Son zamanlarda en çok üzüldüğümüz konuların başında Türk Futbolu geliyor. Konuya girmeden önce spor ile alakalı birkaç hususa dikkat çekmek istiyorum.

Ülkede son yıllarda futbol adına ciddi yatırımlar yapılmaya başlandı. Konya, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Malatya, İstanbul, Bursa, Ankara gibi birçok ilimize yani stadyumlar yapıldı. Bununla beraber stat çevresine spor ile alakalı tesisler inşa edildi. Bugün inceleme yaptığımızda futbol sahası dışında, basketbol, tenis, voleybol, kapalı spor salonları, yüzme havuzları gibi önemli eserler kazandırıldığına şahit oluyoruz. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Genel olarak değerlendirecek olursak Türkiye sadece futbol adına değil, diğer branşlar adına da güzel imkanlar kazandırılmaya çalışılıyor. Tabi zamanla bu spor alanlarının daha da geliştirilebileceği düşüncesi içerisindeyim.

“İSTİKRAR SAĞLAYAMADIK”

Yaptığım bu kısa değerlendirmeden sonra asıl konuya dikkat çekmek istiyorum. Türk Futbolu yapılan güzel statlara, imkanlara rağmen giderek eriyor. Yani özellikle son yılları değerlendirecek olursak, Türk Futbolu adeta kaosa sürüklenmeye başladı. Futbol içinde yaşanan kutuplaşmalar beni derinden üzüyor. Bunların sebeplerine gelecek olursak pek çok neden sayabiliriz. Temel sıkıntılarından birisi bana göre istikrarsızlık. Dikkat ederseniz teknik direktörlerin çoğu ya görevden alınıyor ya istifa ediyor. Yani belli bir planlama dahilinde ya da sistem üzerinden ilerlemek yerine istifalarla sorunları çözebileceğimize inanıyoruz. Burada aslında teknik detaylara inmek gerek. Maddi boyutları ele almak lazım. Sürekli teknik direktör değiştiren başka bir ülke yok. Diğer Avrupa Liglerine bakacak olursak özellikle teknik adam konusunda daha fazla istikrar sağlandığını görüyoruz. Futbol belli bir sistem üzerinde oynanır. Yeni bir takımın elbette zamana ihtiyacı vardır. Sabır konusunda zaaflarımız olduğunu düşünüyorum.

“YAŞLI TRANSFERLERDEN VAZGEÇMEK GEREK”

Türkiye Futbolu yine son zamanlarda Arap liglerine döndü. Bana göre transfer politikasının tüm takımlar adına değiştirilmesi gerek. Avrupa’da başarıya doymuş ya da, kariyeri bitme noktasına gelen oyuncuları ligden uzak tutmak gerek. Bugün milyon dolarlar harcayarak boş transferler yapan bir çok kulübümüz oldu. 34-35-36 yaşında yapılan transferleri pek mantıklı ve doğru bulmuyorum. Evet kumaşı sağlam olup kulübüne önemli katkılar veren oyuncularda oldu ama çoğu aslında fiyaskoydu. Bu mantıksız pahalı transferler kulüpleri aslında borç bataklığına itiyor. Bu kadar pahalı oyuncular almak yerine, gençleri kazanmamız gerektiğini savunuyorum. Alt yapıya yapılacak önemli yatırımlar Türk Futbolu’nun gelecekte ki yerini belirleyecektir. Genç yetenekleri kazanmak lazım. Bugün kulüplerimiz erimeye borç bataklığına sürüklenmeye ve faiz ödemeye devam ediyor. İnşallah spor yasası bunun önüne geçecek diye düşünüyorum.

“AVRUPA’DA BAŞARI YOK”

Ülke puanı sıralamalarına baktığımız zaman Türk Futbolu’nun yine Avrupa Kupalarında sürekli eridiğine şahit oluyoruz. Sıradan bir Avrupa takımı bile herhangi bir takımımızı rahatlıkla yeniyor ya da eliyor. Avrupa Kupaları’ndan uzak kalmak beni ciddi anlamda üzerken, Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Liglerine katılamama riskleri ile karşı karşıyayız. Yaşanan farklı mağlubiyetler, istikrarsızlık, teknik detaylar ve belirli bir sistem olmayışı bizi alta iten nedenlerin başında geliyor. Evet ben futbol uzmanı değilim ama her şeyden önce bir futbolseverim. Bazı şeylerin elbette farkındayım. Futbolu seven, yaşayan herkes bu olayın farkındadır.

