SUYUN ÖNEMİ VE BÖLGEYE SU TEMİNİ (4)

SU KAYNAKLARI VE TATLI SUYUN KULLANIMI

Tatlı suyun kullanımı; Türkiye’de her yıl tatlı su kaynaklarından evsel kullanım için 4,9 milyar m³ su çekiliyor. Bu suyun 2,5 milyarından fazlası barajlardan, 1,5 milyara yakını kuyulardan, 900 bin metreküpünü kaynaklardan sağlamaktadır. Çekilen tatlı suyun %43’ü ise kullanıcıya ulaşmadan şebeke sisteminde kaybolduğu, bu miktarın tüm Türkiye’nin yaklaşık beş aylık su ihtiyacına eşit olduğu belirtilmektedir. Gelişmiş ülkelerde kayıp oranı %20’lere kadar düşürülebildiğine göre ülke olarak su iletimindeki kayıpları mutlaka azaltmalıyız. Konya Büyükşehir belediyesinin su kaçağı izleme ve kayıpları önleme çalışmaları takdir edilmelidir. Aynı faaliyetlerin yaygınlaştırılması ve tarımda da kapalı sistem su nakline geçilmesi su kaynaklarını sağlıklı kullanım bakımından önemsenmelidir.

•Evsel su kullanımı, evlerde, otellerde, sağlık kuruluşları gibi yerlerdeki içme suyu, temizlik, bahçe sulama ve hizmet üretimi amaçlı olarak kullanılan suyu içeriyor. Bu kullanım günde kişi başına 75- 380 litre arasında değişmekte olup genellikle ekonomik düzeyin ve yaşam standartlarının artışı ile doğru orantılı olarak artış göstermektedir. Gelişmiş ülkelerde ortalama kişi başı günlük 500 – 800 litre olan su tüketimi, su kıtlığı çekilen bölgelerde bu oran kişi başı günlük 20 – 60 litreye kadar düşmektedir. Gıda tüketiminde olduğu gibi ülkeler arası su tüketiminde de farklılık gözden kaçmamaktadır.

•Evde kullandığımız suyun yaklaşık %26’sını tuvaletlerde, %22’sini çamaşır makinelerinde,  %17’sini duşta, % 16’sını musluklarda, % 2’sini banyo küvetlerinde ve %3’ü diğer alanlarda kullanılıyoruz; % 14’lük kısmı ise ev içi su iletimindeki sızıntılarda kaybedilmektedir.

• Belediyeler tarafından içme suyu şebekesine çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarı 217 litredir. Üç büyük şehrimizde ise çekilen kişi başı günlük ortalama su miktarını yıllara göre farklılık göstermekle birlikte İstanbul için 189 litre, Ankara için 227 litre ve İzmir için 173 litre olduğu tespit edilmiştir.

•Tarım ve sanayinin dışında tatlı suyun % 16’sını kullanan kentler ve diğer yerleşim yerleri su tüketiminin  diğer sektörlere göre daha düşük olduğu görülmekle birlikte özellikle göçlerle artan kentli nüfusun ve kentli yaşam standartlarının kent yakınlarındaki su kaynakları üzerine baskısı giderek artmaktadır. Bu da özellikle kurak dönemler kentlerin sağlıklı suya ulaşma imkânını azaltmaktadır. Su temini için mevcut ekosistemlere zarar veren, çok daha maliyetli ve havzaların sürdürülebilirliğin tehlikeye atacak olan farklı su havzalarından su transferini gündeme getirmektedir. Şehir planlamalarında yeni yerleşim yerlerinin açılmasında bu hususta göz ardı edilmemelidir.

Sanayi sektörü üretimde kullandığı suyun %34.7’sini tatlı su varlığından sağlar. Bu suyun  %17.1’ini kuyulardan, %5.7’sini şebekelerden, %4.8’ini barajlardan, %3.6’sını kaynaklardan, % 3.5’ini akarsulardan sağlıyor.

 •Sanayi sektörünün sektörlere göre su kullanımı tarıma göre düşük olmakla birlikte, sanayinin dağınık yerleşim yapısı, evsel su kaynak ve atık alanlarını kullanması sanayinin kullanım payını ve suyu kirletici etkisinin takip edilmesi gereklidir.

