Konya’da bu sene mevsim normallerinin üstünde hava sıcaklıkları meydana geliyor. Bu sıcakta en çok zorlanan kesimler arasında ise hem dışarıda güneşin altında hem de alevi bol fırının başında çalışanlar yer alıyor. Konyalı esnaf, yaz aylarında çalışırken zorlandıklarını belirterek işini severek yaptıkları için alıştıklarını dile getiriyor.
“KIŞIN DAHA ÇOK ZORLANIYORUZ”
Konya’nın en sıcak günlerinde bile işinin başında olan döner ustası İlyas Yıldız, 15 senedir bu mesleği yaptığını dile getirerek sıcak yaz günlerinde döner işini yapmanın ister istemez zor olduğunu ifade etti. Dışarının sıcaklığı 35 dereceyse, tezgahının 55-60 dereceyi bulabildiğini söyleyen Yıldız, “Ama belli bir süre sonra vücut alışıyor. Mesela şu an ben dönerin başından ayrılıp dışarıya çıksam orası bana çok serin geliyor. Bazen gelen müşterilerimiz benim işin başında terlediğimi görünce terimi siliyor. Bunun yanında sıcaklarda döner işiyle uğraşmak gerçekten sabır gerektiriyor. Sonuçta bizim ekmek paramız. Herkes bu mesleği yapamaz. Kişiden kişiye değişiyor. Çünkü bazı insanlar sıcağı sevmez ve yapamaz. Ayrıca çoğu insan kış aylarında sıcak dönerin başında rahat ettiğimizi düşünüyor. Ancak bizim için tam tersine yazın daha iyi oluyor. Çünkü kışın dönerin sıcağına yüzümüz bakarken arkamız soğuğa dönük kalıyor. Bu yüzden dönercilerin çoğunda baş ağrısı kronikliği görülür. Mesleğinizi severek yaparsanız Allah illaki sabrını veriyor” diye konuştu.
“SICAKLARA KARŞI EN BÜYÜK SİLAHIMIZ; SABIR”
Sıcak havalarda fırının başında 34 yıldır çalıştığını belirten etliekmek ustası Vahit Yılmaz ise, bu sıcaklarda işinin haliyle zor olduğunu kaydetti. Bir tarafta havanın sıcak ve fırının sürekli yanında olduğunu diğer taraftan da yoğun çalışma temposu içerisinde günlerinin geçtiğini anlatan Yılmaz, şunları dile getirdi: “Ama 34 yıldır bu işin içerisinde olduğum için artık alıştım. Bu işin en büyük etkeni sabırlı olmak. Emek olmadan yemek olmaz. O emeği verebilmek için de sabretmek lazım. Sıcaklara karşı en büyük silahımız; sabır. Fırının başında yazın sıcaktan bunalırsınız, kışın ise çalışırken bir sıcak bir soğuk hissedersiniz. O yüzden kış aylarında bizim hasta olmamız kaçınılmazdır. Fırıncı ustalarının yüzde 80’inde ne vücudundan kulunç gider ne de nezlesi gribi biter. Herkes zor olan bu ustalık mesleğini yapabilir ama severek ve benimseyerek yapmak daha önemli. Ancak bütün mesleklerde olan en büyük sıkıntı yetiştirelecek eleman bulunamaması. Gençler istiyor ki; bir günde usta olsunlar. Dolayısıyla alt tabakadan yetişen ustalarımız azaldı. Gençlerin bazıları sabırsız oluyor ve aileler de yorulma noktasında evlatlarına kıyamıyor. Şimdi her şey maddiyata döndü. Eskiden gençler ilk başta kendilerini geliştirmeyi, iş öğrenmeyi düşünürdü. Hatta şu an kafasına uymayan işi yapmam diyen yeni nesil var. Ben usta olana kadar yeri geldi bulaşık yıkadım, yeri geldi esnaflara yemek dağıttım. Bir işi öğrenmeden diğerine geçemezsiniz.”