KULÜPLER KUTUPLAŞMA İÇİNE GİRDİ

Türkiye Futbol Federasyonu ile Kulüpler Birliği çatısı altında tüm kulüpleri tek bir çatı altında toplamaya çalışıyoruz ama bir türlü olmuyor. TFF’nin şeffaf olmadığına dair bazı kulüplerin ciddi endişeleri var. Bununla birlikte Merkez Hakem Kurulu’nun etik olmadığına dair yine bazı kulüplerimizin düşünceleri var. Futbolda hataları azaltmak adına VAR gibi önemli bir sistemde kullanıyoruz ama bir türlü sorunlarımız bitmiyor. Yaşanan hakem hataları futbolu aslında derinden yaralıyor. İşte bu yüzden futbol severler ayrımcılık yapıldığını iddia ediyor. Adaleti, birliği ve beraberliği hep birlikte sağlamak zorundayız. Kutuplaşmaları bir kenarı bırak, Türk Futbolu’nu yeniden nasıl ayağa kaldırabiliriz bunu düşünmeliyiz. Herşeye sıfırdan başlayıp Türk Futbolu’nu ve Süper Ligi yeniden marka haline getirmek için canla başla mücadele etmemiz gerekir. Avrupa’da ses getiren, bir lig olmalıyız. Elbette bu markalaşma süreci ve beklenilen başarıların hemen olması imkansız. Zamanla olacak işlerden, projelerden bahsediyoruz. Unutmayalım ki, damlaya damlaya göl olur. Biz hakem hatalarını, tartışmaları, VAR kararlarını, lafı, sözü bırakıp icraat için çalışmalıyız. Ben federasyon başkanı değilim ama her şeyden önce futbolseverim.

“BEYAZ SAYFA AÇALIM”

Bugünden itibaren Türk Futbolundan yeniden tertemiz bir beyaz sayfa yaparak işimize odaklanalım. Futbol adına vakit kaybedecek bence bir dakikamız bile yok. Avrupa Liglerini izleyenler bilir ki, emin olun oynanan oyundan daha büyük keyif alıyordur. Oyuncular nedense düşmek bilmiyor. Sahada varını, yoğunu ortaya koyuyor. İkili mücadelelere iyi bakın… Kimse kolay kolay yere düşmüyor. Gerek fizik açısından gerekse teknikten dolayı adamlar futbola odaklanıyor. Nefes alabilecek bir dakikaları bile neredeyse yok. Yoğun tempoda sürekli maç yapıyorlar. Bizim ligde ise herhangi bir faulde çok özür dileyerek söylüyorum oyuncular sahada adeta ölmüş gibi yatıyor. 5-6 tane takla atıyor. Türkiye Lig’inin son dakikalarına iyi dikkat edin. Vakit kaybettirme adına oyuncuların gereksiz yere zaman kazanmaya çalıştığına, şahitlik edeceksiniz. Ben bunu doğru bulmuyorum. Sizce bunlar etik mi? Avrupa Liglerinde herhangi bir takım kendi ülkesine uluslararası düzeyde bir kupa götürürken biz neden alamıyoruz? Her sene Şampiyonlar Ligi Kupası, UEFA Kupası, yada milli maç düzeyinde Dünya Kupası ile EURO Avrupa Şampiyonası gibi turnuvalar onlardan sorulmuyor mu? Biz neden alamıyoruz? Hiç düşündünüz mü? Ülke puanına neden katkımız olmuyor hiç araştırdınız mı? Milyon dolarların boşa gittiğini, borç bataklığına sürüklendiğimizi birisi neden açıklamıyor? Ben açıklayım… Biz kendi içimizde birbirimizi yemeye çalışırken, dış ülkedeki takımlar işine gücüne bakıyor. Biz hakem hataları konuşuyoruz onlar, futbolunu konuşturuyor. Biz sadece ligde kupa almaya odaklanırken, onlar Avrupa düzeyinde kupa almaya odaklanıyor. Onlar alt yapıdan genç yetenekli oyuncular çıkartmaya çalışırken bizler 30 yaş üstü transferler yapmaya çalışıyoruz. Hatta sayabileceğimiz pek çok neden var… Ben düşüncelerimi şimdilik böyle açıklamak istedim. Sağlıcakla… Spor adına her şeyin iyi gidebilmesi dileğiyle.