Olduğumuz şartlardan şikayet etmek yerine bizden daha kötü şartları olan insanları düşünüp şükretmek bir nevi kendimizi avutmak değil midir?

Şükür kültürü, son derecede sakıncalı bir şey. İnsanların başlarına gelen ya da içine düştükleri sıkıntılı ya da kötü durumlarla başa çıkmaları konusunda onlara yardımcı olan bir iç tatmin yöntemi. Kötü ekonomik durumda olan birinin "en azından hasta değiliz", hasta olanın "en azından ölümcül değil", işsiz olanın "aç değiliz", aç olanın "açıkta değiliz" gibi, insani olmayan şartların bile kabullenilmesinin gerektiğini iddia eden bir anlayış. İçine düşülen kötü durumların nedenlerini, sorumlularını incelememize ve sorunları çözmemize engel olan bir yaklaşım biçimi. Elbette insan başarılarının, sahip olduklarının değerini bilmelidir ancak özellikle medeniyetin ulaştığı bu noktada ortalama hayat düzeyi, asgari hayat düzeyi gibi standartlar gayet bellidir. İnsani yaşam standartları da bellidir. Bu standartların altında yaşamak zorunda kalan insanların şükretmesini öğütlemek tamamen bir uyuşturma ve oyalama yöntemidir. Belirli ölçeklerde, sorunları düzeltmeye engeldir ve insanın daha iyiye gitmeye çalışması güdüsünü da baskılayan bir yaklaşımdır.

Buna ek olarak şükür, garip biçimde içsel bir söylem ve tatmindir. Kendimizden daha kötü durumda olan insanlara bakıp kendi durumuna şükreden çok sayıda insan vardır ama bu insanlarının hiçbirinin, kendisinden daha kötü durumda olan insanlara gidip "senin durumuna bakıp kendi halime şükrediyorum" dediğini gördünüz mü? Ya da kötü durumda olan birinin, "insanlar bana bakıp kendi hallerine şükrediyorlar" dediğini? İnsanın dünyaya ve gerçeklere tutturması gereken gerçekçi ve inceleyici bakışı, istenmeyen ve kötü durumları açıklamamızı engelleyen, gayet sakıncalı ve kötüye kullanılması da zaten kolay olan bir bakış açısıdır. Şükür duygusunun iki kaynağı var:

1- Sahip olduklarının değerinin bilincinde olmak;

2- Onların her an kaybolabileceğinin farkında olmak!

Şükretmek İslam’da çok önemlidir ve güzel bir anlamı vardır aslında. Allah’a bize verdiği nimetler için şükür etmek, insanlar için farzdır, Allah’ın kullarından yapmalarını istediği bir eylemdir. Arapça bir kelime olan şükür, “şekere” kökünden gelmektedir.

Bütün ilahi dinlerde Allah’a şükür edilir. Allah inancı olmayanlar da şükreder; yediği içtiği nimetler için doğaya, denize şükrederler mesela. Bir de farklı boyutta yaşayan insanlar vardır ki onlar da her fırsatta evrene teşekkürlerini gönderirler. Özetle bütün insanlar bir şekilde şükrediyor ancak gerçek anlamından uzaklaşmış pek çok ilahi sözcük gibi “Şükür” de bizim toplumumuzda artık bir teselli ifadesine dönüşmüştür. Toplum olarak geride kalmamızın sebeplerinden biridir desek yalan olmayacaktır. Farkında olmadan kendi yarattığımız bu şükür kültürü içinde debelenip duruyoruz.