Tayyip Ağa çok komik, hazır cevap veren ama çok sevilen bir şahsiyet olduğu için küfürlü dilinden dolayı başından birçok olaylar geçmiştir. Hayatta en çok kahve ve sigara alışkanlığı vardır.
Hayatının son anına kadar sigarasını elinden hiç bırakmamıştır. Sigara ile ilgili çok güzel bir anısı vardır rahmetlinin.
Tayyip Ağa; Yenice marka sigara çıktıktan sonra hiç başka marka sigara kullanmamıştır. Dostları aman Tayyip Ağa durmadan arka arkasına sigara içiyorsun bunun zararını sonra çok çekersin deyince,
“Hiçbişşiy olmaz efendi; ah imkânım olsa birer sigara da kulak deliklerime sokup içeceğim” diye sigaraya düşkünlüğünü belli edermiş.
Tayyip Ağa kış aylarında şehir evinde bahar ve yaz aylarında ise bağ evinde yaşar. Kardeşine dükkanı teslim ettikten sonra bağ bahçe ve hayvancılık ile uğraşmaya başlar. En büyük merakı ise bahçede gözü gibi baktığı meyve ağaçlarıdır.
Hiç kimseden lafını sözünü esirgemeyen, insanın yüzüne pat diye konuşan biri idi Tayyip Ağa. Saymakla bitmeyen hikâyeleri ve anıları vardır.
İşte bir iki nüktesi daha…
Bir tanıdığı hiç durmadan Tayyip Ağa’nın yanında birini övüp dururmuş. Tayyip Ağa lafını kesmiş adamın: “Ne yapayım yani” demiş. “İnek de sütünü mü sağayım gidinin?”
Günlerden bir gün Tayyip Ağa bir mecliste otururken bir tanıdığı gelmiş. Gelen kişi herkese selam verdikten sonra, “Cümleniz de iyisinizdir inşallah” deyince Ağa kızarak, “Cümlesinden sana ne? Hay arkadaş sen iyi misin ona bak” der.
KESE KAĞIDI VE ÇEVRE HİKAYESİ
Tayyip Ağa’nın Aziziye Camii civarında bakkallık yaptığı sıralarda belediye görevlileri satılan malların muhakkak kese kağıdına konulmasını istediği, fakat bunun yine de müşterinin isteğine bırakıldığı zamanda, Tayyip Ağa’nın dükkanına bir müşteri gelir. Kese kağıdı da pahalı, ağa müşterinin gözlerine bakarak çevresini çıkarmasını bekler. Müşteride çevreye davranmadığından canı sıkılır, sözde çaktırmadan sorar:
“Bu şehirde bazı gidiler var ki aldığı metahı kese kağıdına koy der. Bazı tam gidilerde var -çevresini çıkararak çevreye koy der metahı, söyle bakalım senin şekerini nereye koymamı isten?” der.
Şunu anlatalım. Eskiden alışverişe çıkan Konya insanları naylon poşet vb. olmayan torbalar yerine baya genişçe dört köşeli gayet zarif çevre adı verilen bezler taşırlardı yanlarında.
BENİ Mİ ÖNÜYORSUN LEN GİDİ?
Tayyip Ağa rahatsız olduğu bir gün Ramazan’da orucu tutamayıp kazaya bırakmış, fakat etrafa da oruçlu görünmeye gayret ediyormuş. Günlerin uzun olduğu Ramazan mübarek bir gün ikindi sonu bağ evine gelmiş ve ikinci kata çıkarak Rahatça bir sigara içmiş ama perdenin açık olduğunu unutmuş olacak ki komşusunun biri bunu görmüş.
Akşam olmuş top atılmaya beş on dakika kala aşağıya inmiş, kapı önüne çömelmiş tabakayı çıkararak başparmak kalınlığı bir tiryaki sigarası sarmış. Oruç olmadığını gören komşusu, “Hayır ola Tayyip Ağa, senin top ikindiden mi atılır” demesi üzerine hemen ağa cevabı yapıştırmış:
“Sana ne hay Gidinin adamı işin yok da beni mi önüyon pis gidi.”
Önmek: Beni mi takip ediyorsun demek…
KİMLERE YAPACAN
Rahmetli Tayyip Ağa’nın öyle güzel sözleri öyle güzel tekerlemeleri var ki anlatılmaz.
Tayyip Ağa ile arkadaşı Mustafa Usta bir gün oturmuş, hoşbeş ederken ağanın sevmediği bir kimse dükkanın önünden geçmiş ve selam vermiş. Ama selamı Mustafa Usta almış, Tayyip Ağa ise hiç ağzını açmamış. Arkadaşı bunun sebebini sorunca Tayyip Ağa sigarasından birkaç derin nefes çekip külünü üfledikten sonra;
Sebebini sorma Mustafa’m. Yalnız sözlerimi iyi dinle der:
“Karnı doymadan Yarabbi Şükür diyenin,
İyice kirlenmeden yıkananın,
Yapıldığını görmediği şeyi yiyenin,
Kocasından habersiz sarımsak yiyen karının,
Yatakta çok osuran herifin,
Ağzının ortasına okkalıca tüküreyim”
DAHA ÇOK YORGAN GEVERSİN
Adamın biri biraz sohbet etmek için Tayyip Ağa’nın dükkanına varmış…
Söz arasında “Hiç düşmanım yok, Tayyip Ağa. Küsmüşlüğüm, dargınlığım yok. Rahat rahat ölebilirim” demiş.
Tayyip Ağa sormuş, “Çocuğun var mı?”
Adam cevap vermiş: “Ellerinden öper, iki çocuğum var.”
Tayyip Ağa istifini bozmadan taşı gediğine koyuvermiş.
“Öyleyse Golay golay ölemen Garam çok yorgan geversin.”
(Devam edecek)