Depremin ardından ilk gün bölge için yola çıkan AFAD gönüllüsü Sibel Doğan, bölgedeki izlenimlerini aktardı. Depremi öğrendikten sonra uyuyamayarak AFAD il binasına gittiğini ifade eden Doğan, “Bölgeye gitmek için form doldurdum ancak duramadım ve AFAD binasına gittim. Bölgeye gittiğimde ise insanların çaresizliğiyle karşılaştım.” ifadelerini kullandı.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Sibel Doğan. Özel bir sektörde çalışıyorum, aynı zamanda 3 buçuk yıldır AFAD Konya’da gönüllük eğitim ve faaliyetlerine katılıyorum.

Depremi ilk öğrendiğinizde hissettikleriniz nelerdi, ilk aksiyonunuz neydi?

Depremi Konya’da hisseden biri olarak ilk olarak televizyonu açtım. Depremi gördükten sonra AFAD’taki müdürlerime mesaj attım ve bölgeye gitmek istediğimi söyledim. Kahramanmaraş’taki arkadaşımı aradım, çok korkmuş ve güvenlik kulübesine sığınmışlardı.

AFAD gruplarından bölgeye gitmek isteyenlerin form doldurması ve hazırlık yapılması istendi. Benim valizim zaten hazırdı ve haber gelmesini bekledim. Uyuyamadım, görüntüleri görünce ağladım ve evde duramayacağını anlayarak AFAD il binasına gittim. Binada benim gibi formun cevabını beklemeden gelen birkaç gönüllü daha vardı. Yaklaşık 30 kişilik gönüllü ekibi olarak öğleden sonra 3 gibi yola çıktık. 13 gün boyunca Hatay’da çalışmalara destek olmaya çalıştık.

Bölgedeki ilk izlenim ve gözlemlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

Gece Hatay Belen’deydik. Her yer karanlık, elektrikler yoktu. Şehir terk edilmiş gibiydi. Kablolar yerlerde, binalar birbirine girmişti. Bizden önce yola çıkan AFAD personel kadrosunun çalışmalarına dahil olduk. Biz gittiğimizde onlar canlı çıkarıyor, kepçe ve ekipman desteğiyle enkaz arama çalışmaları yapıyorlardı. Sokaklarda yakınlarını arayan, kaybeden insanlar vardı. İnsanlar çaresiz, umutlar enkaz altındaydı.

13 gün boyunca bölgede yaptığınız çalışmalar nelerdi?

İlk olarak AFAD personel ekibine yardım için enkaz çalışmalarında çalıştık. Sağ olsun, Şamil Günaydın müdürümüz başta olmak üzere müdürlerimiz bizleri çok iyi yönetti. Bölgenin kriz masası bile yokken kriz masasının oluşturulmasını AFAD Konya üstlendi. Ancak farklı görevlerimiz de oldu. Enkazdan çıkarılan, hayatını kaybeden insanları taşıyorduk. Bu durumdan etkilenen arkadaşlarımız olunca gönüllü kadınlar olarak bizlere daha farklı görevler verildi. Tabi bölgenin durumunu görüp etkilenerek Konya’ya dönen gönüllüler de oldu. Bizler yardım TIR’larının indirilmesine yardımcı olduk ve kumanya dağıtımını gerçekleştirdik. Son 5 gün kriz masasındaydım.

Bölgeye gelen ilk araçlar Konya’dandı. Bu bize gurur verdi. Konya Büyükşehir Belediyesinin ve belediye başkanımızın bölgede ne kadar etkin olduğunu gördüm. Bu konuda belediyelerimize, hayırseverlere çok teşekkür etmek istiyorum.

Etkisinde kaldığınız bir olay var mı?

İskenderun Limanı depremin izlerini sildi, büyümeye hazırlanıyor İskenderun Limanı depremin izlerini sildi, büyümeye hazırlanıyor

İnsanların neler yaşadığına, ne acılar çektiğine birebir şahit oldum. Bir teyzemize yardım için gittiğimde yanında 3 tane çarşafın olduğunu gördüm. Çarşafları yatak zannettim ancak teyzeyle konuşunca acı durumu öğrendim. O çarşaflarda vefat eden oğulları sarılıymış. Ağlamamak için kendimi zor tuttum çünkü bizim güçlü olmamız ve onlara destek olmamız gerekiyordu.

KOLİLERİ AÇARKEN AĞLADIM

Bölgede sizin karşılaştığınız zorluklar nelerdi, nerede kaldınız?

Bölgedeki bir okulun mescidinde gönüllü hanımlar olarak kaldık. Ancak ilk günden itibaren sürekli şiddetli artçılar olduğu için uyuyamıyor, kolonların çıtırtılarını duyuyorduk. İnsanların enkaz altında olduğunu düşünmek bile bizi çok fazla yaraladı ve istemsizce iştahımız yoktu. Bir an önce insanlara ulaşmak, bir şeyler yapmak istiyorsun ama acılarını dindiremiyorsun. Çaresizlik çok kötü bir şeydi.

O kadar soğuktu ki, dışarıda çalışırken soğuk ve rüzgârın etkisiyle yüzüm yanmış. Bunu bile akşam fark etmiştim ve kar maskesiyle çalıştım. ‘Benim dışarıda yüzüm yanarken o insanlar enkaz altına ne yapıyor’ diye düşünmekten kendimi alamadım. Konya’ya geldiğimde de, oğlumun okul toplantısında ailelere oradaki durumu anlattım ve yardım kampanyasına katılımın önemini vurguladım çünkü bölgede art niyetli, insanların giyemeyeceği kıyafetleri gönderenler de olmuştu ve ben o kolileri açarken ağladım.

Bir gönüllü olarak, gönüllülük faaliyetlerinin hayatınızda neler değiştirdiğini bizlere anlatır mısınız; insanlara gönüllülüğü tavsiye eder misiniz?

AFAD gönüllülüğüm boyunca çeşitli eğitimler aldım ve bunun artısını her türlü ani panik halinde gördüm. Bu sayede insanlara faydalı olarak dua alıyoruz. Kastamonu’da olan sel felaketinde de bölgedeydim ve 1 hafta boyunca insanlara faydalı olmaya çalıştım. Çocuklarıma da gönüllülüğün önemini aşıladım. Gönüllüğü sevmemde AFAD’ın da ve AFAD Konya’dakilerin de etkisi büyük. Bana gönüllüğü sevdiren AFAD İl Müdürümüz Yıldız Tosun’a, bize emeği geçen ve çalışmalar yürüten AFAD müdürlerimizden Şamil Günaydın, Abdulmuttalip Tan ve Ahmet Yiğit’e de çok teşekkür ederim. 

Biz de size teşekkür ederiz.

HACER CEYLAN

Editör: Hacer Ceylan