“Söz gümüşse sükût altındır” diye  atasözü vardır. Sessizliğin konuşmaktan daha değerli olduğu anlamına gelmektedir.

Bazı durumlarda insanların söylediği sözler önemli gibi görünse bile aslında bir şey söylememeleri daha da büyük bir önem taşımaktadır.

Hazreti Ali efendimiz “Söz; ağızdan çıkana kadar senin esirindir. Ağızdan çıktıktan sonra da sen onun esirinsin” buyurmaktadır.

Söz söylenecekse de asla yalan dolan olmayacak.

 Rivayete göre, Ebu’d-Derda ile Resulullah (a.s.m) arasında şöyle bir konuşma geçer:

- Ebu’d-Derda: Yâ Resulallah! Mümin hırsızlık yapar mı?

- Resulullah (a.s.m): Evet, bazen olabilir.

- Ebu’d-Derda: Peki, mümin zina edebilir mi?

- Resulullah (a.s.m): Ebu’d-Derda hoşlanmazsa da "Evet!”.

- Ebu’d-Derda: Peki, mümin yalan söyler mi?

- Resulullah (a.s.m): "Yalanı ancak iman etmeyen kimse uydurur.” (Kenzu’l-Ummal, h. No: 8994).

Bu hadisi şeriften anlıyoruz ki, Müslüman her doğruyu her yerde söylemezse de asla yalan söylemeyecek.

Halk tarafında çokça tekrarlanan bir söz var “ağzı olan konuşuyor” diye.

Hakikaten yalan yanlış, eğri doğru denilmeden herkes bir şeyler konuşuyor. Gıybet oluyor, dedikodu oluyor. Hazreti peygamberin ümmetine yakışmayacak haller.

Birde toplumun önünde olan siyasi liderler, kanaat önderleri yok mu, en çok da onların halleri iç açıcı.

Bizim gençlik yıllarımızda, sosyal medya bu kadar etkili değildi. O günkü şartlarda tek devlet televizyonu vardı, birde yazılı basın. Bir şeyler tartışılır, konuşulur zamanla gündemden düşer unutulur gidilirdi.

Şimdi öyle değil… Youtube, Twiter, Facebook gibi sosyal iletişim ağları, gün geliyor geçmişi gözümüzün önünüze seriveriyor.

 Ben durumlarda böyle demedim, böyle yapmadım diyemiyorsunuz.

Aslında sağımızda ve solumuzda olan melekler her halimizi film gibi kayıt altına alıyorlar. Yarın mahşere önümüze serecekler…

Bunu bildiğimiz halde “laf olsun torba dolsun” diyerek tam gaz devam ediyoruz.

Onun  için ağzımızdan çıkanı kulağımız duyacak şekilde titiz davranmak gerekmez mi?

Şeyh Sadi Şiraz der ki: "İki şey ruhumuzu karartır; biri konuşacakken susmak, diğeri susacakken konuşmak” buyuruyor.

Hakkı ve hakikati adabıyla, üslubuyla birbirimize söylemek hem İslami hem de insani bir görev. Rahmetli Abdürrahim Karakoç abinin “Yemin” şiirinde belirtiği haksızlık ve adaletsizlik karşısında susamayız, susmamalıyız.

“Canım sağ oldukça rahmetli babam
Susarsam, hakkını helâl etmesin!
Ak sütün emziren ihtiyar anam,
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Yerindedir daha aklım, iradem
Ve işte yeminim, işte ifadem!
İlk insan, ilk nebi Hazreti Âdem,
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

………………………………………………..

Önümde dururken Türklüğün hâli,
Susup da boynuma almam vebali;
Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali(r.a)
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Esir iken Kırım, Kerkük, Türkistan,
Bana zindan olur Maraş, Elbistan
İbni Sîna, Dedem Korkut, Alparslan
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

İmanda bu fire, zillete bu zam!
Doymuyor yüreğim ne kadar yazsam.
Farabi, Gazali, İmamı Azam,
Susarsam, hakkını helal etmesin!

Nusret versin yeri, göğü yaratan
Çekip çıkartalım akı karadan
Ertuğrul Bey, Osman Gazi, Murat Han,
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Ülküm aşk çölünde Veysel Karani
Ulubatlı Hasan eyler göreni
Fatih, Ak Şemsettin, Molla Gürani
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Bu yol bahadırlar, ermişler yolu;
Kendini davaya vermişler yolu!
Şeyh Mevlana, Derviş Yunus, Köroğlu,
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Türkçe sevdalanan, İslâmca yanan
Adar milletine bir değil bin can
Yavuz Sultan Selim, Barbaros, Sinan
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Uyutulmuş köy, nahiye, ilçe, il
Yüreğimi yetmiş yerden yara bil;
Mehmet Âkif, Osman Batur, Şeyh Şâmil
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Usta savaşçılar, genç mücahitler
İmkânıma hizmetime şahitler
Başbuğ, ülküdaşlar, aziz şehitler,
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

İçimde İslam’ın ince manası
Önümde Türklüğün soylu davası
Oflu Kör Şakir’in Elif anası,
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

…………………………………………….

Kemalimiz, Turan’ımız, Hacımız
Beraberdir sevincimiz, acımız
Mutta davar güden Zeynep bacımız,
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Mühim değil güceneni, küseni
Allah sevmez haksızlığa susanı
Yozgatın Yerköylü Yetim Hasanı,
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Komünist, siyonist, pusudan çıktı
Dinime saldırdı, töremi yıktı
Gönenli Gülizar, Bünyanlı Sıtkı,
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Yurdum bir kâğıttır ışık beyazı
Üstünde insanlar mukaddes yazı
Genci, ihtiyarı gelini kızı,
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Mazlumlar hakkını almayıp ele,
Günü gün edersem zalimler ile
Evdeşim, öz kızım, öz oğlum bile,
Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Allah rızasıdır arzum, emelim!
Bu necip milleti ondan severim
Hazreti Muhammed(S.A.V) gerçek rehberim,
Susarsam, hakkını helal etmesin!”

Hazreti Ömer efendimizin,  "Yanlış yaptığımızda bizi uyarmazsanız sizde, uyardığınız halde sizi dinlemezsek bizde hayır yoktur"  buyuruyor. Devlet başkanları, siyasi parti liderleri, genel başkanlar, toplumun kanaat önderleri, yöneticiler, amirler memurlar, aile reisleri için müthiş tespit yapmış… Uyarsınız, uymazsınız sizin bileceğiniz.

Baki selamlar.