Son dönemlerde ve Ramazan ayının girmesiyle katlanarak büyüyen gıda enflasyonu artık halkı galeyana getirecek durumda. Nereye kadar sabredilecek, ya da kim nereye kadar dayanacak bilen yok. Çünkü kimse kendine güvenip bir adım atamaz duruma geldi.

TVlerde ya da sosyal medyada sürekli yardım toplayan ve bu yardımları yurtdışına taşıyan bazı dernek ve vakıf adı altında çalışma yapanlar var. Biz bu yardımlara karşı değiliz. Ancak durum öyle bir hal aldı ki, ülkemizde insanlar marketlerin ya da pazarların atık kasalarından evlerine yiyecek götürme telaşındalar. Onlar durumlarını anlatırken” beni bu duruma düşürenler utansın. Biz artık utanmayı filan kaldırdık” diye söylüyorsa durumu görecek birileri lazım demek ki…

Öyleyse o yurtdışına toplanan yardımları bir zahmet ülkemizdeki insanımıza ulaştırınız. Sizin yaptığınız çalışmalar da o zaman bir anlam kazansın. Ne demişler “önce can sonra canan” öncelikli olarak etrafımıza bakacağız ve elimiz el verdiğince hele de bu ay zekat ve fitrelerin doğru yerlere ulaşması için çalışacağız ki kendi insanımızın ihtiyaçları giderilebilsin.

Bu konuda çalışan dernek ve vakıfların bu söylediklerime “ne biliyorsunuz kendi insanımıza yardım ulaştırmadığımızı” diye söylendiklerini duyar gibi oluyorum. Ancak durum ortada ve o kadar çok ihtiyaç sahibi ailemiz oluştu ki hepsi bir yerlerden yardım gelir mi diye beklenti içerisinde…

Her ne kadar siyasiler halkın derdinden çok koltuk derdine düşmüşlerse de asil olan halk kimin nerede durması gerektiğine doğru karar verdiğinde sorun sarmalından birer birer çıkacağız diye umut ediyorum. Çünkü biz çok verimli ve değerli topraklara sahip bir ülkeyiz. Zorlu yollardan geçerek bu güne gelen ülkemin insanı, yine bütün zorlukları aşmasını bilecektir.

Kimsesiz, evsiz barksız ve hatta ekonomik sıkıntılardan çıkmaza giren insanımızın intihar olaylarını duymak bizi son derece üzüyor ve sarsıyor. Sıkıntı büyük. Hal böyleyken herkesin sadece sosyal medyada dillendirdiği toplumsal dayanışma bu durumlar da bir kez daha tartışılır oluyor. Öte yandan, geçmişten günümüze toplumsal dayanışma bizim kültürümüzde hep var olagelmiştir. Kültürümüzde yer alan ve yardımlaşmanın en güzel örneklerinden olan aşevlerini de konuşalım istiyorum.

Toplumsal dayanışmanın kültürümüzdeki en güzel örneklerinden biri olan aşevleri, yılın 365 günü aralıksız sürdürdüğü çalışmalarla, yoksul, yaşlı ve engelli yüzlerce sakinine günlük sıcak yemek ulaştırmaktadır. Yardım faaliyetlerini yürüten aşevleri, çalışmalarında hayırseverlerin katkısını da yanına almakta ve bağış olarak ulaştırılan gıda maddelerini bünyesinde değerlendirmektedir.

Aşevi’nin sunduğu bu hizmetten yararlanmak isteyen kimseler, bağlı bulundukları mahalle muhtarlıklarından alabilecekleri Fakirlik belgesi ve kimlik fotokopileri ile beraber Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğüne başvuruda bulunabilirler.

Osmanlı döneminden bu yana devam eden bu gelenek, varlıklı kişilerin yardım amaçlı kurdukları vakıflarda yürütülen çalışmalar. Kızılay gibi devletin kurumlarının da yürüttüğü bu hizmetler ihtiyaç sahiplerine sıcak aş sunuyor.

Aşevleri geleneğinde özellikle yaşlı ve kendine bakamayacak durumda olanların evlerine kadar ulaştırılan yemekler ve değişik yardım hizmetleri var.

Bir elin verdiğini diğer elin bilmemesi gerektiği hep söylenmiştir ve herkes bilir. Fakat ne hikmetse bunu bir türlü öğrenemedik gitti… Burada fakir edebiyatı yapmıyorum. Aşevlerinde yapılan yardımlarda paylaşmanın önemini, yardıma ihtiyacı olana el uzatmanın huzurunu görüyorsunuz.

Aşevleri bugün eskiden olduğu gibi keşke tam anlamıyla görevlerini yerine getirebilse ve ihtiyaç sahiplerinin sofralarında da sıcacık çorbaları olsa. Çünkü sayıları eskiden daha çok olan aşevleri artık daha az sayıda ve daha az kişiye hizmet götürebiliyor.

Yardım amaçlı kurulan vakıflar çok sayıda var. Fakat aşevi geleneği bir şekilde devam ettirilmeli. Bu çok önemli özellikle, aç açıkta kalan evsizlere kış aylarında sokaklarda yapılmaya çalışılan sıcak çorba yardımlarının aşevleri tarafından yapılması en doğru olanıdır.

Konya’da belediyelerimizin ihtiyaç sahibi insanlarımızın kapısına kadar ulaştırdığı yardımlar azımsanmayacak kadar çok ve güzel. Belediyelerimizin bu aşevleri konusuna da daha bir özen göstererek, şehrimizde bulunan varlıklı eşrafın yardımlarının aşevi yardımları havuzunda toplanarak ihtiyaç sahibi ve özellikle yaşlılarımıza sıcak bir aş ulaştırmanın çalışmaları yapılsa güzel olacak.

Aşevleri geçmişten günümüze önemlerini hiçbir zaman kaybetmeyecekler. Yardımseverlerin ve devletin bu gibi kurumları harekete geçirmesi gerekiyor. Yardımlaşmanın ve paylaşmanın önemini her zaman bilmeli ve yardıma ihtiyacı olana el uzatmaktan geri durmamalıyız. Bu toprakların insanı her zaman birlik olmayı bilmiş ve her durumda ihtiyaç sahibi olana elini uzatmıştır.