boyunca hem ürün hem de hizmet fiyatları giderek artmaya devam edecek. Enflasyon adını verdiğimiz bu süreç hiçbir zaman durmadan ilerleyerek satın alacağımız her şeyin fiyatını daha da yukarıya çekecek. İşte bu noktada paranızın zamansal değerini korumalı ve paranız üzerinden elde edeceğiniz gelirin enflasyona oranla daha yüksek olmasına emin olmalısınız. Elbette bunu teoride söylemek kolay, Türkiye ekonomisinde uygulamak zordur. Fakat ideal bir düzlemde paranın zamansal değeri hayat tarzınızı koruma konusunda kritik bir rol oynamaktadır.

4. Satın Alım Gücü

Satın alım gücü özellikle Türkiye’de yaşayan herkesin oldukça haşır neşir olduğu konulardan biridir. Satın alım gücü kişinin bütçesinin güncel enflasyon oranı ve ürün ile hizmet fiyatlarını ne kadar karşıladığını işaret eder. Örneğin geçmişte satın aldığınız bir bilgisayar ana gelirinizin sadece %10’una denk gelirken bugün satın almak isteseniz ana gelirinizn bilgisayar fiyatının yarısını bile karşılayamabilir.

Sizin yıllar içerisinde aldığınız ücret giderek artmış ve şu an aldığınız maaş daha üst düzey bir noktaya erişmiş olabilir. Fakat maaşınızın miktarı hiçbir zaman ürün fiyatlarından bağımsız olarak düşünülmemelidir. Maaşınızn geçmişe oranla ne kadar yüksek olursa olsun bugün satın alacağınız ürünlere yetmiyor ise satın alım gücünüz büyük oranda düşmüş demektir.

Editör: TE Bilişim