Ümmetin özlemi

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Somali ziyareti gündemimizdeki haklı yerini korumaktadır. Siyasiler, sivil toplum örgütleri ve basılı ve görsel medyanın birincil ilgi odağı.

 Somali, Afrika kapısının anahtarı. Onun içindir ki stratejik özelliği olan yer. Afrika üzerinden para savaşlarının yapıldığı bu günlerde bizim muhalefet ve bir kısım medya tarafından önemi pek anlaşılabilmiş gözükmüyor.

Siyasi geleceklerini montaj ve şantaj üzerine bina etmiş muhalefetinde bunu anlamasını beklemek saflık olur.

Afrika kıtasında en çok sömürgesi olan Fransa, İngiltere ve İtalya. Osmanlı buradan çıktıktan sonra 200 yıldır bu ülkelerin komşu kapısı oldu. Bu ülkeleri haraca bağladılar. Yer altı zenginliklerini sömürerek kendileri semirdiler.

Mesela Fransa'nın haraca(vergi) bağladığı Benin, Fildişi Sahili, Mali, Gine, Nijer, Togo, Kamerun, Burkana Faso, Ekvator Ginesi, Çad, Gabon, Senegal, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Kongo'dan oluşan 14 ülkelik vergi grubu her yıl 300 milyar doları aşkın bir parayı Fransa'ya öderdi!

Mesela, petrol, doğalgaz, altın, gümüş, bakır cevheri, elmas, uran cevheri (IbOs), taş kömürü, kauçuk, manganez cevheri, demir cevheri, çinko cevheri, kurşun cevheri, fosfat, krom cevheri, kobalt, kalay cevheri, asbest, fittin, antimon cevheri, volfram cevheri, nikel cevheri, boksit cevheri, vanadyum gibi değerli madenler burada inanılmaz derecede boldu!..

Buradaki madenler dünya rezervlerinin yüzde 28'i ile yüzde 70'ini kapsıyordu!

Bu ülkelerin bazı liderleri bu haracı ödemek istemeyince hayatlarından oldular. Yine bu ülkeler ihracatının büyük bölümünü Fransa'ya yapıyorlar ancak ihtiyaçlarının hemen tamamını yine Fransa'dan karşılıyorlardı. Yani batının tüm zenginliği bu sömürü düzeninden.

İslam dünyasının sesi çıkmıyor. Bizde ne işimiz var orada deyince bu çakallar grubu atını rahatça oynatıyor.

Bizim ne işimiz var Somali'de diyen aydın(!) yazar ve çizerlerimizin telaşı nedendir dersiniz?

Avrupa'yı hizaya getirmek isteyen ABD'nin de son yıllarda Afrika'ya ilgisi büyüdü.

Afrika'yı insansızlaştırma projesi altında Pentagonun savaş silahı labratuvarlarında üretilen ebola gibi ölümcül virüsleri buralarda hayata geçiriyor ve askeri olarak da buraya yerleşiyordu.

Son yirmi yılda bu ülkelerde 60 yakın darbe gerçekleştiriliyor, bunların arkasında ya Avrupa ya da ABD çıkıyordu. Yani bu leş yiyici çakallar grubu kara Afrika'nın mazlum insanlarının gözyaşına bakmadan kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ediyorlardı.

 

Sultan Abdülaziz bir donanma yaptırmış Süveyş'ten geçerek Somali'yi dolayısı ile Hindistan ve uzak doğuyu kontrol etmek istemişti. Bunu haber alan İngiltere, içerideki işbirlikçileri marifeti ile Sultanın bileklerini keserek şehit ettirmişti. Daha sonra o donanma Haliç'te çürümeye terk edildi.

Türkiye'nin burayla ilgilenmesi onları tedirgin ediyordu.1997 de Necmeddin Erbakan'ın D-8'leri kurarak ilgilendiği Afrika ABD i rahatsız etmiş, 28 Şubat darbesini yaptırarak engellemişlerdi.

