Tokyo Olimpiyatları (Kovit-19) tehdidi altında muhteşem bir açılış töreniyle başladı ve muhteşem bir kapanış töreniyle de sona erdi…

23 Temmuz Cuma günü açılışı gerçekleştirilen oyunlar, 8 Ağustos Pazar günü saat 16.20’de olimpiyat ateşinin söndürülmesiyle sonlandı…

Ülkemiz kazandığı 13 madalya ile Tokyo Olimpiyatlarını 35. sırada bitirdi…

Toplam madalyada ise oyunları 20. sırada tamamladık…

Başladığı tarihten, bittiği tarihe kadar 4 kanalda da heyecanla izlediğim oyunlarla alakalı, zaman zaman da Tokyo’da görev yapan gazeteci ve televizyoncu arkadaşlarımdan bilgi aldım, kendileriyle görüntülü olarak da istişarelerde bulundum…

Tabi ki Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan’la da…

Sağ olsunlar.

xxx

Toplamda 33 branşta 11 binin üzerinde sporcunun mücadele ettiği olimpiyatlarda, ülkemizi 18 branşta 108 sporcu temsil etti…

58’i erkek, 50’si kadından oluşan sporcularımız, 1948 Londra Olimpiyatlarından (12 madalya) sonra, 2 altın, 2 gümüş ve 9 bronz madalya, yani toplamda 13 madalya alarak tarihe geçtiler…

Türkiye, olimpiyatlar tarihinde de en fazla madalyayı Tokyo’da kazandı ve bu 13 madalyayla birlikte madalya sayımız 104 oldu…

Kim ne derse desin, Tokyo’da ilkleri yaşadık…

Okçulukta Mete Gazoz, Kadınlar Boksta Busenaz’ların biri altın, biri gümüş, Cimnastik branşında Ferhat Arıcan bronz madalya kazanarak bu branşlarda ülkemize ilk madalyaları getirerek tarihe geçtiler…

Karatede de 1 gümüş, 3 bronz madalya alan sporcularımız hem tarihe geçtiler, hem de kovit illetinden 52 yaşında vefat eden, Karate’ye büyük emeği geçen, daha doğrusu bir ömür harcayan Federasyon Başkanları Esat Delihasan’a  hediye ettiler…

Keşke Esat Delihasan bugünleri görebilseydi…

Ne yazık ki, Esat Başkan (Kovit-19) sebebiyle genç yaşta aramızdan ayrıldı ve bana göre şehit oldu…

Bugüne kadar katıldığımız olimpiyat oyunlarında en çok altın madalya güreşte alındı…

Pehlivanlarımız 29 altın alarak ülkemizin gururu oldular…

Güreşi 8 madalya ile halter, judo, tekvando, okçuluk ve boks 1’er madalya ile takip ettiler…

Mete Gazoz ve Busenaz Sürmeli ile “altın” sporcumuz, yani şampiyon sporcu sayımız 36’ya yükseldi…

Önümüzde 2024’de Paris Olimpiyatları var…

Paris’te şampiyon sporcu sayımız da artmalı…

Türkiye’nin Paris’te 13 değil, 23 madalya hedeflemesi lazım…

Burada önemli bir dezavantaj; Tokyo’da 4 madalya kazanan Karate Paris’te yok…

Buna rağmen hedefimiz 23 madalya ve daha yukarısı olmalı…

Seksen milyon yaşayan insanıyla, büyük devlet olmanın gereği de bu olsa gerek…

Burada bir başka önemli konuya da değinmekte yarar var; benim ülkemi, benim kanımdan, benim canımdan, benim anamdan, benim babamdan olan çocukların temsil etmesini isterim…

Bu oyunlarda ülkemize madalya kazandıran çocukların hepsi kendi canımızdan, kendi kanımızdan…

Çakma değil yani…

Hepsi bu ülkenin çocukları…

Kendi öz çocuklarımız…

Üzerinde ay yıldız formayı taşıyıp, mikrofonlara yarım yamalak İngilizce ya da kırık bir Türkçe ile konuşanlardan değil, bu coğrafyanın çocukları.

xxx

Tokyo’da hayal kırıklıklarımız olmadı mı?

Elbette oldu…

Halterde sıfır çekmek bize hiç yakışmadı…

Halterde tarihe geçmiş isimleri barındıran benim ülkem, Tokyo’da yerlerde süründü…

İyi olmadı…

Örneğin Tekvando…

İki bronz beni tatmin etmediği gibi Metin Başkanı ve Ali Hocayı da tatmin etmemiştir…

Nur Tatar’ın sıfır çekmesi hayal kırıklığı değil de, nedir?

Güreşte Taha Akgül ve Rıza Kayaalp, altın için gittikleri Tokyo’dan bronzla döndüler…

Birisi Kübalıya, birisi de ABD’liye takıldı…

“Kura şansızlığı” diyelim…

Finalde karşı karşıya gelselerdi olay daha farklı olurdu…

Güreşimiz Rio’da kazandığı 1 altın, 2 gümüş ve 2 bronz madalyayla 5. Sırada yer alırken, Tokyo’da 12 basamak geriledi ve 17. sırada yer aldı!

Üzülmemek elde değil.

xxx

Olimpiyatlarda şampiyon sporcuya en fazla ödülü Singapur (6,5 milyon TL) veriyor…

İkinci ülke ise Hong Kong…

Hong Kong, şampiyon sporcusuna (5,5 milyon TL) ödül veriyor…

Üçüncü ülke olarak ise Türkiye…

Olimpiyat şampiyonu sporcuya 1000 Cumhuriyet altını, yani yaklaşık 3 milyon, 280 bin TL veriyoruz…

Helali hoş olsun, ama…

Ekonomik olarak dünyanın en güçlü ülkeleri Almanya, Amerika, İngiltere ve Fransa gibi ülkeler bizim verdiğimiz ödülün yanına bile yaklaşamıyor…

Spora ve sporcuya yaptığımız yatırımların karşılığını tam olarak alamamak, açıkçası beni düşündürüyor…

Bir yerlerde hata var, ama nerede?

Büyüklerimiz mutlaka biliyordur...

Özetlersem; Tokyo Olimpiyat oyunlarından küçümsenmeyecek bir başarı ile dönüyorsak, oyunlardan önce ve oyunların içerisinde sporcuları gölgeleri gibi takip eden, sporcunun sevinciyle sevinen, üzüntüsüyle üzülen, ama moral de veren, biraz kaba olacak ama, Amigo Birol gibi tribünlerde bayrak sallayan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nu ıskalamamak lazım…

Bakan Kasapoğlu oturduğu koltuğun hakkını veriyor…

Yiğidin hakkı yiğide…

Tabi ki Spor Hizmetleri Genel Müdürü Mehmet Baykan’ın da bu başarıda emeği var…

İnkar etmemek lazım…

Tokyo’da madalya kazanan branşların Federasyon Başkanlarını ve sporcuların antrenörleri ile sporculara emek veren aileleri de unutmamak lazım…

Allah hepsinden razı olsun.