Ancak yeni nesil onu son genel kurulda ses getiren konuşması ile tanıdı. Eleştirilerini muhataplarına, olması gereken yerde, yani genel kurulda söyledi. Tepki gösteren de oldu, destekleyen de. Özellikle genç taraftarlar onu merak ediyordu. Şemsettin Beştav Konya Yenigün’e konuştu

Devletlerin, büyük kurumların, camiaların güçleri kriz dönemlerinde belli olur. Her şey olağan seyrinde ilerlerken görülmez bazı şeyler. O yüzden arada rakipler sanal krizlerle birbirlerinin kabiliyetlerini test ederler. Konyaspor’un en büyük sıkıntılarından biri de bu olarak görülür. Her şey normalken belki de olduğundan daha güçlü görünen yeşil beyazlı camia, kriz atmosferlerinde, olağanüstü dönemlerde, camiayı çekip çevirecek, sözü ve duruşu ile deprem geçen kadar toplumu infialden uzak tutacak, ‘ağır ağabeyler’in eksikliğini hisseder. Aslında köksüz bir camia olduğundan değildir eksiklik. Sadece küstürülmüştür eskiler. Yıllarca kulübe hizmet etmiş, zor zamanlarda gelip varlığı ile rahatlatacak isimler uzaklaştırılmıştır bir bir.

Bazıları var ki bu kısır döngüye direniyor. Konyaspor tarihinin önemli figürlerinden Şemsettin Beştav… Eski yönetimin genel kurul üyeliğinden atamadığı, küstüremediği Beştav, son yapılan genel kurulda yaptığı çıkış ve kürsüden derin itirazlar içeren konuşması ile genel kurula damgasını vurmuştu. Özellikle onun dönemine yetişememiş  genç taraftarlar onu merak eder olmuştu. 87-88 şampiyonluğunun mimarlarından, KOMBASSAN döneminin önemli figürlerinden, 2002’de kapanmanın kıyısından dönen Konyaspor’u kurtaran kayyum heyetinin içindeki isimlerden biri olan Şemsettin Beştav Konya Yenigün’e konuştu. 

Mesaj net: Konyaspor’un zenginler kulübü haline getirilmesine izin vermeyeceğiz!

Şemsettin Beştav kimdir?

1955 Konya doğumluyum. Konya Büyükşehir Belediyesi’nde 25 yıl çalıştıktan sonra emekli oldum ve 17 yıldır sigortacılık yapıyorum. Konyaspor ile tanışmam küçük yaşlarda futbol oynamam sayesinde. Konyaspor futbol okulu, genç takım ve amatör takımda olmak üzere 10 futbol oynadım. Memuriyet, askerlik derken profesyonel hayatı tercih etmedim. Konyaspor’da iki dönem yöneticilik yaptım. İlki 1987-88 sezonu, Konyaspor’un ilk şampiyon olduğu sezon. Eski tabir ile genel kaptanlık, yani futbol şube sorumlusu olarak görev yaptım. O sene Konyaspor’u 1. Lig’e, şimdiki adı ile Süper Lig’e taşıdık. 

Konyaspor’u tarihinde ilk kez şimdiki adıyla Süper Lig’e taşıyan isimlerden birisiniz. O dönemi anlatabilir misiniz? 

O dönem ben Konya Büyükşehir Belediyesi’nde personel müdürü olarak görev yapıyordum. Rahmetli Konya Valisi Kemal Katıtaş, Konyaspor’un anahtarını Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Öksüz’e teslim etti. Önceki sezon Konyaspor lige yükselemediği için büyük olaylar çıkmış ve bir sezon boyunca saha kapatma cezası almıştı. Başkan Ahmet Öksüz, yardımcısı Ali Ataman ve beni çağırarak Konyaspor’u belediyenin yöneteceğini bildirdi. Biz de kabul ettik. İçimizde Konyasporluluk ruhu olduğu için düşünmedik hiç. Önceki sene yaşanan olaylarda dolayı eski yöneticiler ve taraftar gruplarından birçok kişi hapse girmişti. Ana Vatan Partisi’nin binası taşlandı, araçlar devrildi. Büyük olaylar yaşanmıştı. 

