Teşvik Sisteminin Görünümü ve Geleceği

Abone Ol

Teşvik; yönlendirme, özendirme anlamında kullanılan bir kavramdır. Ekonomik anlamda ise düşük düzeyde bulunan bölge, sektör veya alana yapılan ilave yönlendirmeler için kullanılır. Ülkemizde, diğer ülkeler gibi başta tarım olmak üzere son dönemde farklı sektörlere de belli başlı bazı istisnalar ve teşvikler getirmiştir. Son dönemde yatırım teşvikleri ile daha çok anılsa da farklı pek çok teşvik modeli bulunmaktadır.

Yatırım Teşvik Sistemi konusunda,www.ekonomi.gov.tr sitesinde, teşvik sistemi nedir? Başlığı altında teşvik kavramı ve içeriği ile ilgili olarak şunlar yazmaktadır. 2012 yılı Nisan ayı içinde kamuoyuna tanıtılan Türkiye'nin yeni Yatırım Teşvik Programı, 15 Haziran 2012 tarih ve 2012/3305 sayılı “ Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar” ile yürürlüğe girmiş; Kararın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar da 2012/1 sayılı Tebliğ ile belirlenmiştir.

Türkiye'nin 2023 vizyonu ile üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejisi bakımından büyük önem taşıyan yeni yatırım teşvik programı, kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen hedeflere uygun olarak;

•   Tasarrufları, katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirmek,

•   Üretimi ve istihdamı artırmak,

•   Uluslararası rekabet gücünü artıracak ve araştırma-geliştirme içeriği yüksek büyük ölçekli yatırımlar ile stratejik yatırımları özendirmek,

•   Uluslararası doğrudan yatırımları artırmak,

•   Bölgesel gelişmişlik farklılıklarını azaltmak,

• Kümelenme ve çevre korumaya yönelik yatırımları özendirmek,amaçlarını gerçekleştirmeyi hedeflemektedir.

Yine 13 Temmuz 2016 Çarşamba günkü Dünya Gazetesinin manşetinde de aynı konu gündeme getirilmiştir. “Bölgesel Teşvikte 'Değişim' Zamanı” başlığı altında, 24 Ocak 1980 tarihinde başlayan, 2000 ve 2001 yıllarında proje bazlı olarak verilen teşvikler, bölgesel gelişmişlik farklarının giderek artmasıyla 2011 yılında yeniden ele alınmış ve 2016 yılına kadar benzer bir içerik ile devam edilmiştir. Ancak bugünkü gelinen nokta dikkate alındığında teşvik sisteminin olumlu olmasına karşın, beklenen çıktıları verememesi konuyu tekrardan tartışılır kılmaktadır. 

Tartışılan konuların başında uygulanan teşvik sisteminin bölgeler arası gelişmişlik farklarının istenilen seviyede giderememesi gelmektedir. Teşviklerin; proje sayısı, yatırım tutarı ve istihdam açısından dalgalı bir seyir göstermesine rağmen 2011-2016 yılları arasında yükselme trendi göstermesi önemlidir. Bu konuda şu veya bu şekilde yaşanan ekonomik, siyasi, konjonktürel, uluslar arası etkilerin olduğu muhakkaktır. Ancak bu yaşanan olumsuz durumların ülkemizdeki; işsizlik, istihdam, üretim, bölgesel dengesizliklerin giderilmesi, gelir dağılımı bozukluğunun ortadan kaldırılması, ar-ge ağırlıklı ihracatın sağlanmasında faydalı olmadığı da açıktır. 

Gazetenin vermiş olduğu tablolardan bazı çıkarımlar da yapılabilir. 2011-2016 yılları arasında I. Teşvik Bölgesindeki Proje sayısı 7590, VI. Teşvik Bölgesindeki Proje sayısı ise 2340'dır. I. ve VI. teşvik bölgesi arasında proje sayıları arasında yaklaşık 3,2 kat fark bulunmaktadır. I. bölgeye yapılan yatırım tutarı 134,8 milyar TL iken VI. bölgeye yapılan yatırım tutarı 19,1 milyar TL'dir. I. ve VI. teşvik bölgesi arasında yatırım tutarları arasında yaklaşık 7 kat fark bulunmaktadır. I. Teşvik Bölgesindeki istihdam adeti 294081 kişi iken, VI. Teşvik Bölgesindeki istihdam adeti 113660 kişidir. I. ve VI. teşvik bölgesi arasında istihdam edilen kişi arasında yaklaşık 2,6 kat fark bulunmaktadır.

Teşvik konusu ile ilgili Makine İmalatçılar Birliği (MİB)'in de Şubat 2016 yılında yayınlanmış olduğu bir rapor bulunmaktadır (http://mib.org.tr/uploads/kutuphane/mib_yatirim_tesvik_2016.pdf). Bu raporda yine 2012-2015 yılları arasında verilen teşvik belgelerinden yola çıkarak, yatırım ve istihdama ilişkin bilgiler vermektedir. Raporun sonuç kısmında da şu tespitler yer almaktadır;

- Bölgesel farklılık göstermeyen,

- Teknoloji tabanlı ve teknolojik imalat yapan,

- Nihai ürünün öncelikle yurtiçinde kullanılmasını teşvik edici,

- Belirli bir istihdam kapasitesi yaratan ve yaratacak olan,

- Gerçekçi ihracat hedeflerinin konulduğu,

- Dışa bağımlılığımızı azaltacak konularda verilmelidir.

Bu özellikler göz önüne alınarak, yatırımcı, kısa ve orta vadedekoruyucu yasalarla desteklenmeli, uzun vadede ise ülkenin kalkınmasıamaçlanmalıdır.

Yine MİB'in tespit ettiği değerlendirmeler arasında şunlar da bulunmaktadır.

1- Bürokratik yapıdan olabildiğince arındırılmış bir sistem getirilmelidir.

2- Ticari anlaşmazlıklara kısa vadede çözüm olacak bir adalet reformu gerekmektedir

3- Katma değerli imalata yönelik olarak istihdam yaratacak bir eğitimreformu gerçekleştirilmelidir.Teşvik konusunda gelinen nokta ortadadır. Teşvik konusunun gündemde tutulması önemlidir. Ancak teşviklerin daha iyi netice vermesi için yukarıdaki çıkarımların da göz önünde bulundurulmasında fayda vardır.