Türkiye'de kaç ulus var?

Abone Ol

Prof. Dr. Tayfun Atay'ı yıllar önce Beyşehir Gölü çevresinde yaptığı antropolojik incelemeleri topladığı "Göl ve İnsan" adlı kitabıyla tanımış ve o kitaptan çok şey öğrenmiştim. Geçenlerde bir günlük gazetede "Türkiye'de iki ayrı ulus var" başlığının yanında fotoğrafını görünce kendisiyle yapılan röportajı okumadan geçemedim.

Röportajın ayrıntılarından Tayfun Hoca'nın Türkiye'de iki ayrı ulus yaşıyor gibi bir iddiada bulunmadığını, ama bu yönde kaygıları olduğunu ve bu düşüncenin de esas itibariyle kendisine değil Şerif Mardin'e ait olduğunu belirttiği anlaşılıyor.

***

Şerif Mardin'i hatırlamayanlarınız olabilir; birkaç cümleyle yardımcı olayım. İddiaya göre kökleri Hz. Hüseyin'e dayanan Mardinizadelerden. ABD'de ve Türkiye'de hocalık yapan ünlü bir sosyolog! Önce "Bediüzzaman Said Nursi Olayı" adlı kitabı nedeniyle "dinci" sanılarak Türkiye Bilimler Akademisi'ne alınmayan, sonra "mahalle baskısı" kavramını ülke gündemine sokan profesör.

Tayfun Hoca'nın dediğine göre Şerif Mardin 1989 tarihli makalesinde “Toplumda biri seküler, biri de İslamcı olmak üzere iki ayrı ulusun ortaya çıkması ihtimalini göz ardı edemeyiz.”demiş. Mardin, İran Devrimi'nin tetiklemesiyle, hem Türkiye'de hem de Orta Doğu'nun genelinde başlayan İslamileşme sürüp giderse 2000'lerde Türkiye'de yaşam biçimi temelinde biri seküler, diğeri de İslami olmak üzere ulus iki ayrı ulus (nation) "kristalleşecek" düşüncesindeymiş.

Tayfun Hoca, "ulus" kelimesini dikkatle kullanıyor ama "Gezi Parkı sürecinde toplumda seküler ve İslami kesimlerin ayrıştığını ve evet fiilen bir ülkede iki ayrı “Türkiye” ortaya çıktığını düşünüyorum" demeden de edemiyor.

***
Bazıları Şerif Mardin'e de, Türkiye'yi onun yolundan giderek okuyan Tayfun Hoca'ya da kızabilir. Kızmak bir duygudur ve kızdığınız zaman duygusal bir tepki ortaya koyuyorsunuz demektir. Oysa vatanını ve milletini seven insanlar olarak duygudan çok aklımızı devreye koymamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Aklımızı devreye koyarsak bu bilim adamlarının görüşlerine kızmamız değil, katılmamamız söz konusu olabilir.

Türkiye'de iki ulus olduğunu ya da bu yönde bir eğilim olduğunu söyleyenlere katılalım mı, katılmayalım mı?

Bu kararı bilimsel anlamda vereceksek elimizde verilerimiz olmalı. Eminim, katılma yönünde de katılmama yönünde de görüşünüzü destekleyecek yüzlerce anekdot aktarabilirsiniz. Ama bunlar sadece anekdottur. Anekdotlarla olağanüstü güzel edebi eserler yazabilirsiniz, dinleyicilerinizi güldüren ya da ağlatan, büyük miktarlarda bağışlar yaptıran, oyunu bir kişiye ya da partiye verdiren, hatta ölümüne kavga-dövüş ettiren konuşmalar yapabilirsiniz; ancak bütün bu güçlü yönlerine rağmen anekdotlar bilimsel kanıt oluşturmazlar.

Bu nedenle ben bilimsel olarak Türkiye'de iki ulus oluşup oluşmadığına dair bir şey söyleyemem; değme babayiğidin de söyleyebileceğini zannetmem.

***

Ancak -anekdotal olacak ama- bu konuda bazı şeyler söylemeden de geçemeyeceğim:

1. Tayfun Hoca zaten fikrin kendisine ait olmadığını söylüyor ama Şerif Mardin'in de fikri orijinal değil. Yıllar önce okuduğum için şimdi adını hatırlayamadığım bir kitapta Fazlurrahman, müşaviri olduğu Eyüp Han'a Türkiye'deki durumu anlatıp acaba İslam dünyası için Türkiye örneğinin bir çıkış yolu olup olamayacağını sorduğunda Eyüp Han'ın ona "Ama Türkler iki millet oldular" dediğini hatırlatıyordu. (Bu arada ulusla millet aynı şey midir gibi tartışmalara hiç girmeyeceğim, kimseye de girmesini tavsiye etmem; herkes neyin ne olduğunu pekâlâ biliyor.)

2. Eyüp Han'ın söylediği sözler üzerinden 50 yıldan fazla zaman geçti; hâlâ tek milletiz ve -bana göre- olmaya da devam edeceğiz.

3. İki millet ya da daha çok millet olmak dünyanın sonu değildir. Tarihe bir göz atarsanız, yetmiş iki buçuk milleti bağrında barındırmış ve "ecel"i gelinceye kadar sürüp gitmiş nice devletin var olduğunu görürsünüz.

Devletleri yaşatan milletlerin tekliği ya da çokluğu değil, adalettir.

***

Bu dünya yapıp ettiklerimizin yankılanıp bize döneceği bir dağdır. (Mevlana)