Futbolun yönetimi tamamen size mi verildi?

Biz göreve geldikten sonra yeni bir yönetim oluşturduk. Konya’nın zenginlerinden oluşan bir yönetim geldi. Sağ olsunlar Ali Ataman ile bana hiç karışan olmadı. İkimizi yürüttük işleri. Tabi ilk olarak iyi bir teknik direktör ile anlaşmak gerekiyordu. Benim aklıma ilk olarak Özkan Sümer geldi. Bunu belediye başkanımıza söyledim. Trabzon’a gidip görüşmemizi söyledi. İki arkadaşımız ile gittik Özkan Sümer’in yanına. Hocaya teklif sunduk ancak kendisi takım çalıştırmayacağını belirterek bunu kabul etmedi. Bende, “Hocam biz genciz. Konya’ya döndüğümüzde bizimle bir işi beceremediler diyerek dalga geçerler. Hiç olmazsa Konya’ya gel, tesisler gez, takımın durumuna bak. Yine geri dön” dedim. Bunu da kabul etmedi. Daha sonra Özkan Hoca akşam bizi yemeğe davet etti. Akşam yemeği sırasında Konyaspor’un durumu konuşulurken ben dayanamadım ve ağlamaya başladım. Özkan Hoca şaşırdı ve kendisi de ağlamaya başladı. Yemeğin sonunda bizi otele bıraktıktan sonra, “Tamam Konya’ya geleceğim sizin gönlünüzü alacağım” dedi. Biz çok mutlu olduk arkadaşlarla. 

Peki nasıl ikna oldu?

Özkan Sümer Konya’ya geldi. Onun gelmesiyle şehir ayağa kalktı. Kendisine çok büyük ilgi alaka vardı. Stadyumu ve Zafer’deki kulüp binası gezdirdik. Hocanın da aklı yatmaya başladı. Teklifi kabul etti ama, “Bu çok zor bir durum. Ben her şeyi bırakıp geleceğim. O yüzden Galatasaray’da Jupp Derwall ne kadar ücret alıyorsa 1 Milyon fazlasını isterim” dedi. Yönetici arkadaşlarla aramızda istişare ettik. O dönemin en uygunu o olduğu için ve Konyaspor’un durumunu düşündüğümüzde başka çare olmadığından kabul ettik. Çünkü birçok oyuncumuz kaçıp gitmişti, sahamız bir sezon boyunca kapalıydı. İmza töreninin Ankara’da yapılmasını istedi. Gazeteciler Derneği’nde imza attık. Törene tecrübeli gazeteciler de katıldı. Önceki sene yaşanan olayları dile getirerek ‘neden kabul ettiniz’ dediler. Ama Özkan Hoca onlara en güzel cevapları verdi. Orada bize ümit doğdu. Hocaya güvenimiz arttı. 

Peki ya transfer?

Transfer çalışmalarına başladık hemen. 7 tane kiralık oyuncu getirdi Özkan Hoca. Galatasaray’ı arayarak Suat’ı (Kaya) özel olarak istedi. Bonservis ücretinin ne kadar olacağını sordular. O da, “Siz gönderin gerisini sorun etmeyin” dedi. Suat, Konya’ya geldi bonservisi ile. Burada 5 yıl oynadı. Galatasaray’a hiçbir ücret ödenmedi. 5 yıl sonra Konyaspor, Suat Kaya’yı Galatasaray’a satarak para kazandı. Bunlar hep Özkan Hoca’nın sayesinde oldu. Kiralık oyuncularda da Özkan Hoca’yı duyan herkes geldi. 

Saha kapatma cezası devam ediyordu. Peki bu durum nasıl aşıldı?

