ENERJİ KAYNAKLARI NAKİL HATLARI

Prof. Dr. Mevlüt MÜLAYİM

Türkiye’de ülke içi ve ülke dışından gelen ülkemiz içinde devam eden enerji nakil hatları bulunmaktadır. Bunlar; Petrol ve Doğal Gaz Boru Hattı Projeleri ve KKTC su nakil hattı gibi.

Petrol Boru Hatları (Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı (Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı (BTC) ve ayrıca ülke içinde Yumurtalık Kırıkkale boru hattı gibi) ham petrol taşımaktadır.

Doğal Gaz Boru Hattı Projeleri ( Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı (BTE),  Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Enterkonektörü (ITG), Mavi Akım Doğal Gaz Boru Hattı, İran – Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP), Türk Akım Doğal Gaz Boru Hattı gibi) projelerle doğal gaz nakli yapılmaktadır. TANAP Projesi kapsamında ile başlangıçta yıllık 16 milyar metre küp olacak taşıma kapasitesinin, kademeli olarak 31 milyar metre küpe gaz akışı, çıkarılması hedeflenmiştir.

TANAP, Türkiye sınırları içerisinde bugüne kadar gerçekleştirilen en büyük çap ve uzunluğa sahip doğal gaz boru hattı projesidir. Gaz nakil hatları ile Avrupa’ya gaz tedarikinin de gerçekleşmesi öngörülmektedir. Gaz nakil hatları denizde su altından, karada farklı topoğrafyalardan geçirilerek binlerce kilometre yol alarak getirilmekte, kullanılmakta veya başka ülkelere verilmektedir. Maliyetleri çok ucuz değildir.

Elektrik: Ülke içerisinde ve yurt dışından bağlantılı nakil hatları ile elektrik nakli yapılmaktadır. Elektrik üretiminin artırılması ve aydınlanmanın gerçekleştirilmesi sayesinde şehirlerde günlük hayat kolaylaşmakta, sanayi üretimi gün boyu mümkün hale gelirken, bu üretim aynı zamanda hızlı ve nitelikli bir seviyeye yükselmektedir. Elektrik günlük yaşantımızda olmazsa olmazlardandır. Birçok sektörde eğitim araçlarında, ısınma ve aydınlatılmada yararlanılmasıyla sektörlerde elektrik önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Tabii ki diğer enerji kaynakları da benzer katkıda bulunmuşlardır.

Her biri bin kilometre uzunluktan fazla olan bu gaz ve elektrik nakil hatları ihtiyaç olduğundan yapılabildiğine göre su da bir ihtiyaçtır. Gaz ve Elektrik hatları kadar uzun olmadığına göre günümüz teknolojisi ile hem tünel hem de diğer yapılar yapılarak Karadeniz’e, Ege’ye, Akdeniz’e ve sınır dışı akarsularımızdan suya ihtiyaç duyulan bölgelerimize su getirilmelidir. Türkiye sınırlarından geçen enerji hatları hem ekonomik hem de stratejik öneme sahip olup su da stratejik öneme sahip olduğundan suyun ihtiyaç olduğu bölgelere gaz ve elektrik hatlarında olduğu gibi su nakil hatları da acilen tesis edilmelidir.

Ülkemizin her bölgesi için çok sayıda su temin projeleri yapılmış olup, günün teknolojisine göre yenilenerek ve mevcut akarsularımızın yatakları da kullanılarak su temin projeleri hayata geçirilmelidir. Su önemli bir ihtiyaçtır. Beslenmemizde ihtiyaç duyduğumuz her bir ürün su olursa hem kendi ülkemiz insanımızın doyurulması hem de yurt dışı tarım ürünü satışları mümkün olacaktır. Köyden kente göç önenerek sosyal olaylar azalacaktır. Tarım kesimi siyasi istikrarın en fazla olduğu kesimdir, bu istikrarın devam ettirilebilmesi için tarımsal alanlar suya kavuşturulmalıdır.

Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz döneminde ilk kez gündeme gelen, 2'nci Abdülhamid zamanında projesi çizilen, 145 yıllık Karadeniz- Akdeniz Otoyolu Projesi'nin yüzde 84'ü tamamlandığı 10.10.2020 tarihli basında yer almıştır. Beş ilimizi doğrudan, 50 ili dolaylı olarak ilgilendiren 818 kilometrelik otoyol projesiyle Karadeniz ile Akdeniz kara yolu bağlantısı, 6 saate ineceği belirtilmiştir. 1915 Çanakkale Köprüsü, Türkiye'nin Çanakkale ilinin Lapseki ile Gelibolu ilçeleri arasında inşa edilmekte olan asma köprü Çanakkale Boğazı üzerinde 3.869 metre uzunluğunda 18 Mart 2022 bitirileceği belirtilmektedir.

