Hani, siyaset için demiştik ya kırmadan dökmeden onarmak, düzeltmek ve çözüm bulmak diye, siyasetin dili de böyle olmalıdır. Her meram, söz sanatlarıyla incelikle ifade edilerek daha etkili sonuçlar elde edilebilir. Lise yıllarımdan hatırladığım hiciv şairi olan Nef’inin şu dörtlüğü çok etkileyicidir.

Bana Tahir efendi kelp demiş

İltifatı bu sözde zahirdir

Maliki mezhebim benim zira

İtikadımca kelp tahirdir(temizdir)...

Burada, tevriye sanatıyla tahir kelimesi iki farklı anlamıyla kullanılmıştır. Birincisinde tahir temiz,  diğerinde ise gerçek kişi Tahir’ kelp (köpek)  anlamındadır.

Düşünebiliyor musunuz, tarihimizde muhalefet bile sanat ile…Bir incelik, akıl-zeka ve estetik işi.

Şair Nef’i’ IV.Murat ‘a yazdığı Sözüm çok manidar olmakla birlikte sonu hazindir.

SÖZÜM
En derin uykulardan kaldırandır sözüm,
Güne el koyanları  yıldırandır sözüm.
Zemini, zamanı daralmış olanlara,
Gönüllerince zemindir zamandır sözüm.

 

Zâlim beni bir işâretle kahretse de,
Onun ordusuna karşı koyandır sözüm.
Cihân saltanatları zamanla sönerken,
Yandıkça daha da parıldayandır sözüm.


Güç verir, bilinç üretir, sevinç bağışlar,
Yüzü gülmemişlere armağandır sözüm.
Ey mutsuzluk gecesinde bunalanlar,
Müjde size, yıldızları saçandır sözüm.


Dünya bir benimdir diyenlere derim ki,
Bu sofrayı herkeslere açandır sözüm.
Varsın günün sultanları değer vermesin,
Onlar göçüp gidince de sultandır sözüm.

Yine devrin şeyhülislamı Yahya Efendi’nin kafirlikle suçlaması üzerine hayranlık uyandıran bir zeka ile şu dörtlükle cevap vermiştir:

Bana kâfir demiş Müfti Efendi

Tutalım biz ana diyelim müselmân

Varıldıkça yarın rûz-i cezâya

İkimiz de çıkarız anda yalan

Madem Şair Nef’iden söz açtık yine onunla IV. Murat’ arasındaki diyaloğa değinmesek olmaz.

Sultan Murat:”Severim seni, şair!”

Nef’î: ”Önce beni yok edip Sonra yasımı tutacak kadar…”

Sultan Murat:”Yitirdiğim her şeyin üzüntüsünü daha güçlü bir acıyla örttüm şimdiye dek.Acısı, senin acından baskın çıkacak başka kimse kaldı mı acaba, şair?”

Nef’î: “Sizinki var daha, gam çekmeyin! “

Ve devamında ekler:

Ruhu dengede tutan o kutlu ağırlık
kişinin üzerinden kalktı mı bir kez
sonsuzluk çekimine kapılır da, hünkarım,
kesiliverir ayakları yerden
ve yolunmuş tüy gibi dağılır boşluğa!