Ekonomik, sosyal ve çevresel boyutu olan sürdürülebilir kalkınma, “gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneğini ortadan kaldırmaksızın şimdiki neslin ihtiyaçlarının karşılanması” olarak tanımlanmaktadır. Buradan hareketle kurumsal sürdürülebilirlik kavramı sürdürülebilir kalkınma kavramı ile eşdeğer görülmüş ve sürdürülebilirliğin kurumlar seviyesinde gerçekleştirilmesi olarak ifade edilmiştir. Kurumsal sürdürülebilirliğin önemli unsurlarından biri olan kurumsal sosyal sorumluluk kavramı da günümüz iş dünyasında hem zorunluluk hem de toplum nezdinde farklılık yaratacak stratejik bir yaklaşım olarak ele alınmaktadır.

Ekonomik depremler yer sarsıntıları gibidir ancak etkileri yıllarca sürecek borçlanmaları beraberinde getirir.

Ekonomide erken uyarı sistemleri bir ülkenin ekonomisinin alarmıdır. Çalmaya başladığında acil önlemler alınması gerektiğinin işaretidir. Zira ihmal edildiğinde bize geri dönüşü; hayat pahalılığı ve işsizlik olacaktır. Ülkenin itibarı ve parası değer kaybediyordur. Rekabet arenasında kenara itilmektir. 

Ekonomik göstergeler bozulurken neden buna duyarsız kalınır? Yeterli önlemler alınmaz?

Bunun birkaç sebebi var.

1-Hazırlık yapılmamıştır.

 2-Liyakatli yönetici yerine siyasi angajmanlı insanlar ekonomiyi yönetiyordur.

3-Makro veriler transatlantik gibidir, dümeni doğrultsan da rotaya dönmek zaman alacaktır.

4-İktidar, popülist davranıp halkı müjdelerle oyalayıp acı fakat gerekli tedbirleri almıyordur.

5-Önlemler bilinse de tepe yöneticinin birincil önceliği değildir.

Özellikle işletmeler de ekonomik sürdürülebilirliği dikkate almalı ve ona göre planlamalar yapılıp adımlar atılmalıdır. Ekonomide erken uyarı sistemleri açık ve net bir şekilde görülür ve normal yaşamda belirgin bir şekilde hissedilir. Özellikle mutfakta başlayan yangın küçükse, bir kova suyla söndürürsünüz ama bunu ciddiye almaz biraz daha büyümesine izin verirseniz o zaman iki ya da üç kova suyla söndürmeniz gerekecektir. Fakat siz hala yangını görmezden gelip uyarıları dikkate almıyorsanız o zaman ortada mutfak diye bir şey kalmayacaktır.

Ekonomik kriz kavramı da oluşum biçimine göre iki ayrı noktada ele alınabilir; birincisi Reel Sektör Krizleridir. Bu krizler,  mal ve hizmet piyasalarında enflasyon krizleri ve durgunluk krizleri olarak, işgücü piyasalarında ise işsizlik krizleri olarak ortaya çıkmaktadır. İkincisi ise, daha spesifik olarak para   piyasalarındaki sorunlara bağlı olarak ortaya çıkan Finansal Krizlerdir.

Ülke ekonomisini yönetenlerin erken uyarı sistemlerini doğru bir şekilde değerlendirmeleri, ekonomide yaşanacak yangınları erkenden söndürecektir. Bu durum işletmeler için de aynı şekilde ele alınmalı kriz yönetimi profesyonelce değerlendirilip en az finansal zararla krizler aşılmalıdır.