Son 2 haftada “0” çekmiş, moral olarak yerlere düşmüş, dolayısıyla da kendilerine olan özgüvenlerini de kaybetmiş Kayserililer…

Hikmet Karamanlı Kayserispor, sahada hatırı sayılır bir ekip…

Agresif ve ısırgan…

Evinde de kolay pes eden bir takım değil…

Bu şartlarda düz mantıkla bakarsak meseleye, alınan 3 puan süper puan…

Üstelik hak ederek alınmışsa ve 2-0’dan çevrilmişse öpüp başımıza koymak lazım…

Kayserispor’da Campanharo cezalı, Bernard Mensah ile Mame Thiam sakat ve kadroda yoklar…

Tabii ki Hikmet Karaman’da tribünde…

Konyaspor’da ise sadece Eray Birnican cezalı…

İlhan Hoca, sadece forvette rotasyona gitmiş, Ahmet Hassan’ı değil, Sokol’u tercih etmiş…

İyi ki de tercih etmiş…

Konyaspor ilk 45’te beklenenden çok uzak bir görüntü verdi…

Özellikle en tehditkar silahı olan kenarlar bu yarıda çok etkili olamadılar…

Çok nadir yapılan ortalarda da Kayserispor defansı, özellikle Uğur’la bu yüksek toplarda başarılı oldu…

Kayserispor’un ilk yarıda skoru 2-0’a taşımasında savunmamızın dikkatsizliği etken oldu diyebiliriz…

Bu yarıda Amilton’un çizgide kalmaması, Sokol’un da çok topla buluşmaması dikkatimi çekti…

Bu yarıda kabul etmek gerekir ki, daha çok isteyen, dolayısıyla da içeriye 2-1 önde giren Kayserispor iyi iş çıkardı…

Bunu da atlamamak lazım…

İkinci 45’de Sokol biraz daha etkili başladı oyuna…

Bu yarıda, son 5 dakika hariç sahanın hemen hemen her bölgesinde rakibe yapılan baskı sonuç getirdi…

Sokol’un takipçiliği ile gelen beraberlik golü sonrasında oyunun gidişatı tamamen Konyaspor’a geçti…

Önceki maçlara oranla daha durgun olan Rahmanoviç ile Endri Çekici değişikliğiyle taşlar yerine daha iyi oturdu…

Ön alan baskısı ile başlanan ikinci yarıda, temsilcimiz istediğini çok çabuk alarak 61’de öne geçti…

Maç daha farklı bitebilirdi Konyaspor lehine…

O da ayrı bir konu…

Son dakikalarda Kayserililerin, çamura yatma girişimlerini hakemde yemedi, VAR’dakiler de…

Sonuç olarak; Konyaspor’un 2-0 geriden gelerek 3-2 kazanması, bana göre haftanın olayı…

Ve Sokol…

Önüne düşen top gol olunca, bu golle birlikte kendine olan güveni de geldi…

Sonrasında Sokol Cikalleshi faktörü bariz bir şekilde sahne aldı…

Tam bir saha içi lideri görüntüsü ile oyunun ve skorun seyrini tamamen takımının lehine değiştirerek fark yarattı Sokol Cikalleshi.

xxx

ANADOLU TAKIMLARINA ZULÜM EDERKEN NERELERDEYDİNİZ?

Şüphe götürmez ki, Süper Lig’in bu haftasına kadar en taktir gören iki takımından birisi Konyaspor…

Diğeri de ekonomik ve lobi olarak Konyaspor’dan fersah fersah önde olan ve iyi bir futbol aklı ile yönetilen Trabzonspor…

Bu iki takım da Anadolu’dan…

Arkalarına büyük bir ekonomik gücü almış, yetmemiş medya desteği almış, daha da yetmemiş devletten destek görmüş “üç büyükler” diye nitelendirilen kulüplerin Trabzon’un şampiyonluğunu, Konyaspor’un da ikinciliğini kabullenmesi mümkün değil…

Böyle bir görüntü işlerine de gelmez, içlerine de sinmez!

Bu onlar için hem itibar, hem de ekonomik kayıptır…

Dolayısıyla da bir kaşık suda fırtına koparırlar…

Hiç ara vermeden, TFF ile MHK’yı topa tutarlar…

Trabzonspor ile aralarındaki puan farkını geçtik…

Ben bu yazıyı yazarken, Konyaspor, Fenerbahçe’ye sekiz, Beşiktaş’a on, Galatasaray’a yirmi puan fark atmış…

Böyle olunca da, faturayı kime kesecekler?

Hakemlere!

Garibim Anadolu takımları yıllarca üç büyüklerin, “cümle kapısı” gibi oldu, gelen vurdu, giden vurdu!

Sormazlar mı adama; o zaman niye sesiniz çıkmadı?

Evet; Türkiye’nin kendine has bir futbol düzeni var…

Genel hatlarıyla bakıldığında, yukarıda da ifade ettiğim gibi, şampiyonluklar Beşiktaş’ın, Galatasaray’ın ve Fenerbahçe’nin tahakkümü altındadır…

Araya bir Trabzon, bir Bursa, bir de Başakşehir girince, Beylerin işine gelmedi!

Onun için de yırtınıyorlar…

Pastayı paylaşmak istemiyorlar…

Traj ve reyting kaybı istemeyen televizyonlar ve gazeteler, dahası devletin televizyonu bile bunlara destek veriyor…

A Sporu geçtik, TRT, devletin kanalı bile bu ligin ikinci takımı olan Konyaspor’dan yarım ağızla söz ediyor…

Sebebi belli!

Üç büyükler varken, senin orada ne işin var?

Sanki Konyaspor suç işlemiş gibi…

Özetlersem; futbolun pastası küçüldükçe, üç büyüklerle Anadolu takımları arasındaki makas kapandıkça, bunlar daha çok cayırtı çıkaracaklar!

Bundan emin olun.