AKP hükümeti döneminde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'da Somali ve Afrika ile ilgilendi. Somali'deki korsanları bertaraf etmek iç karışıklığı önlemek için Deniz Kuvvetleri tarafından 5 firkateyn gönderilmesi kararlaştırıldı. Bunu haber alan, İngilizler ve ABD içerideki işbirlikçilerini harekete geçirterek çeşitli isimler altında operasyonlar düzenleyerek Deniz Kuvvetlerinde Amiral bırakmadılar. Hepsini hapislerde çürümeye terk ettiler.

Allahtan o günkü Başbakan durumun vahametini erken kavradı. Kendisine yapılan 17 ve 25 Aralık operasyonlarını zamanında kararlılıkla önledi de diğer haksız yere hapislerde yatan komutanların itibarını iade edebildi.

Bugün, artık köşkünde oturup gün dolduran Cumhurbaşkanları devri kapandı. Kırmızı ışıkta dur, yeşilde geç. Markette alış veriş et. Gibi işlerle uğraşan cumhurbaşkanları tarihe karıştı. Cumhurbaşkanı ne kırmızı ışıkta duracak, nede markette alışveriş edecek zamanı olmamalı.

 Daha aksiyon, elini taşın altına koyan yeni bir Osmanlı ruhunu harekete geçirten Cumhurbaşkanımız var. Bir kaç yıl öncesine kadar hayal bile edemediğimiz bir Cumhurbaşkanı profiliyle karşı karşıyayız. Yaptırdığı camide müezzinlik yapan bir Cumhurbaşkanı hem batılı çakallar için hem de içerideki beyinsizler için tehlike arz etmektedir.

Son günlerde İran ve Rusya'nın artık kendi para birimlerimiz ile ticaret yapalım demeleri Doları ciddi anlamda rahatsız etmektedir. Dünyadaki en büyük Dolar rezervini elinde bulunduran Çin, rezervinin bir kısmını EURO ya kaydırması Doların itibarını düşürecektir. Dolayısı ile EURO kullanan Çin Avrupa'ya kendi ürünlerini doldurduğunda Dolar yerlerde sürünmeye başlayacaktır.

Bu da ABD ve AB arasındaki rekabetten Türkiye karlı çıkabilecektir.

Türkiye'nin stratejik konumu ve tarihi bağlantıları kilit ülke haline getirmiştir.

Bu para savaşında Türkiye'yi yanına alan petrol ve doğalgazında anahtarını yanına almış olacaktır.

Bir noktada Müslüman Dünyaya ve Afrika'ya açılan kapının da anahtarını eline almış olacaktır.

Ayakları yere sağlam basan Türkiye, Avrupa'ya ;“Bizi mecbursunuz almaya, biz sizin kapınızda dilenen değil, şartlarını koyan bir Türkiye'yiz” demesi boşuna değildir.

Sık sık “Dünya beşten büyüktür, Dünyanın üçte birini Müslümanlar temsil ediyor, alınan kararlarda bizim de söz söyleme hakkımız olamayacak mı?” diye sorması boşuna değildir.

Charlie Hebdo olayı(tasvip etmesek de) Almanya ve Fransa'nın aklını başına getirmiştir. İçlerindeki Müslümanların bir gün kendilerine silah doğrultabileceklerini görmüşlerdir. Bu yüzdendir İslam'a fobiye karşıyız söylemleri.

Nüfusu yaşlanan Avrupa iş gücü açısından İslam ülkelerinin iş gücüne muhtaçtır. O yüzdendir ırkçı hareketlere karşı duruşları.

Artık Müslüman dünyanın önünde Türkiye vardır. ABD ve Avrupa bizim kapımıza gelip işbirliği için yol arayacaklardır.

Bu yüzyılın yıldızı Müslüman dünyadır. Bunun öncüsü de Türkiye'dir.

ABD ve Avrupa arasındaki bu savaştan Türkiye nasıl karlı çıkar?

Lozan'ın yazılı olmayan ancak olmazsa olmazı olan hilafetin kaldırılması şartının hükümsüzlüğüne karar verip, Hilafetin yeniden ihyasının sağlanması gerekmektedir.

Nasıl ABD ve AB birlikerini kurup tek devlet yolunda ilerliyorlarsa, bizde İslam birliğini mutlaka kurmalıyız.

Böylelikle İslam ülkelerindeki kardeş kavgalarını da son verilmiş olacaktır.