Memur-Sen Konya Şube Başkanlığı tarafından sendika binasında düzenlenen basın toplantısı ile Doğu Türkistan'da yaşanan insanlık dramına tepki gösterildi.

Basın Toplantısına Memur-Sen Konya Şube Başkanı Nazif Karlıer, Başkan Yardımcıları ve Memur-Sen'e bağlı diğer sendikaların temsilcileri katıldı. Şube Başkanı Nazif Karlıer, Doğu Türkistan ve milyonlarca insanın, iki emperyalist devletin çıkar kavgasında araç haline getirilmemesi gerektiğine dikkat çekti. “Bu yüzden dünyanın bütün iyi insanları zulme karşı güçlü bir hat oluşturmalı, adalet ve özgürlük dünyamıza hakim kılınmak için sorumluluk almalı. Ve hep birlikte haykırmalı; İnsan onuru dokunulmaz, özgürlükler kısıtlanamaz” diyen Karlıer, şunları kaydetti: “Çin, Doğu Türkistan’da bir soykırım gerçekleştiriyor. Çin hükümeti de, Doğu Türkistan’daki soykırımı, zulmü gizlemek için 'Sosyo-ekonomik reformlar' söylemini kullanıyor. Bu zulmün temelinde Doğu Türkistan’ı Müslüman Uygur Türklerinden arındırmak yatıyor. Çin fikri ıslahat adı altında bir milyondan fazla insanı hapishanelerde tutuyor. Çin komünist yönetimi ‘Kardeş Aile’ projesi adı altında her Doğu Türkistanlının evine bir Çinli erkek yerleştirerek Uygurların aile birliğini dağıtıyor. Evlenmemiş 16-25 yaş arası Uygur kızları Çin’in iç bölgelerine sürüldü. İlk yıl 240 bin, ikinci yıl ise bir milyon Uygur kızı ailesinin elinden zorla alınarak fabrika ve tarlalarda işçi yapıldı. 2001’de bir uygulama başlattılar. Adı 'Sincan Sınıfı.' Müslüman Uygur çocuklarını ailelerin elinden alarak, Çin’in iç bölgelerindeki yatılı okullara götürdüler. 2003 yılında Doğu Türkistan’daki bütün okullarda Uygurca yasaklandı. O tarihe kadar eğitimini Uygurca yapmışların diplomaları elinden alındı.Mühendis, doktor, profesör, öğretmen bütün akademik kadro bir günde 'vasıfsız işçi' yapıldı. Çin’in Doğu Türkistan’da tek orijinal ürünü işkencedir, zulümdür. Bu yönüyle 'Çin işkencesi' tabirinin bugünkü somut karşılığı Doğu Türkistan’da hergün değil her an yaşanıyor."

HABER MERKEZİ 

Editör: TE Bilişim