Sezon başlamadan önce 1 yıl olan saha kapatma cezasının düşürülmesi için girişimlerde bulunuldu. ANAP’ın Başkan Yardımcısı olan Konyalı Mehmet Keçeciler, Turgut Özal devreye girdi. Dönemin Türkiye Federasyon Başkanı yine kabul etmedi. Ancak onun olmadığı bir gün federasyon toplantı yaptı ve Başkan Vekili Halim Çorbalı öneriyi kabul etti. Saha kapatma cezamız 5 maça indi. Dışarıda oynadığımız 5 maçta iyi sonuçlar alamadık ama sonrasında toparlandık ve sezon sonunda şampiyon olduk. Tabi o süreçte çok çileler çektik. Gelirler düşüktü. Konyalıların çok yardımı oldu bize. İş adamları yardım etti. Belediyenin de imkanları ile takımı 1. Lig’e çıkardık. Hatta bir dönem, başka bir iş adamının üzerinden kredi çektik takım için. O şartlarda Konyaspor şampiyon oldu. 

Sezon sonu yönetimi bıraktınız. Bu süreç nasıl gerçekleşti?

Lige çıkınca yine transfer yapmak gerekiyor tabi. Ali Ataman ağabey ile o işleri de yaptık. O dönem çok güzel transferle gerçekleştirdik. Futbolu kaçırmak meşhurdu. Bonservis bedelini verdiğin zaman hemen alabiliyordun. Biz de 5 tane futbolcu kaçırdık. O transferler uzun süre Konyaspor’da oynadı. Biz daha sonrasında görevimizi bıraktık belediyede çalıştığımız için. Aynı zamanda kulüp başkanı olan Ahmet Öksüz de başkanlığı bıraktı.  

Ya ikinci dönem?

Konyaspor’daki ikinci dönemim ise 2000 yılında oldu. Kombassan dönemi. Teknik Direktör Rıdvan Dilmen ile çalıştık. Belediyeden arkadaşlar yönetimdeydi yine. Mevlüt Sarı başkanlığında bir yönetim oluştu. 1 sene başkan yardımcılığı ve futbol şube sorumluluğu yaptım. Rıdvan Dilmen 6 ay çalıştı başarılı olamadı ve ayrıldı. O şartlarda Konyaspor terfi maçlarına katıldı. Ancak oradan elendi. Adanaspor’a yenildik. Ve sezon sonunda bıraktık görevi. 

2003 şampiyonluğunda da payınız var. O süreci de anlatabilir misiniz?

Konyaspor’un tarihini yazmışlar ancak birçok yanlışlık var içinde. Kayyumdan bahsedilmemiş bile. 2002 yılında Konyaspor’da denetle kurulundaydım. Kulüpten muhasebeci İsmail Has aradı ve kulübe çağırdı. Bana, “Herkes istifa etti. Bir tek sen kaldın. Sen de istifa edersen kulüp kapanacak” dedi. Şaşırdım ben de. Kapanmaması için ne yapmak lazım dedim. “Senin kayyum olarak atanman gerekiyor” dedi. Ben de hemen adliyeye gittim. Orada avukat Mehmet Kart ağabeyimiz bana yardımcı oldu. Kayyum için dilekçe yazdık. Heyet oluşturulması gerekiyormuş. 4 kişi daha buldum. Hikmet Çay, Aziz Mavi, Mehmet Kart, Cevdet Özer ağabeylerimizi çağırdım. Ve 5 kişi kayyum heyeti olarak atandık. Ben 26 gün boyunca orada kulübü yönettim. O gün istifa etsem Konyaspor kapanacaktı. Kulüpte o gün hiçbir şey yoktu. Ne ihtiyaç varsa tanıdıkları aradım. Hepsi sağ olsun yardımcı oldu. Kulübe yakıt alındı, yemek gönderildi. Konyalılar Konyaspor’a sahip çıktı. Taraftarımızın da açlık grevi yaptığı dönem. Rahmetli Recep Kum vardı. Gerçek Konyasporlular onlar. 

Ben Vali Bey Ahmet Kayhan’ın yanına çıktım. Konyaspor’un zor durumda olduğunu ve sahip çıkılmazsa kapacağını söyledim. Vali bey beni fırçaladı. “Ne uğraşıp duruyorsun. Kapanırsa kapansın. Bizim derdimiz Konyaspor değil. En büyük dert zaten Konyaspor” dedi. Sonrasında biz yeni bir karar aldık genel kurula gidilmesi için. Belediye Başkanımız Mustafa Özkafa ile görüştük. Mehmet Köseoğlu aday gösterildi. Toplantılar yapıldı. Yeni yönetim oluşturuldu. Yeni kadro kuruldu. Şansımız yine yaver gitti ve yine Konyaspor şampiyon oldu o sezon. Kimse bize teşekkür etmedi ama Konyaspor’un kurtulması bize yetti. 

