Kişinin vefatından sonra yapılmasını tavsiye ettiği yazılı veya sözlü vasiyetler olduğu gibi yaşarken uyulmasını istediği vasiyetler olabilir. 

Türk Dil Kurumuna göre Vasiyet kelimesi kullanıldığı yere göre iki farklı anlama gelir.

İlk Anlamı: Kişinin vefatından sonra yapılmasını talep ettiği şeyler

İkinci Anlamı: Nasihat, ikaz, uyarı

***

Bir babanın evlatları üzerinde yapmakla sorumlu olduğu üç şey vardır: Birincisi doğduktan sonra güzel bir isim koyup sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okumak. (veya Salih bir zata okutturmak)  İkincisi hem dünyaya faydası hem de ahirete faydası olacak zahiri ve batını ilimleri öğretmek için eğitimi ile ilgilenmek. Üçüncüsü ise vakti saati gelince Salih veya Saliha birisiyle aile hayatı kurmasını sağlamak. Mal mülk kazanıp bırakmak, meşru ve helal haram çizgisine uymak olmak şartı ile olabilir amma onda bir zorunluluk yok. Bunun için kendimizi parçalayıp, yormanın da aslında bir anlamı yok. Dünyanın malı dünyada kalıyor. Herkes kendi hesabını kendi vereceği için dünyevi ve uhrevi nimetleri lütfeden Allah’a kolay hesap vermek hepimize nasip olur inşallah.

Hazreti Ali efendimiz “Cenabı Allah kulun rızkına kefil ama imanına değil “ buyuruyor. Aslında her yaratılanın maddi ve manevi rızkı Levh-i Mahfuz‘da ( değişmeyen kader levhasıdır) yazılmış, kul dünyaya teşrif edince kendisini buluyor.  Ne az nede fazla. Bizde dünya hayatında sebeplere sarılarak bize tahsis edilen maddi ve manevi rızıklara sahip oluyoruz.

***

Alıp vermekte olduğumuz her nefes, vâdesi meçhul olan son nefese hazırlık mahiyetinde. Hadîs-i şerifte buyurulur:

“Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz!”

Son nefeste, imanı kâmil ile kalbi selim bir hal ile emaneti teslim etmek için Kuran ve Hazreti peygamber efendimizin sünnetine uygun yaşayabilmek gerek. Gayret bizden yardım Cenabı Allahtan. Allah’ın yardımı olmadan hiçbir başarılı sağlanmaz.

 Hz. Peygamber (sav) buyurdu ki: "Bir baba çocuğuna güzel ahlaktan daha üstün bir miras bırakamaz"

Merhum Abdürrahim Karakoç abinin “Vasiyet “ şiiri aslında bütün babaların evlatlarına bırakabileceği en güzel nasihat olsa gerek. Bu manalı şiirden alıntı yaparak yazımı tamamlıyorum.

 “İmansız askerin, korkak paşanın
Bir boyuna bir de enine tükür.
Kaçarken vurulup yere düşenin
Bir leşine bir de kanına tükür.

Ölürsen de hak yedirme, hak yeme;
Aka kara, karaya da ak deme.
Adaletten ayrılırsa mahkeme,
Bir hâkime bir de kanuna tükür.

İlaç olsa içme düşman tasından
Sakın taş attırma dost arkasından
Kim ikiyüzlüyse tut yakasından
Bir yüzüne bir de canına tükür.

Millet parasından verdirme parsa;
Edirne'den Van'a, Muğla'dan Kars'a
Nerede sahte bir kahraman varsa
Bir resmine bir de şanına tükür.

Kesmekle kısalmaz cömerdin eli
Yiğidin adına eklerler deli.
Baban olsa bile Allahsız ölü
Bir ruhuna bir de sinine tükür.

Bırak hesabını ölüm kalımın
İnanmışa zulmü ne ki zalimin
Manayı reddeden sözde alimin
Bir ilmine bir de fenine tükür.”

Baki selamlar.