Günümüz teknolojisi ve imkânları geliştiğinden 145 yıl öncesine ait ve zaman içerisinde gündeme getirilen bu ulaşım projesinin büyük oranda tamamlanması, ülkemizin su ile ilgili projeleri de yapılabileceğini göstermektedir. Yukarıda suyun kaynakları, su tüketimi, insan ve bitki beslenmesindeki önemini anlattım. Doğal gaz, elektrik nakil hatları, kara yolu ulaşımından ve Çanakkale boğaz köprüsünden bahsettik. Bunlar gereksiz değil mutlaka ihtiyaç yapılmalı ve yapılması da gereklidir. Ancak tarımın suya, insanın da tarımsal ürünlere ihtiyacı hiçbir zaman ötelenemez. Karadeniz- Akdeniz Otoyolu Projesi 145 yıl beklemiş bu günlere nasip olmuş ancak insanımızın beslenmesi 145 dakika geciktirilemez. Bu hususlar proje maliyetinde göz önüne alınmalı birçok akarsuyumuz kaynağın çıktığı yöreyi sulamadan bölgeyi terk etmektedir. İlleri viyadüklerle, tünellerle bağlayabilen Türkiye akarsuları da birbirine bağlayıp ovaların suya olan hasretini en kısa zamanda bitirmelidir. 

DSİ, Bölgesel Kalkınma Ajansları, İlgili Fakülteler, Ziraat Odaları, Sanayi, Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları, Valilikler ve diğer kamu ve özel kuruluşların hazırlamış oldukları ülke genelinde ve bölge bazında çok sayıda su getirme ve sulama projeleri bulunmaktadır. Bunların bir konsorsiyumla değerlendirilip bir an önce hayata geçirilmelidir. Dün ekonomik görülmeyen projeler bu günün şartlarında ve sanayi, içme ve kullanım ve tarım için ihtiyaç olduğundan ekonomik olması ve teknolojik imkânlarımıza göre yapılabilirliği tartışılarak yapılmalıdır. Aksi halde gelecekte yiyecek gıda ve tarıma dayalı ürünleri bulmakta çok zorlanırız. Aç ve açıkta kalmamamız için sulama projelerini hayata geçirmeliyiz.

29 Kasım 2020 tarihli basın da Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir Pakdemirli, İmamoğlu Sulamaları Projesi'nin 1 milyon 66 bin 800 dekar (106.680 ha) arazinin sulanmasını sağlayacağını belirterek, "Adana'nın 40 yıllık rüyasını gerçekleştiriyoruz. Toplam yatırım bedeli 4 milyar TL olan proje ile"106 bin kişiye istihdam sağlanacağı, projenin tamamlanması ile yıllık 1 milyar 600 milyon TL gelir artışı beklendiği ve projenin 2,5 yıl gibi kısa bir sürede kendini amorti edeceği sözleri yer almıştır. Pakdemirli, Adana'nın 40 yıllık rüyasını gerçekleştirdiklerini söylemiştir. Türkiye’de böyle çok beklenen rüya gibi projeler var olup onların gerçekleşmesi de arzu edilmektedir.  İnşallah bunlarda bir an önce gerçekleştirilir. Proje geri dönüşüm hızı 2- 3 yıl değil 5-8 yılda olsa su projeleri hem tarımsal üretim hem de sosyal getirileri göz önüne alınarak gerçekleştirilmelidir. 

Yeşil yatırımların önü açılmalıdır. Sürdürülebilir finansman kriterlerinin yasal çerçevesi oluşturulmalı, teşvik mekanizmaları bu yönde artırılmalıdır. Bitkisel ve hayvansal üretim için, insanımızın köyünde kalması, sanayi ve yerleşim yerleri için su mutlak gereklidir, temini sağlanmalı dışarıya akmakta olan sularımız ovalarımıza akıtılmalıdır.

Enerjisiz kalmama, ovaların suya kavuştuğunu ve Sağlıklı günler görmeniz dileklerimle hoşça kalınız.