Son genel kurula damganızı vurdunuz. İtirazlarınız tepki aldığı kadar büyük de destek gördü. Özellikle sosyal medyada genç taraftarlar sizi merak etti. O çıkışınızın amacı neydi?

Konyaspor’un bütün genel kurullarına ben konuşma yaparım. Çünkü bizim görevimiz bu. Sadece benim değil bütün delegelerin konuşması gerekiyor. O gün hesap sorma vakti. Yoksa sosyal medyadan eleştirmişsin, başka yer konuşmuşsun. Bunların önemli yok. Oraya gidip hesap sormamız gerekir. 5 sene önce genel kurulda, delegelerin aidat olarak 50 TL değil 500 TL vermesi kararlaştırıldı. Ben buna karşı çıktım. “Kimse veremez o parayı. Sizde delegeleri silersiniz. Zenginler kulübü yapmayacağız Konyaspor’u” dedim. Kabul edilmedi bu. Sonrasında ise 500-600 kişi sildiler. 193 delege var şu an. Ücret ödüyorlar mı? Hayır. Onları da başkan adayları ödüyor. Şu an Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu’ndan 55 kişi var. Derebucaklılar’dan 20 kişi var. Onlar verdi mi 500 TL. Vermediler. Başkan adayları verdi. Çok yanlış bir yapı bu. 

Sizi rahatsız eden bu yapı mı?

Eskiden 950 üyemiz vardı. Yaklaşık 800 kişi silindi. Bunların hiçbiri mi vermedi aidatı? Önceden bir tezgah olduğunu düşünüyorum ben. Kendi adamlarını getirdiler. Seçimleri öyle kazandılar. Son değil bir önceki genel kurulda da aynı şey oldu. Ben ilk oturumda seçim yapılmaz diyerek gitmedim. Apar topar Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu’ndan üye yapılmış, paraları ödenmiş. İlk turda Ahmet Şan’ı seçtiler. Hilmi Kulluk’un seçilmesi de öyle oldu. 55 ASKF, 20 Derebucaklılar, 20 tane de kendi üyen varsa garantilemiş oluyorsun zaten. 

Tepkiniz daha çok Ahmet Şan’a yönelik mi? 

Benim rahatsızlığım bu yapıya. Bir de hesap sormuyor kimse. Onların da çıkıp anlatması gerekiyor. Ahmet Tarhan delege olmamasına rağmen kulübü mahkemeye vermiş. Ben şahsen utandım hesap sormadığım için. Kendisi 5 tane avukat tutmuş. Tebrik ediyorum. Bizim genel kurul üyelerimiz konuşmuyor. Sonra çıkıp mahkeme bizim lehimize sonuçlandı dediler. 1 senede mahkeme sonuçlanır mı? Neden yalan söylüyorsunuz. Valilikte komisyon kurulmuş. Bütün hesaplar inceleniyormuş. Bunlar ne kadar çirkin şeyler. Sen Konyaspor’u sebeplendireceğine kendin sebeplenmişsin. Konyaspor sana çok şey katmış. Sen hiçbir şey katmamışsın. Böyle bir menfaat olabilir mi? Ahmet Şan Konyaspor başkanı olmasaydı kim tanırdı Ahmet Şan’ı. Bunlar bütün başkanlar ve yöneticiler için geçerli. Konyaspor’daki sıkıntı bu.

Eski başkan Ahmet Şan konuşurken ayağa kalkıp itirazda bulundunuz. Toplum sizi o görüntü ile hatırlıyor. Sizi buna iten neydi?

