Üç aylarda en faziletli olan ibadetlerden birisi oruç tutmaktır. Oruç tutarak hem gün boyunca yaptığımız ibadetlere anlam yükler hem de diğer insanları daha iyi anlarız. Dinimizde belirli bir zamanda tutulan oruç sadece Ramazan ayına özeldir, yani bunun dışında üç aylar adı altında bir oruç şekli bulunmamaktadır. Ramazan ayının dışındaki üç aylarda oruç tutulmalıdır, fakat tamamı oruçlu geçirilmelidir diye bir hadis-i şerife rastlanmamıştır. "Bu aylarda, her ayın 13, 14, 15'i, ayın dolunay şekliyle olduğu günlerde oruç tutmak da Peygamberimizin sünnetleri arasındadır. Nafile ibadet olduğu için gücü yetenler oruç tutabilirler, Kur'an-ı Kerim'i daha çok okuyabilirler, çevrelerine, fakir fukarayı daha çok gözeterek yardımda bulunabilirler. Ramazan ayı zaten Kur'an ayıdır." Üç aylar Müslümanların kendilerini temizleme, toparlama ve iyileştirme ayı olduğundan dolayı yapılan ibadetler de bu yöndedir. Bu ayda bol bol okumalar yapılmalıdır. Dinimizle alakalı bir İlmihal alarak okuyabilir ve bilmediğiniz konularda bilgiler alabilirsiniz. Bu kitaplardan öğrendiklerinizi hayatınıza yansıtabilirsiniz. Beş vakit namaz üç ayları içerisinde farz kılınmıştır. Öncesinde namazını kılamayan kişiler bu ay içerisinde namaza başlamalı ve sonrasında da devam ettirmelidir. Kişi Zekâtını, Kur’an’a, sünnete ve fıkha uygun bir şekilde ihtiyacı olan kişilere vermelidir. İhtiyacı olan kişilere yardım etmek de bir çeşit ibadet yerine geçmektedir. Üç aylar içerisinde iyi insan olunmalı ve israftan kaçınılmalıdır. Küsler varsa barıştırılmalı ve araları yapılmalıdır. Üç aylar boyunca Peygamberimizin yaptığı dualar tekrar edilmeli ve benimsenmelidir. Hz. Muhammed (s.a.v)’in bu aylar boyunca yaptığı dua şu şekildedir: “Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl; Şehr-i Ramazan’ı affımıza vesile eyle.” Üç aylar boyunca bol bol Kur’an-ı Kerim okunmalı ve mümkünse okuyan kişiler dinlenmelidir. Allah’a olan bağlılık duyguları yenilenmeli ve kuvvetlendirilmelidir. Bu ay boyunca Efendimize salat ve selamlar getirilmeli ve O’nun şefaati ümit edilmelidir. Peygamber Efendimiz (S.A.S.) Mekke-i Mükerreme’yi fethettiği zaman Hz. Ebubekir (R.A.), yaşlı babası Kuhafe’yi Resulüllah Efendimizin huzuruna Müslüman olmak için getirir. Hz. Peygamberimiz: “Şu ihtiyarı buraya kadar yormayıp evinde bıraksaydın ben onu ziyaret ederdim” buyurarak yaşlılara hürmet etmenin ne denli önemli olduğunu bütün ashabına ve dolayısı ile bütün Müslümanlara ve insanlığa güzel bir örnek olarak göstermiş oldular. (Hişam 4/25) Hz. Ali (R.A.)’nin mescide giderken önündeki ihtiyara hürmet edip onu geçmemesi ve bu yüzden kazandığı mükâfat bizzat Peygamberimiz tarafından ashabın huzurunda kendisine bildirilmiştir. Geniş bilgi için. (Nezhetül mecalıs C.1) Yaşlılar bizlere kanlarından kan veren, canlarından can katanlardır. Hz. Peygamber Efendimiz (S.A.S): “Beli bükülmüş ihtiyarlar, süt emen bebekler, otlayan hayvanlar olmasaydı belalar sel gibi üstünüze dökülecekti” buyuruyor. (Keşfül-Hafa 2) Peygamberimizin bir hadis-i şerifini yazımın başlığına almıştım. Âlemlerin Efendisi: “Bereket büyüklerinizin yanındadır” buyuruyor. (Feyzül kadir 3/220) Âlemlerin Efendisi Peygamber Efendimiz (S.A.S.) “Düşkünleri görüp gözetiniz; zira siz, ancak düşkünleriniz sayesinde yardım görür ve rızıklandırılırsınız.” (Riyazussalihin C.1 S.314)