•Türkiye’de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (14/03/2020 09:58) açıklamasına göre Organize Sanayi Bölgesi "OSB sayımız 317'ye ulaştığını açıklamıştır. "Bakanlığımızca, Marmara Ereğlisi Islah Organize Sanayi Bölgesi’nin ardından 351 sicil numarası ile Antalya Korkuteli Mermer İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nin Kuruluş Protokolü onaylanmış olup, OSB tüzel kişilik kazanmıştır. Bakanlığımızca; ülke genelinde OSB’lerin kurulmaları teşvik edilmeye devam edilecektir" Son 15 yılda 120 Organize Sanayi Bölgesi'ni (OSB) tamamlayarak sanayicinin hizmetine sunan Bakanlık, bu yıl 7 OSB ve 5 sanayi sitesini kullanıma hazır hale getirecektir denilmektedir.

Türkiye’deki OSB’nin (organize sanayi bölgesi) 2018 yılı verilerine göre 311 OSB’de sadece 107’sinde atık su arıtma tesisi bulunmaktadır. Bu sayının son iki yılda artığını ümit etmekteyim. Bu nedenle OSB’lerden deşarj edilen atık suların çoğu akarsulara, şehir kanalizasyonuna, kuru dere yatağına ve diğer ortamlara deşarj edilmektedir. Arıtma tesislerinde atık suda gelişmiş, kimyasal veya biyolojik arıtma uygulanarak tekrar kazanılmalıdır. Kazanılan su uygun tesislerde veya sulama alanlarında kullanılmalıdır.

Konya’da yeni “Organize Sanayilerin” kuruluşunda sanayinin ihtiyacı ve gelecek nüfusun su ihtiyacı da göz önüne alınması gerekmektedir.

•Üretimde kullanılan suyun arıtılmadan doğaya bırakılması Türkiye’nin birçok su havzasında, özelliklede sanayinin yoğun olduğu il ve ilçelerde önemli oranlarda su kirliliğine neden olmaktadır. Günümüzde Ergene, Büyük Menderes, Gediz, Sakarya gibi Türkiye’nin nüfus, tarım ve sanayi havzaları, sanayi kaynaklı kirlilik nedeniyle henüz kaynağında temiz suyunu kaybediyor. Öyle ki bu havzalarda su tüm canlılar için tehlikeli olan en düşük su kalitesi (4. Derece) seviyesinde olduğundan bunun kullanımı insan ve ekosistem sağlığının yanında, tarımsal ve sanayi üretimini de tehdit etmektedir. Kirlilikten dolayı birçok alanda tarımsal üretim sekteye uğrarken, sanayi tesisleri ihtiyaçları olan tatlı suya, suyu ek arıtma sürecinden geçirerek ulaşabiliyor. Basında bazı akarsuların haftanın her gününde farklı renklerde aktığı veya balık ve diğer bazı canlıların ölüm haberlerine sıklıkla rastlanılmaktadır.

Dünyada her yıl tatlı suyun %15 enerji üretimi için kullanılıyor.  Enerji tüketiminin artış gösterdiği dikkate alınırsa 2035 yılında enerji üretiminde kullanılan su miktarını da %18’e çıkacağı öngörülmektedir. Küresel enerji üretiminin %90’ı su yoğundur. Bu nedenle su ve enerji üretimi birbiri ile yakın ilişkili ve bağımlıdır.

Başta hidroelektrik, nükleer ve termik enerji olmak üzere tüm enerji üretim sistemlerinde ham maddelerin çıkarılması, termal süreçlerde soğutma, malzemelerin temizlenmesi, biyoyakıtlar için ürün üretilmesi ve türbinlerin çalıştırılması kadar geniş bir alanda kullanılmaktadır.

2019 yılı kapasite verilerine göre Türkiye’de 91.267 MW enerji kaynaklarının 47.663 MW Termik(%52.22), 28 bin 503 MW (%31.23) hidroelektrik kapasitesi, rüzgâr enerjisi 7 bin 591 MW(%8.32), güneş enerjisi 5 bin 995 MW(%6.57) ve jeotermal 1515 MW(%1.66) olmuştur. Enerji ve elektrik üretimi için farklı kaynaklar kullanılabiliyor olsa da pek çok üretim sürecinde suya ihtiyaç duyulur, örneğin ham maddelerin çıkarılması, termal süreçlerde soğutma, malzemelerin temizlenmesi, biyoyakıtlar için ürün üretilmesi ve türbinlerin çalıştırılması, güç santrali soğutma süreçleri tarafından çekilir. Artan enerji talebi su varlıkları üzerinde büyük bir baskı yaratmaktadır. Yapımı planlanan ek santrallerle birlikte, Türkiye enerji üretiminde kullanılacak suyun payı artması da beklenmektedir.

Susuz ve enerjisiz kalmamamız dileklerimle hoşça kalınız. (DEVAM EDECEK)