Memleketine faydalı bir iş ortaya koyma adına uzun yıllar Taşkent’i araştıran Araştırmacı-Yazar Ali Gümrah, “Taşkent-Hadim bölgesi Türklerin Anadolu’ya ilk gelişinden yani 1071 yılından altı-yedi sene sonra 1077-78 tarihlerinde alınmıştır. Burayı alan komutan Tur Hasan’dır” dedi
Taşkentli Araştırmacı-Yazar Ali Gümrah, memleketine hizmet etmek amacıyla Taşkent bölgesiyle ilgili önemli araştırmalar yaparak, araştırmalar sonucu elde ettiği bilgileri kaleme aldı. Taşkent-Hadim bölgesinin Türklerin Anadolu’ya ilk gelişinden yani 1071 yılından altı-yedi sene sonra alındığını belirten Gümrah, bölgeyi alan komutanın Tur Hasan adında bir komutan olduğunun bilgisini verdi. Taşkent’ten birçok alim ve önemli şahsiyet çıktığını ifade eden Gümrah, tarihten buyana Taşkent bölgesinin önemli bir bölge olduğunu söyledi.
Taşkent adının kaynağı nedir? İlçenin daha önceki adları nelerdir?
Taşkent-Hadim bölgesi Türklerin Anadolu’ya ilk gelişinden yani 1071 yılından altı-yedi sene sonra 1077-78 tarihlerinde alınmıştır. Bölgeyi alan komutan Tur Hasan adında bir komutan ve arkadaşlarıdır. Çocukluk yıllarımda bizim mahalleye Ilıcapınar derlerdi. Dört mahalleden biri olan bizim mahalleye Tur Hasan derlerdi. Ben tarih öğretmeni olunca, yıllarca bu işin üstünde durunca, bir de öğretmen arkadaşlarım haftada bir akşamları tarih dersi yapalım dediler. Bu dersler için çok okumam gerekti. O zaman bu bilgiye ulaştım. Tur Hasan’ın o bölgeyi fethettiği bilgisine ulaştım. Tur Hasan hakkında çok araştırma yaptım. Mesela Hasan Dağı’na adını veren Tur Hasan’dır. O aynı zamanda Haçlılara karşı sırtını Hasan Dağı’na dayamış Selçuklu müdafaasını yapan komutandır.
O araştırmalar esnasında bizim köyden başka halk dilindeki adı Pirlonda, eski adı Pirlogonda olan Taşkent hakkında da birçok bilgiye ulaştım. Pirlonda’nın bir bölgesine Tur Hasan dendiğini öğrendim arkadaşlarımdan. Taşkent ormanla kaplı iken ilk gelenler Tur Hasan yöresine yerleşmişler. Yaşamaya çok elverişli bir yer orası. Dolasıyla merak ettiğim için kendi köyümün tarihini bileyim, araştırayım dedim. Dedelerim askerdi. Ömürleri askerde geçti, Abdülezel Paşa’nın yanında askerlik yaptılar. Köyümüzde çocukluğumda bir sancak vardı. O sancak hatim edenlerin hatim dualarında çekilir, mezarlıklara gidilir mezarlar ziyaret edilirdi. Sancak taşıyan kişi en önde olmak üzere arkadan gelenler ilahiler okurdu. 1897 yılında Dömeke harbinde Abdülezel Paşa Alay komutanı iken dedem yanındaymış. Dedem o zaman 18-19 yaşlarındaymış ve sancaktarın çok yakında imiş. Bu konular duymak beni köyümün tarihini araştırmaya heveslendirdi. O sancağı köye dedem getirmiş. Oradan hatıra olarak verilmiş.
Kısaca Taşkent’in kuruluşundan bahsedebilir misiniz?
Ilıcapınar tarihini araştırırken Taşkent ilçemizdi. Arşiv belgelerinde bir baktım ki Taşkent bu günkü Taşkent değil. Orası da 300 sene civarında Aladağ da dâhil 36 köye kaza merkezliği yapmış. Böyle bir kaza merkezi şimdiki Taşkent haline gelmiş. Konya Valisi İsmail İzzet Bey “Pirlerkondu” ismini değiştirerek 1934 yılında “Taşkent” adını vermiş. O günden beri Taşkent olarak bilinen bu şirin nahiyenin 1960 yılından sonra ilçe olması kararlaştırılmış fakat o günlerde küçük bir İlçe olacağına büyük bir nahiye olsun denilerek bu girişimden vazgeçilmiş. Taşkent adı ile anılan nahiye 11 Ağustos 1988 tarihinde fiilen ilçe oldu.
