Konya’nın asırlık çınarı, Cumhuriyet ile yaşıt İçeri Çumralı Hasan Yaşar, 7 Nisan’da 103 yaşında hayatını kaybetmişti. 5 çocuk ve 55 toruna sahip olan Yaşar, ömrünü yaşadığı ilçeye hizmetle geçirmeye çalışmış, çocukları ve torunlarına da her zaman ‘çalışmayı’ öğütlemişti. Merhum Yaşar’ın hayatını, Çumra Belediyesi eski Başkanı Av. Recep Candan, merhum Yaşar’ın oğulları Yusuf ve Bekir Yaşar anlattı.

‘TEK PARTİLİ DÖNEMİN SIKINTILARINI GELECEK NESİLLERE AKTARACAK BİR RÖPORTAJ YAPMIŞTIK’

Hayatını memleketi İçeri Çumra’da geçiren ve 103 yaşına rağmen vefatına kadar hayatını sağlıklı bir şekilde idame ettiren Merhum Hasan Yaşar’ın hayatıyla ilgili hatıralarını aktaran Çumra Belediyesi eski Başkanı Av. Recep Candan, yeni nesle örnek olması amacıyla Merhum Yaşar’ın 100 yaşındayken kendisiyle bir röportaj da gerçekleştirdiklerini söyledi. Candan, Merhum Yaşar’la yapılan bu röportajın yalnızca 100 yaşında olması dolayısıyla değil; aynı zamanda tek parti iktidarı dönemini de yaşamış biri olması nedeniyle önem arz ettiğini belirtti.

‘TOPLUMDAKİ SİYASİ GELİŞMELERİ, BİZZAT YAŞAYAN BİRİNDEN DİNLEDİK’

Siyasi birçok farklı dönemde bulunması dolayısıyla geçmiş dönemleri yaşayan birinin ağzından dinleme fırsatını da elde ettiklerini ifade eden Candan, “Tek partili dönemde baskıcı yönetimin topluma yaşattığı sıkıntıları bizzat yaşamış birinin, yeni nesle bunları ilk ağızdan anlatmasının önemini düşündüğümüzde vefatı sonrası bu kayıtlar çok daha fazla değerli hale geldi.

İçeri Çumra’nın yetiştirdiği değerli eşraftan biri olan Hasan Yaşar amca 1950’li yıllardan itibaren Demokrat Parti ile birlikte siyasetin içinde bir karakter; demokrasi ve özgürlük ortamı ile beraber toplumda yaşanan güzel gelişmelere de şahitlik etmiş bir büyüğümüz.” diye konuştu.

 ‘ÇUMRA’NIN YAŞAYAN TARİHİ NİTELİĞİNDEYDİ’

Candan, siyasi rolü dolayısıyla yalnızca memleketi İçeri Çumra’da yaşamayıp Çumra’nın tarihiyle de bizzat iç içe bir yaşa sürdüren Merhum Hasan Yaşar’ın bu yönüyle ‘Çumra’nın tarihi’ konumunda da olduğunu ifade etti. Çumra’nın ilçe oluşu ve gelişimiyle paralel bir hayat sürdüren Yaşar hakkında konuşan Candan, “Çumra, 1926 yılında ilçe olmasıyla birlikte dışarıdan göçlerle büyümeye başlıyor. Belediyelik de önce İçeri Çumra’da başlayarak Çumra’ya geliyor. Dolayısıyla Hasan amca, Çumra Belediyesi ve ilçesinin de tarihiyle paralel bir hayat yaşamış.

16. Yüzyılın izinde 16. Yüzyılın izinde

Yani Hasan amcanın hayatına baktığımızda Çumra’nın sıfırdan ilçe oluşumu ve gelişimi ile de örtüşen bir hayatı vardı. Dolayısıyla Hasan amcanın hayatını dinlerken Çumra özelinde 100 yılın siyasi tarihini ve Çumra’nın gelişimini de öğrenmiş olduk. Hasan amca, memleketi İçeri Çumra’da kendi halinde bir köylü vatandaş olarak yaşamış olsaydı; Çumra’nın ticari, siyasi, sosyokültürel ve ekonomik yönlerine hâkim olamayacaktı. Ancak Hasan amcanın siyasi kişiliği ve toplumda önder olma rolü dolayısıyla Çumra’nın yaşayan tarihi niteliğindeki insanlardan biriydi.” şeklinde konuştu.