Ahmet Şan, 15-20 dakika konuştu. Sonrasında da, “Bana iade-i itibar verildi” dedi. Ben buna sinirlendim. Sana kim verdi kardeşim iade-i itibarı? Verecek olan genel kurul ve taraftar. Verdi mi bunlar? Bir öneri verilir kabul edilirse amenna. Ben tepki gösterince taraftar alkışladı. Demek ki taraftar sana hiçbir şey vermemiş. Kendi kendine perişan etti. Daha önce de söyledim. Kendisi en başarılı başkandı. Kendi yaptıkları için kendi ayağına sıktı. Kesinlikle FETÖ veya İzmir Marşı olaylarını söylemiyorum.  Tamamen sportif hatalarını konuşuyorum. Aykut Hoca’yı 2,5 sene boyunca mahvettiler. Adamı göndermek için neler yaptın. Ama Aykut Hoca o şartlarda başarılı oldu. Aykut Kocaman Ahmet Şan’a rağmen başarılı oldu. Hala da adamı çağırıyoruz. Gelir mi artık? Gelmez. 

O çıkışınızdan sonra nasıl tepkiler aldınız?

Genel kurulda ben eleştirdikten sonra kimse yanıma gelmedi. Ahmet Şan, “Ben sana hakkımı helal etmiyorum” dedi. Bende, “Senin ne hakkın olacak bende. Asıl ben hakkımı helal etmiyorum. Senin son kullanma tarihin dolu. Tedavülden kalktın” dedim. Bunlara basında çok yer verilmedi. Ama gerçeklerin konuşulması ve yazılması gerekiyor. 

Bu yapı nasıl değişecek?

Kongrelerde bu tür yanlışlar devam ederse, her zaman aynı şey olur. Yanlışlar devam eder gider. Ayrıca Mehmet Baykan’ın divan başkanı olması yanlış. Kongreden önce Mehmet Baykan’a, “Sen şu an tarafsın. Hilmi Kulluk’u getireceksiniz. Ben biliyorum. Taraf tutma. Tarafsız yönet” dedim. Sonrasında kongrede ben oy kullanmayacağım dedi. Ben onları söyleyince bunu yaptı. Kongrede Mehmet Baykan, tarafsız kalmadı diye düşünüyorum. Divan başkanlığı da yapmaması gerekiyordu. Ben konuşma yaparken, Konyaspor’dan Samsunspor’a giden 6 Milyon TL’yi sordum. Onu dedikten sonra Baykan, süren doldu diyerek sözümü kesti. Ondan sonra ipler koptu zaten. Bize bu işin Konyaspor’un menfaatine olduğunu söylüyorlar. Ne çıkarı varsa kulübün ben anlayamadım. Çıksınlar açıklasınlar.

Seçiliş usulüne karşı çıktığınız yeni yönetimin performansını nasıl buldunuz peki? 

Yeni yönetimi yaptığı işlerden dolayı tebrik ediyorum. Doğru işler yaptılar takip ediyorum. Destekliyorum da. Store kangren olmuştu. Şimdi devredildi. Bu güzel bir çalışma. Şirketleşme olayına el atıldı. Bu da çok iyi oldu. Sponsor konusunda çalışmaların olması gerekiyor. Siyasilerden faydalanmak lazım. Siyasi yardım alınmazsa sponsor bulmak çok zor. Daha önce Torku olmuştu. Paralarını farklı yerlerde kullandılar vazgeçti.

Ya Rıza Çalımbay?

Tabi bir de Rıza hocanın konuşmalarına dikkat etmek gerek. Çok yanlış şeyler söylüyor. 4 transfer yeter demişti. Şimdi 4 tane daha istiyor. Bütçeye dikkat edilmesi lazım dedi ama 4 oyuncu daha alırsak bütçemiz perişan olur. Özel işlere çok girmemesi gerekir. Saha içini konuşması daha uygun.

Taraftara bir mesajınız var mı?

Taraftarın transferler konusunda biraz daha sakin olması lazım. Şimdi tam destek zamanı. Görmeden çok eleştirmek yanlış. Stadımızı doldurmak gerekiyor. Futbolcunun desteğe ihtiyacı var. Destek ver ondan sonra istediğin gibi eleştir. Taraftarımız çok iyi ama biraz daha olgunlaşmak gerekiyor.

YUNUS ALTINBEYAZ/MUHAMMED SAYDAM

Editör: TE Bilişim