Taşkent’te hangi tarihî eserler bulunmaktadır?
Taşkent’in Selçuklular, Karamanoğulları ve Osmanlıların egemenliği altında varlığını sürdürmüş olması, söz konusu uygarlıkların izlerini taşıyan tarihî ve kültürel değerlere sahip olmasına imkân sağlamıştır. Taşkent’te Çibi Köprüsü, İmirzala Köprüsü, Uzun Şeyh Camii, Kara Âşık Dede Zaviyesi, Emirler Çeşmesi, Hacı Ali Şah ve Cuma çeşmeleri, Bal Pınarı gibi birçok eser bulunmaktadır. Çocukluğumda olan bir çeşme de şu anda yok olmuştur. Suyollarının onarımı için Sultan Abdülhamit döneminde belirli bir kaynak ayrılmış. Ayrıca tarihî kabirler ve mezar taşları da var. Bu taşları uzman bulup okutmak gerek.
Birazcık da Taşkentli ünlü şahsiyetlerden bahsedebilir misiniz?
Sultan Abdülhamid’in huzur hocalarının üç tanesi Taşkentlidir. Bunlardan biri Mehmet Ulvi Efendi (Patlak Hoca)’dır. Uzun Şıh, Sadrazam Şehit Topal Osman Paşa, Mehmet Namık Kemal, Fahri Kulu Efendi şu anda aklıma gelenler. Taşkent’te tarih boyunca birçok âlim ve bilgin yetişmiş.
Taşkent’in mutfak kültürü hakkında neler söylemek istersiniz?
En meşhuru düğün yemeklerdir. Ama bunun yanında yaprak sarması, salatalar, bahçelerden toplanan karışık ot salatası, kabak yaprağının üstüne yapılan yeşil domates salatası, tuzlu bulamaç, yılan otu çorbası, topalak, aşır çorbası (Pekmezli Aşure) sayılabilir. Her evde, her sofrada bulgur pilavı vezirdir. Bulgur pilavının yanında yazın ayran, kışın ise erik, elma, armut ya da pekmezle tatlandırılarak yapılan hoşaf bulunur. Unun tereyağı ile kavrularak pekmezle bulamaç halinde pişirilmiş şekline ise “heyre” denir. Atalardan miras kalan yöresel lezzet kurutulmuş et, genellikle pişen her yemeğe katılır. Kuru et yemeklere farklı bir aroma verir. Kuru et yapmak için büyükbaş veya küçükbaş hayvanın eti tuzlanarak belli bir süre iple asılarak bekletiliyor.
Son olarak 2016 yılında Taşkent Belediyesi tarafından yayımlanan “Taşkent (Pillonda) Tarihi ve Pillondalılar” adlı kitabınızın hazırlanış öyküsünden bahsedebilir misiniz?
Doğduğum, büyüdüğüm yöreyi merak ettiğim için böyle bir araştırmaya yöneldim. Kendi kendime ben bu memlekete nasıl hizmet edebilirim dedim. Dedelerimin asker olarak Abdülezel Paşa’nın yanında ömürlerinin geçmesinden dolayı Taşkent’teki önemli zatların olmasını ve 300 yıl kaza merkezi olmasını merak ettim. Ayrıca tarih öğretmeni olmam nedeniyle arşivlerden bulduğum belgeler ile hem köyümüze hem de ilçemize hizmet etmek amacıyla böyle bir kitap yazmaya karar verdim.
Ali Gümrah kimdir?
Daha önce Hadim’e bağlı olan Taşkent’in Ilıcapınar Köyü'nde doğdu. İlkokul eğitimini köyünde, ortaokul eğitimini Taşkent'te tamamladı. Babasının ısrarı ile Konya İmam Hatip Lisesinde lise tahsilini tamamladı. Lise tahsili boyunca bir gecekonduda büyüyen Gümrah, babasından edindiği okuma sevdası ile 1963 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Dili Bölümüne yerleşti. Arap Dili Bölümünün kendisi için yeterli olmadığını düşünen Gümrah aynı fakültenin Tarih Bölümüne geçti ve 1968 yılında mezun oldu. 1970 yılında Konya İmam Hatip Lisesinde tarih öğretmeni olarak göreve başladı. 1993 yılında öğretmenlikten emekli oldu. 6 çocuk babası olan Gümrah'ın “Taşkent Ilıcapınar Tarihi ve Hatıralarım”, “Kur'an Konuşuyor” isimli iki de kitabı bulunmaktadır.