SEVGİLİLER GÜNÜ

Abone Ol

Sevgi bir güne sığar mı? Sevmek nedir? Sevgi nedir? Sevgililer günü neyin nesidir? Yaklaşık bir aydır gündemimize oturtulmaya çalışılan “Havada aşk kokusu var” “Aşka açılan kapı” “Uykunun aşk hali” “Yeter ki aşk kazansın” gibi reklâmların arka planında yatan gerçekler ne?

Sevmek ve sevilmek elbette güzeldir. Kâinatın ve insanın yaratılışında temel esas ve espri de sevgidir.

”Sevgi konuşulmaz, yaşanır. Sevgiyi konuşmak, sözün bittiği yerden konuşmaktır. İnsan ancak sevgiye dair konuşabilir. Nasıl ki sessizliğin sesi seslerin en etkilisi ise, sevgi üzerine en etkili sohbet de sükût sohbetidir. Bizim sevgi hakkında konuşmamız ya  haddimizi bilmemekten ya da cahil cesaretinden kaynaklansa gerektir” der, Mustafa İslamoğlu. 

Böyle der de sevgiyi anlatmaya ve açıklamaya, sevgiye dair konuşmaya devam eder. “Sevgi kalbin iradesidir, irade aklın sevgisidir. Sevgi, insanın insana sunabileceği ölümsüz hediyedir. İbadet dünyada olup biter, muhabbet ahirette de devam eder. Sevginin kaynağı Allah'ın varlığa koyduğu cazibedir, cazibenin kaynağı ise Allah'ın el-Vedud ismidir.”

“Sevgi ışık, sevgisizlik karanlık gibidir. Sevgi harcandıkça çoğalan sermayedir. En büyük sevgi en büyüğün sevgisidir. Biz var olanı severiz, Allah sevince var olur. Allah için sevmek, sevgiyi ölümsüzleştirmektir. Allah'tan korkmak, Allah'ın sevgisini yitirmekten korkmaktır. Kaynağında Allah'ın bulunmadığı sevgi, geçici ve uçucu sevgidir.”(Kur'an'a Göre Esmâ-i Hüsna 1.Cilt, bak: el-Vedud)

Evet, günümüzde insanların pek çoğu, birbirlerini nasıl ve niçin daha çok seviyorlar? Tam bir araştırma konusu.

Sevginin temeline oturttuğumuz temel değerler nedir? Birbirimizi Allah için mi yoksa başka şeyler için mi seviyoruz? Birbirimizi Allah için mi, partimiz için mi, taraftarı olduğumuz futbol takımı, sendika, dernek vs. için mi, dünyalık bir çıkar için mi çok seviyoruz? Sevgide ölçülerimiz ve kriterlerimiz var mı? Gerçek sevgiler nerede, birbirini gerçekten sevenler nerelerde? Leyla ve Mecnun, Kerem ile Aslı, Tahir ile Zühre, Ferhat ile Şirin'ler neden yoklar? Sevgili deyince, aşk deyince, Dost deyince akla neden hep behimi düşünceler, meşru' olmayan ilişkiler, cinsel ve bedensel  arzular  geliyor?

İskender Pala'nın “Hakikatli Sevgili” isimli bir makalesini okumuş ve çok beğenmiştim. Yazısında iki gencin hikâyesine yer veriyor, gerçek sevginin gerekirse candan bile vaz geçilmesi gerektiğini anlatıyordu. İki hikâye de fazla yer kaplayacağı için, yerimizin de dar olması nedeniyle buraya alamıyorum.  

