Bugünkü yazımda, genelde işyerlerinde gözlemlediğim üç önemli eksiklikten bahsetmek istiyorum. Ölçeğine, çalışanına , mali gücüne bakmaksızın her şirkette mutlaka olması gerektiğine  inanıyorum: Etik Kurallar,  Performans Yönetimi, Stratejik Plan…

Kanunsuz suç olmayacağı gibi keyfi olarak belirlenen ve zamana, zemine, kişiye göre değişen kurallarla işletmelerin sürdürülebilirliği sağlanamaz. Etik kurallar, organizasyonun kültürünün yazılı belirlenmiş halidir. Herkes tarafından, mutabakatla benimsenmiş ve herkesi bağlaması gereken kurallardır. Kuralların tatbikinden herkes birbirine karşı sorumludur. Bu kurallar, işletmenin görünmeyen ruh yapısını oluşturur ve iş barışının ana kolonlarını oluşturur. Her çalışanın devamlı göz önünde bulunması, öğrenilmesi ve içselleştirilmesi gereken kurallardır. Bu kurallar, yok demesinler diye değil, aynı zamanda şirkette etkili bir geri bildirimle eksiklik ve yanlışlıkların giderilmesini sağlar; işyerinin sahiplenilmesini birkaç kişiden alır ve işyerindeki herkese verir. .  Kuralların oluşturulması ve uygulanması için koordinasyon amaçlı kademe-meslek gruplarından temsilcilerin bulunacağı bir heyet tarafından yapılmalıdır.

Çoğu zaman çalışanlardan şikayet eden patronlara rastlıyorum. Doğru-adil- açık bir performans yönetim yani ölçüm sistemi kurup önceden ilan etmeden kimse “çalışmıyor yada yeterince hizmetinden istifade edilemiyor” diye yaftalanamaz veya herhangi bir yaptırıma maruz kalamaz. Kurulacak bir performans yönetim sistemi “çalışan-çalışmayan-başarılı-başarısız” gibi tefrikleri adil olarak yapmaya yarar. Gelişmiş bir ülkenin şirketleri ilk kurulduğunda mutlaka tesis edilen bir sistemdir .Performans Yönetimi…Gömleğin ilk düğmesinin doğru iliklenmesi gibi... İnandığım bir motto vardır: “Ölçemezsen Yönetemezsin” diye …Performans yönetimi ile en nihayetinde şirketin performansı , rekabet gücü ve sürdürülebilirliği de belirlenmiş olmaktadır.

Gelelim son fakat aynı önemde stratejik plana… Şirketimizin 5,10,50,100,200, 250 yıl sonra nerede olmasını istiyoruz sorusuna… Evet, Japon şirketlerinde 250 yıl sonrasına kadar elinde stratejik planı olanları işitmiştim. Bizde üst düzey yöneticiler genelde vakitlerinin yaklaşık % 90’ını günlük faaliyetlerle geçirirler; ancak gelişmiş ülkelerde ise tam tersi…Günlük işlerle uğraşan şirketler genelde sürüklenen, edilgen  şirketlerdir. Vizyonuna göre uzun erimli şirketler ise sürükleyen, geleceği şekillendiren, etken   şirketlerdir. Hani, bilginin yarılanma süresinin 3-4 yıla indiği bir zamanda muhtemel gelişmelere hazırlıksız yakalanmak adeta kaosu ve felaketi yaşamak, silinip girmektir.

Makalenin başında vurguladığım gibi keyfiliğe, zamana, zemine göre farklılık göstermeyen akıl ve bilim ışığında yazılı hazırlanan, önceden ilan edilen, güncel tutulan   ve görünmeyen yapıyı tesis eden ,  en az görünen kadar önemli olan: kurallar, ölçümler ve planlamalar şirketlerin mukavemetini, rekabet gücünü artıracak ve kurumsallaşmasını sağlayarak geleceğe taşıyacaktır. Bunun için önemlidir: Vizyoner ve İlke Merkezli Liderlik…