“Fotoğraf, resimden bu alana yönelen ve 1850’li yıllarda çıkan, zaman içerisinde gelişen bir tekniktir” diyen Konyalı fotoğraf sanatçısı Reha Bilir, 19 Ağustos Dünya Fotoğrafçılık Günü dolayısıyla hem fotoğraf sanatçılarının gününü kutladı hem de günümüzde fotoğrafa oldukça fazla değer verildiğini belirtti. Reha Bilir, fotoğraf deyince insanların ilk aklına gelenin çoğunlukla vesikalık, anı fotoğrafı olduğunu söyleyerek özellikle son dönemlerde sosyal medyada kişilerin kendini gösterme çabası, yediklerini, içtiklerini paylaşma kaygısı, daha doğrusu bir popüler olma sevdasının bulunduğuna dikkat çekti. Eskiden fotoğraf makinelerine, içlerindeki filmlere, banyoların baskısına ulaşımın çok zor ve fotoğraf çekmenin bir lüks olduğunu aktaran Reha Bilir, “O zamanlar insanlar anı fotoğrafı olarak haftada bir, belki ayda bir fotoğraf çektirebiliyorlardı. Ama şimdi milyonlarca fotoğraf çekiliyor. Hatta telefonlar aracılığıyla aynı kareyi defalarca çekebiliyoruz. Günümüzde lüks bir kafede oturan insanların bazıları orada içtikleri pahalı kahveleri paylaşarak, ‘Bakın, ben buyum’ demek istiyorlar. Ama benim ilgilendiğim alanlar fotoğrafın sanatsal boyutu” ifadelerine yer verdi.
SANATSAL DEĞERLER ÖN PLANA ÇIKMALI
Fotoğraf; sanatsal ve evrensel olarak kabul edilmiş kriterler içerisinde çekildiği zaman sanat kaygısının işin içerisine girdiğini anlatan Reha Bilir, nasıl ki; roman, öykü, şiir, resim, heykel yarışmaları varsa, fotoğraf alanında da yarışmaların yapıldığını dile getirdi. Bu noktada belediyelerin ya da kurum kuruluşların kendi ürünlerini ön plana çıkarmak için düzenlediği yarışmaların da bulunduğundan bahseden Bilir, “Orada daha çok belediyelerin çalışmaları değerlendirilmek zorunda kalınabiliyor. Bu ne kadar sanatsal, tartışılır. Ama herhangi bir kurum kuruluşun değil de gerçek anlamda fotoğraf sanatı yapıyorsak, sanatsal değerlerin öne çıkması gerekiyor” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’DE ÇOK BAŞARILI FOTOĞRAF SANATÇILARI VAR
Dünyada bir yıl içinde binden fazla uluslararası fotoğraf yarışmasının düzenlendiğini kaydeden Bilir, bu yarışmalara gerçekten hayranlık duyulacak fotoğrafların geldiğini, 164. Uluslararası Fotoğraf Yarışması jüri üyeliğini bitirmiş biri olarak söyledi. Ayrıca Türkiye’de çok başarılı genç fotoğrafçıların yer aldığına işaret eden Bilir, uluslararası yarışmalarda çok önemli ödüller kazanan ve ülkeyi temsil eden gurur kaynağı kişilerin bulunduğunu anlattı. Bilir, “Dolayısıyla fotoğraf sanatının dünyada ve ülkemizde yükselen bir değer olduğunu rahatlıkla dile getirebilirim” dedi.
FOTOĞRAFLAR BELLİ KATEGORİLERE AYRILIYOR
Fotoğrafların; sanayi, doğa, gezi gibi çok sayıda kategorilere ayrılmasının yeni bir şey olmadığına değinen Bilir, her yıl yeni ayrıntıların eklendiğini kaydetti. Bilir, bir ayçiçek tarlasının doğa fotoğrafçılığı kategorisine girmediğini, çünkü ayçiçek tarlasının insan eliyle yetiştiğini söyleyerek, “Ayçiçeği tarlasını çekerseniz ya serbest kategorisine ya da ziraat kategorisine girebilir. Bunun yanında insanın, kayık veya köprünün olduğu bir fotoğrafı doğa kategorisinde değerlendiremezsiniz. Bu tüm dünyada kabul görülmüş bir kriterdir. Sanayi fotoğrafçılığı ise tanıtım fotoğrafçılığına girer. Burada sanayiciler kendi ürettikleri ürünleri pazarlayabilmek adına kareler elde ederler. Hatta sosyal medyadan görseldeki satışa sunulan ürünle size ulaşan ürün arasında uçurumlar kadar fark olabiliyor. Çünkü ticarette kullanılan profesyonel fotoğrafların etkileme gücü ortaya çıkıyor. Sanal alışveriş böyle bir risk barındırıyor” diye kaydetti.
YAPAY ZEKA SADECE YAN DESTEK OLMALI
Son yıllarda yapay zeka çok sayıda alana dahil olduğu gibi fotoğraf sektöründe de yer alıyor. Yapay zeka uygulamalarına istenilen görsel hakkında bilgi veriliyor ve uygulama size bir görsel sunuyor. Bu konuda değerlendirmelerde bulunan Reha Bilir, “Bu görseller bize ait olmuyor. Sadece fikir sahibi oluyoruz. Hatta uluslararası yarışmalarda yapay zeka barındıran fotoğraflar doğrudan yarışma dışı oluyor. Dolayısıyla yapay zeka yan destek olarak kullanmanın üstüne çıkmamalı ve fotoğraf sanatının içerisine girmemeli. Her şeyden önce sanat; kişinin kendi düşüncelerini ve yaptıklarını yansıtmasıdır” diye ekledi.