İskender Pala,  “Aşk ve sevgi! İçinde muhabbet, alâka, yakınlık, dostluk, meveddet, mürüvvet ve daha pek çok insani hasletlerin gizlendiği dünya. Bazen şefkatin, bazen himayenin, bazen merhametin adı! İlahi anlamda yalnızca bir hedefe, Sevgiliye bakmak, beşeri anlamda ise aynı hedefe birlikte bakmak” dedikten sonra şöyle devam ediyor:

Sevgililer günü diye bir icad var artık. Bize dışarılardan dayatılmış bir anlayış. Ve aşkın yalnızca beşeri bir boyutunu görüyor, başka sevgileri ve sevgilileri de hariçte tutuyor. Evet. Varsayalım ki biz de bu mânâda “sevgili” diyeceğimiz kişiyi, can yoldaşımızı hatırlayacağız, onu hediyelerle, çiçeklerle hatırlamadan evvel kalbimizde hatırlamaya kim itiraz edebilir? Üstelik bunu bir gün değil, her gün yapmamız gerektiğini ihtara ihtiyaç var mıdır? İşte bu daimi hatırlamadır ki bizi ismete, ahlâka, nezahete, ve necata götürür. Bu da bizim canına sevgili arayan behimi yanımızı yontup sevgili için can götüren insani hasletimizi teraziye koyacaktır”(Zaman, 14.02.2006)

Evet, sevgi emek ister, sevdiğine zaman ayırmak ister, sevdiğine sadakatle, sevgiyle, saygıyla, sabırla yaklaşmak ister. Sevgi fedakârlık ister.

Sevgi karşılıklı bakışmayı değil, bir birine bakmayı değil, birlikte aynı hedeflere bakmayı,  birbirini unutmamayı gerektirir.

Bugün insanların neyi çok sevdiğini anlamak isterseniz, onun neden kimden daha çok söz ettiğine bakıp anlayabilirsiniz. 

Sevgiyi ve aşkı,  ticarete, paraya alet etmeden, yılda bir gün değil de her gün Allah için yaşayan ve yaşatanlara ne mutlu.

Sevgiye dair o kadar çok söz var ki. Dedik ya sevgi konuşulmaz. Sevgi yaşanır. Sevgiyle kalın, sevgili okuyucular.

HEM NALINA HEM MIHINA

MUHTAR ADAYLARI

Yerel seçimlerde Muhtar adayları, Belediye Başkan adaylarına göre daha çok çalışıyorlar. Afişler, pankartlar, resimler, broşürler mahalle aralarında boy göstermeye başladı. Harıl harıl çalışıyorlar.

Her mahallede en az beş altı aday. Sebzeci, ayakkabı tamircisi, Avrupa emeklisi, bakkalı, berberi, terzisi her meslekten olanı var.

Hepsinin hedefi Muhtar olup, 850 TL'yi almak ve mahalleye hizmet etmekmiş.

-Ne yapsak biz de mi aday olsak acaba?

SAADET KART

Saadet Partisi, seçimlere en hızlı hazırlanan partilerden biri! Başkanlar seçilirse belediyelerdeki israfı önleyecekler ve her vatandaşa bir SAADET KART vereceklermiş, Bu kartla vatandaşlar ucuz su, ucuz ulaşım, ucuz doğalgaz gibi imkânlardan yararlanacakmış.

-Bence güzel fikir. Güzel de bu değirmenin suyu nerden gelecek, nasıl gelecek? Bir de onu anlasak.

                                                          GÜNÜN SÖZÜ

ALLAH'IM BANA SENİN SEVGİNİ, SENİ SEVENLERİN SEVGİSİNİ, SENİN SEVGİNE ULAŞTIRACAK AMELLERİN SEVGİSİNİ NASİP ET.

ALLAH'IM SENİ ÖYLE SEVEYİM Kİ, SENİN SEVGİNİ BANA, KENDİ NEFSİMDEN, AİLEMDEN VE SOĞUK SUDAN DAHA İLERİ KIL.

                                                                                                    Hz. DAVUD (a.s.) 

                                                 DÜZELTME VE ÖZÜR

12.02.2014 Çarşamba günü yayınlanan “Cep Telefonları ve İçimizdeki Yalnızlık” başlıklı yazımız, sehven ve teknik bir hata nedeniyle “Yazmanın Sorumluluğu ve Zorunluluğu” olarak çıkmıştır. Düzeltir, okuyucularımızdan özür dileriz.