Sabah 7.30 gibi uyandım… İçimde bir daralmanın olduğunu hissettim…

Kendimi tanıdığım için, “inşallah sıkıntılı bir gün olmaz” diye dua ettim…

Sonra, elim telefona gitti…

Geceden geriye kalanlara bakarken, Ali Arslan’ın “İnna Lillahi ve inna İleyhi Raciun” paylaşımını gördüm…

Gazetemizin Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Arslan’ın abisi Şükrü Arslan’ın vefat haberi ile yüz yüze geldim…

Şükrü Arslan’ın rahatsızlığını, aileye de çok yakın olan  Avukat Celal Candan’dan öğrendim…

Pazar günü bir konuyla alakalı kendisi ile buluştuk, biraz sohbet ettik, konu konuyu açtı ve Şükrü Arslan’ın beyin kanaması geçirdiğini ve uyutulduğunu söyledi…

Dua ettik...

Maalesef vefat haberi ile burnumun direği sızladı…

Arslan kardeşlerle, yani Bayram Arslan’la, Şükrü Arslan’la ve Hüseyin Arslan’la en küçükleri olan Mustafa Arslan vesilesi ile tanıştık…

Arslan ailesi benim için örnek bir aile…

Kardeşler arasında ilişkilere, küçüklerin büyüklerine olan saygısına, büyüklerin küçüklerine sevgisine hep hayranlıkla bakmış ve takdir etmişimdir…

Güzel insanlardan oluşan güzel bir aile olarak bildim Arslan ailesini…

Şükrü Arslan, beyefendi, konuşurken karşısındakini incitmemeye özen gösteren, büyüğüne saygılı, nerede nasıl oturup kalkacağını, nasıl konuşacağını bilen bir insandı…

Ölümden kaçış yok ya da ölüm kaçışı olmayan bir gerçektir…

Derler ya, “Her şey yalan ölüm gerçek” diye…

Maalesef öyle…

Düşünsenize uyumak üzere kapattığınız gözlerinizi bir daha hiç açamadığınızı!

Ya da anne ve babalarınızın, eşlerinizin, evlatlarınızın veya en iyi dostlarınızın hiç beklemediğiniz bir anda öldüğünü!

Ne yapardınız?

İçiniz yanar, burnunuzun direği sızlar, bir yanınız eksilir…

Bu tarifi olmayan bir acıdır.

xxx

Şükrü Arslan’la ortak noktamız Konyaspor sevgisiydi…

Gerçekten iyi bir Konyasporlu olduğu gibi, Konya milliyetçisi de bir insandı…

Gazete ziyaretlerinde mutlaka yanıma uğrar, hal hatır sorduktan sonra, konuyu Konyaspor’a getirirdi…

Severdi Konyaspor’u, sevinirdi Konyaspor kazanınca…

Ne diyebilirim ki, “Allah rahmet eylesin” demekten başka…

Her nefisin bir gün ölümü tattığı gibi sevgili Şükrü Arslan da bu gerçekle yüzleşti…

Bu ilahi bir fermandır ve karşı konulmaz…

Ben, Şükrü Arslan’ın iyi insan olduğuna, güzel insan olduğuna, Müslüman bir insan olduğuna şahitlik ederim…

Allah, Arslan ailesine, sevdikleri ve sevenlerine sabırlar versin.

Xxx

KONYASPOR

Başakşehir’den başlamak istiyorum…

Konyaspor’la mukayese bile etmem…

Bizimle aynı sıklette değiller!

Olmadığı için de, Kocaman bir yıkımla İstanbul’a döndüler…

Başakşehir takımı, bu sezon “evin cümle kapısı” gibi olacak, gelen vuracak, giden vuracak…

Kim vurursa vursun, bence bir mahsuru yok.

Xxx

Bizim çocuklara gelince…

İyi iş çıkarmaya devam ediyorlar…

Bir tarafta Aykut Kocaman’ın birinci bölgede, bir ileriye, iki geriye, üç yana pas trafiği futbol aklına, İlhan Palut’un eveleyip gevelemeden direk karşı kaleye gitme futbol aklı daha ağır bastı ve kazanan da İlhan Palut oldu…

Bir de orta sahada Amir, Endri Çekici ve sol çizgide de Zymer Bytyqi gibi, hem hücum, hem savunma geçişlerinde, İlhan Palut’un elini güçlü tutan oyuncular olunca, Konyaspor’un sonuca gitmesi kaçınılmaz oldu…

Tabi ki, hem Sivas’ta, hem de burada attığı gollerle Kartal’ı uçuran Sokol’u da unutmamak lazım…

Ve bir başka güzel olan ise atak yapma, savunmanın arkasına atılan toplara koşma özellikleri olan Skubiç ve Guilherme’nin de skora katkılarını ıskalamamak lazım…

Konyaspor kazanırken, Sivas maçının iyisi olan Soner Dikmen ve tabi ki Mpoku takıma ayak uyduramadılar ya da arkadaşlarına yardımcı olamadılar!

Ayaklarının iyi, kafasının ayarı olmayan Mpoku, sanırım Arabistan futboluna uydurmuş kendi futbolunu, dolayısıyla da geriye gitmiş.

Serdar Gürler’in hazır olmadığını yazmıştım, sanki 4-5 hafta daha bekleyecek gibiyiz, bu oyuncuyu.

Maçın geneline bakıldığında 3 puanı fazlasıyla hak eden bir Konyaspor vardı…

Önemli bir galibiyete imza atan Konyaspor, iyi bir golcü transferi ile daha çok galibiyetlere imza atacaktır.