‘SİYASETLE İLGİLİYDİ, VEFATINDAN KISA SÜRE ÖNCESİNE KADAR DÜNYA GÜNDEMİNİ YORUMLARDI’

Konya Kuyumcular ve Sarraflar Derneği eski Başkanı ve Merhum Hasan Yaşar’ın oğlu Yusuf Yaşar da babasını anlattı. 1922 yılında İçeri Çumra’da doğan ve gençliği iş meşguliyetiyle geçen Merhum Yaşar’ın işe, tarlaya, suya, Çumra ve Konya’ya aşık biri olarak yaşadığını aktaran Yusuf Yaşar, “Hayatı boyunca olaylara pozitif baktı. Çumra’da önce hayvanlarla, daha sonra makinelerle tarımcılık yapıyor. Bir müddet muhtarlık yapıyor ve İçeri Çumra’dan bir heyetle Celal Bayar’a hayırlı olsun ziyaretinde bulunuyorlar.

Bu heyetin çekildiği bir fotoğraf vardı ve fotoğrafta yaşayan son kişi o idi! İçeri Çumra’ya kurulan belediye meclisindeki ilk üyelerden biri de babamdı. Politikaya ölünceye kadar ilgisi vardı. Olaylara farklı gözle bakmak için biz çocukken de radyodan BBC, Amerika’nın Sesi, Moskova’nın Sesi gibi yurt dışı ajanslardan haberler dinler; mukayese ederdi. Vefatından hemen öncesinde bile dünya gündemini takip eder, yorumlardı.” şeklinde konuştu.

MENDERES, İNÖNÜ VE DEMİREL’İ GÖRMÜŞ

Merhum Yaşar’ın siyasete olan merakının, siyasilerle olan ilişkilere de dönüştüğünü aktaran Yusuf Yaşar, hayattan kopmayan, yaşamayı seven bir insan olarak yaşayıp o şekilde vefat ettiğini bildirdi. Babasının askerlik yaptığı Ankara’da İsmet İnönü ile de görüşme fırsatı bulduğunu ifade eden Yaşar, “Süvari birliklerinde, askerlik yapmış.

O dönem askerlik 3 buçuk yıl ancak İkinci Dünya Savaşı Dönemi’nde olduğu için ne zaman döneceği de net olmamasıyla birlikte 3 buçuk yılda terhis olmuş. Askerliğinde İsmet İnönü’yü görmüş; heyet olarak Adnan Menderes’i ziyaret etmişler. Zaten Menderes hayranı bir insandı. 1967 yılında İçeri Çumra’ya elektrik verilişine Süleyman Demirel de gelmiş, Demirel’i de orada görmüş.” dedi.

İLK UÇAK DENEYİMİNİ 90’LI YAŞLARINDA TECRÜBE ETTİ

Babasının iki kez kara yoluyla hacca gittiğini ancak hava yoluyla 90’lı yaşlara kadar hiç seyahat etmediğini aktaran Yusuf Yaşar, babasının ilk uçak macerasını ise şöyle aktardı: “95 yaşındaydı sanırım, hiç uçağa binmediğini söyledi. Uçağa binip binemeyeceğini sordum, ‘binerim’ dedi. Sadece uçağa binsin diye, İstanbul’a uçakla gittik. Gezdik, güzel vakit geçirdik.”

‘YOĞURDU PANZEHİR NİYETİNE TÜKETİRDİ’

5 çocuk babası, torunlarının çocukları ve torununun torunlarını görmek nasip olmuş biri olan Merhum Yaşar’ın sağlıklı bir yaşam sürdürdüğünü ifade eden Yusuf Yaşar, vefatının ise yaşa bağlı olarak gerçekleştiğini belirterek, yeme- içe alışkanlıklarıyla ilgili ise şunları söyledi: “Yemek seçmezdi ancak ‘yaşamak için’ yer, aşırıya kaçmazdı. Her yemekte bir kase yoğurt yer ve onu panzehir olarak düşünürdü. Sigara- alkol kullanmaz; sağlığına dikkat ederdi. Check-up yaptırmazdı ancak neresinde bir rahatsızlık varsa doktora danışırdı. İlaçların prospektüsünü okur; sağlığa karşı da meraklıydı. Allah rahmet eylesin.”

‘HABERLERİ İZLER, KENDİNE GÖRE YORUMDA BULUNURDU’

Merhum Hasan Yaşar’ın diğer oğlu Bekir Yaşar da babasıyla ilgili konuştu. Vefakâr, vatansever bir insan olarak hayatını tamamlayan Merhum Yaşar’ın politikayla ve insanlarla olan ilişkisiyle ilgili, “Celal Bayar ve Adnan Menderes’i severdi. Vefatına kadar haberleri izler, kendine göre yorumda bulunurdu. Eski arkadaşlarını anar; bilgilerini tazelemek için arkadaşlarıyla da görüşürdü. Çok hayırseverdi, başkalarının işine de koştururdu. Misafirperver, kapıyı çalanı geri çevirmezdi. Bize de nasihat ettiği gibi yalnızca çalışırdı; çok çalıştı!” şeklinde konuştu.

Muhabir: HACER CEYLAN ZAMAN