ŞİKÂYET ETMEYELİM, ÇOCUĞUMUZUN NASIL DAVRANMASINI İSTİYORSAK ÖYLE DAVRANIYOR ASLINDA

Abone Ol

11 yaşındaki danışanımın velisi şu şekilde bahsediyordu evladından:

“Evde kimseyi takmıyor Arda, kafasına göre hareket ediyor. Söz geçiremiyoruz. Ne yattığı saat belli ne de kalktığı saat. Duymuyor bizi, sağır olmuş bize. Duyduklarının ise tam tersini yapıyor. Beğenmiyor, küçümsüyor bizi. Seviyoruz olmuyor, dövüyoruz olmuyor. Ne yapacağımızı iyice şaşırdık.”

Bu şikâyet velilerimizde 2-3 yaş gibi başlıyor, ergenlik sonuna kadar devam ediyor maalesef. Çocuğun tuvalet alışkanlığını kazandığı zaman için bu tür durumların başlama noktası diyebiliriz. Bu dönemde çocuk istekleri üzerinde daha bezdirici, inatçıdır. Tahammül sınırlarınızı zorlayacak kadar zıtlık çıkarabilir, gereksiz yere ağlayıp, istedikleri olmadığında eşyaları fırlatabilir, kendini yerlere atabilir.

Ne yapacağız bu tür bir davranışla karşılaştığımızda;

Bağırmak, şiddet uygulamak gibi yanlış tavırlar çocuğunuzun daha da negatif bir tavır içine girmesine neden olmaktan başka işe yaramaz. En uygun davranış sabırlı, sakin ve kararlı olmanız, çocuğunuzun sakinleşmesini beklemenizdir. Bunun geçici bir süreç olduğunu unutmamalısınız.

Peki, başlıkta bahsettiğim gibi çocuğunuz böyle davranılmasını istediğiniz için mi böyle davranıyor:

Direkt olarak ifade edersek hayır,-kimse evladının öyle davranmasını istemez- ama dolaylı olarak evet, çocuklarımızın nasıl hareket edeceklerini, hangi yol ve yöntemi uygulayacaklarının kaldırım taşlarını biz ebeveynler döşüyoruz. Çünkü çocuk eğitiminde anne babanın tavrı ve belki de, farkında olmadan yaptıkları tutum hataları da çocuğun söz dinlememe davranışı göstermesine sebep olabiliyor. Özellikle çocuklara uygulanan katı disiplin veya tam tersi fazla gevşek bir disiplin, ebeveynlerin kararlı ve net bir tavır sergileyememesi ve çocuğa farklı mesajların verildiği kalabalık ortamlarda yetişmiş çocuklarda bu tip olumsuz davranışları daha fazla görüyoruz.

Unutmamanız gereken şey;

Çocuğunuz kendini artık sizin kadar önemli ve kuvvetli hissetmek; ciddiye alınmak istiyor. Hal böyle iken;

Sevilmediği ve anlaşılmadığı hissine kapıldığında, canı sıkıldığında ve ilgisini çeken bir aktivite bulamadığında, sınırları fazla zorlandığında, anne ve babasının sürekli diğer kardeşleriyle ilgilendiklerini düşündüğünde, uzun süre kimse onunla ilgilenmediğinde, kendini ailenin bir bireyi gibi hissetmediğinde, onun değer verdiği bir şeye sizin değer vermediğinizi anladığında, yerli yersiz nasihat ve emirler verdiğinizde, anne ve babası kavga ettiğinde ve bundan dolayı kendini güvensiz hissettiğinde çocuğunuz söz dinlemez.

Aile içi gerilimin arttığı durumlarda önce siz sakin olun ve sonra da çocuğunuzun sakinleşmesini bekleyin. Duygular çok yoğunken, yani çok kızgınken, çok üzgünken çatışmaları çözmek mümkün olmaz. Güç yarışına girmeyin. Konuşmaya başladığınızda evladınız küçük yaşta ise eylem dili –eşyalara zarar vermek yanlıştır, gibi- daha büyük yaşta ise ben dili ile – seninle tartıştığımız günlerde ben çok üzülüyorum, gibi- konuşulmalıdır.

Küsme davranışı özellikle anneler tarafından çok kullanılan bir yöntem olmakla birlikte çocuğun duygu dünyasında kırılmalar yaşamasına neden olur. Çocuğunuza kendinizin olmayacağı bir dünyanın kapısını aralamamak lazım.

Nasıl ki siz evladınızdan saygı görmek istiyorsanız siz de ona karşı saygılı olun, onu küçümsemeyin, alay etmeyin, bağırmayın, hakaret etmeyin. Onun da size bağırmasına izin vermeyin. Bazı durumlarda ergenler öfkelerini kontrol edememekteler. O tür durumlarda çocuğunuzla tartışmak yerine akıllıca davranıp münakaşaya girmeden “Şu anda çok sinirlisin, birbirimizi anlayamıyoruz ve üzüleceğim şekilde davranıyorsun.  Biraz sakinleşelim ve bu konuyu daha sonra konuşalım” diyerek yanından uzaklaşın. Saygısızlığı hoş görmeyeceğinizi ona yumuşak bir tavırla öğretin.

Sorular başka başka gibi görünse de temelinde ebeveynlerin çocuğa doğru olan davranışları uygun bir dille (sadece sözel dil değil, beden dili ve diğer tür tutumlar da dâhil) anlatamaması, çocuğun bunu anlayamaması;  yine çocuğun da kendini ebeveynlerine anlatamaması ve onların da çocuğu anlayamaması yatar. Lütfen bunu hiç unutmayın.