Sekizinci sınıf düzeyindeki 1 milyondan fazla öğrencinin ter dökeceği Liselere Geçiş Sistemi (LGS)’ne sayılı günler kaldı. LGS kapsamındaki sınav, 4 Haziran Pazar günü yapılacak. Başvuruların Milli Eğitim Bakanlığı tarafından otomatik olarak yapıldığı sınava bu yıl 8’inci sınıfa giden yaklaşık 1 milyon 250 bin öğrenci girecek. Bu kapsamda özellikle sınavın yaklaştığı son günlerde stres ve kaygının daha da arttığı bir dönem yaşayan öğrencilere tavsiyelerde bulunan Medicana Konya Hastanesi Psikoloğu Elmas Merve Malas, kaygıyla başa çıkmak için neler yapılması gerektiğiyle ilgili konuştu. Bu süreçte ailelere büyük iş düştüğünü ifade eden Malas, “Çocuklardaki stresi daha da artıran ya da hafifleten kişi, sizler olabilirsiniz. Bu, tamamen çocuğunuza yaklaşımınızla alakalı.” şeklinde konuştu. 

2-6-17

KAYGI, HAREKETE GEÇİRİR

Sınava girecek öğrencilerde sınavın da yaklaşmasıyla birlikte son günlerde daha fazla görülen kaygıyla ilgili konuşan Malas, kaygının her zaman kötü bir duygu gibi atfedildiğini ancak normal düzeyde olan kaygının insanı harekete geçirdiğini söyledi. Bu kapsamda kaygı yaşanmasının normal olduğunu ifade eden Malas, “Kaygı, zararlı bir duygu değildir ve insanların yaptıkları işi ciddiye alarak harekete geçmelerini sağlar. Ancak aşırı kaygı içerisinde bulunmak, kontrolünüzü kaybetmenize neden olur ve hayatı olumsuz etkileyebilir. Böylelikle insan, normalde yaptığı şeyleri yapamayacak duruma gelebilir. Sınava yakın öğrencilerde de bu tarz kaygı problemleri görülebilir.” dedi.

NORMALİN ÜSTÜNDEKİ KAYGI, MÜDAHALE GEREKTİREBİLİR

Aşırı kaygıya sebep olan faktörlerden bahseden Malas, kaygını ortadan kaldırılması için öncelikle nedenlerin bulunması gerektiğine dikkat çekti. Malas, konuyla ilgili, “Çocuğun kendisinden ya da çevrenin çocuktan beklentileri yüksek ise, bu kaygıyı artırır. Sınavlar ilgili korku ve endişe yaşamak gayet normaldir fakat bu kaygı, öğrencinin netlerini düşürmeye başladıysa ya da uyku ve iştahta değişime ve fiziksel bozukluklara neden olduysa kaygının normal seviyenin üstünde olduğu anlamına gelir. Bu tarz durumlara müdahale etmek gerekir.” ifadelerine yer verdi.

2-7-15

‘AİLELERİN TUTUMU STRES YÖNETİMİNDE ÖNEMLİ’

Kaygıya yapılacak müdahalenin ilk olarak konuşmakla başladığına işaret eden Malas, sınavın, ne kadar önemli olursa olsun, basite indirgenerek beynin rahatlatılması gerektiğini vurguladı. Sınavın başarıları ölçmede yalnızca bir araç olduğuna dikkat çeken Malas, bu kapsamda ailelere büyük görev düştüğünün altını çizdi. Çocukların kaygılarını artıran ya da azaltan en büyük faktörlerden birinin aile olduğunu söyleyen Malas, “Sınavın, dünyanın sonu olmadığını onlara hatırlatmak ve onları rahatlatmak gerekiyor. Sınav belirli şeyleri ölçse de gerçek beceri ve tüm başarıları ölçmede yeterli değil. Bunun için sınavdan başarısız olunsa bile bu durum çocuğun farklı alanlarda da başarısız olduğunu göstermez. Bu başarıları gösterecekleri başka olanaklar illa ki karşılarına çıkacaktır. Bunu öğrencilerin bilmeleri gerekir; aileler bu konuda en büyük rehber olmalı. Ailelerin çocuğa karşı tutumu, sınav öğrencisinin stresini daha da artıracak ya da azaltacaktır. Bunun yanında nefes egzersizleriyle kaygı seviyesi düşürülebilir.” diye konuştu.

‘GÜNLÜK RUTİNİNİZİ BOZMAYIN’

Sınav günü yapılması gerekenlerle ilgili tavsiyelerde bulunan Malas, günlük rutinin dışına çıkmayı önermezken; sınav haftasında sınav saatinde kalkılarak alıştırma yapılabileceğini aktardı. Son gece uyku problemlerinin ortaya çıkabileceğine de dikkat çeken Malas, “Özellikle ‘sınava geç kalacağım’ gibi bir düşünceyle o gece uyku problemi çok yaşanıyor ancak böyle önemli bir sınavda hiçbirimiz uyuyakalmayız. Olumlu düşünerek normal hayatlarındaki rutinlerine devam etsinler.” dedi.

ÖZGÜVENLERİNİ KAYBETMESİNLER!

Bu süreçte ebeveyn desteğinin önemini savunan Malas, ‘çocuklarınızı etrafındaki kişilerle kıyaslamayın’ vurgusu yaptı. Konuyla ilgili ailelere önerilerde bulunan Malas, şu ifadelere yer verdi: “Aileler bu süreçte çocukları, sınavı iyi geçsin ya da kötü geçsin, her koşulda sevdiklerini hissettirmeleri gerek. Her çocuğun kendine ait potansiyel var, yaşıtlarıyla ya da onlardan büyük kişilerle kıyaslamamalılar. Son olarak çocuğun kaygısı varsa onu rahatlatacak şeyler söylemeliler. Sınav bittikten sonra çocuğun vereceği tepkiye bağlı olarak sınav hakkında konuşulabilir ancak sonuç gelene kadar her şey olasılık dahilinde olduğu için konuşma ertelenebilir. Sınav sonucundan sonra da çocuğu suçlayıcı bir tavır sergilenmemeli çünkü çocuk bu süreçte kendine olan güvenini kaybedebilir.”

2-9-9

‘KENDİNİZİ KIYASLAMAYIN’

Pazarda zam furyası! Pazarda zam furyası!

‘Sınav gününe kadar ders çalışılmalı mı’ sorusuna yanıt veren Malas, deneme sonuçlarında gözlemlenen olumsuz yönde bir değişim varsa, çalışmanın azaltılmasının daha sağlıklı olacağını bildirdi. Malas, dikkat eksikliği ve kaygı bozukluğunun sınav döneminde daha da artabileceğini vurgulayarak, “Dikkat eksikliği, bireyin elinde olmadan oluşan ve nörolojik bir rahatsızlık olabilir. Aynı zamanda sınavın yaklaşmasıyla birlikte yaşanan kaygı da dikkate etki edebilir. Özellikle sınav anında ilk 5 dakika kaygının en yoğun yaşandığı süredir ve benim önerim, ilk dakikalarda emin olunmayan soruları işaretlemek yerine, boş bırakıp daha sonra tekrar dönebilirler. İlerleyen dakikalarda kaygı zaten düşecektir. Sınava giderken de olumsuz düşünerek kendilerini daha fazla çalışan diğer arkadaşlarıyla kıyaslamasınlar. Herkesin hedefi ve yönü farklı, bunu unutmasınlar.” ifadelerini kullandı.

HACER CEYLAN

Editör: Birkan Bakay