YEREL

Şehit Abdullah Taha Koç'un babası: Çanakkale ruhunu dirilttiler

Abone Ol

Bir babanın en ağır yükü... Şehit oğlunun tabutunu taşıdı. Şehit oğlu Abdullah Taha Koç’u anlatan baba Ahmet Koç, “o genç nesile örnek oldu. Tüm Türkiye’den gençler arıyor, Abdullah abim gibi asker olmak istiyoruz diyorlar. Bizim de onurumuz, gururumuz oldu” dedi

“Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm.

Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm”

Şehitlerimiz yazı dizisinde bugün 'Komutanım jetler tepeyi vursun. Gerekirse biz burada şehit olalım. Bu hainler de burada gebersin' diyerek Afrin Şehitler Tepesi'nde 8 arkadaşıyla beraber şehadete eren Astsubay Abdullah Taha Koç'un aziz hatırasını yâd ediyoruz. Ruhun Şâd olsun ey şehit…

1 Mart 2018 tarihinde Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin’e yönelik düzenlenen operasyonda şehit düşen Konyalı Jandarma Astsubay Çavuş Abdullah Taha Koç, unutulmayacak bir kahramanlık hikayesi bıraktı. Vakarlı duruşuyla tüm Türkiye’nin sevgisini kazanan baba Ahmet Koç, “Oğlum Abdullah Taha ve silah arkadaşları Afrin’de iman gücüyle bir zafer kazandı ve Afrin’i asıl sahiplerine teslim etti. Afrin’de Çanakkale ruhunu dirilttiler“ dedi.

BİR BABANIN OMZUNDAKİ EN AĞIR YÜKÜ

TÜRK Silahlı Kuvvetleri’nce (TSK) Afrin’deki terör örgütlerine yönelik sürdürülen 'Zeytin Dalı Harekâtı’nda şehit olan Jandarma Astsubay Çavuş Abdullah Taha Koç şehadetinden kısa bir süre önce “Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm” dizeleriyle akıllarda kaldı. Şehidin babası Ahmet Koç, oğlunun Türk Bayrağı'na sarılı tabutunu uçaktan cenaze aracına kadar askerlerle birlikte omzunda taşıyarak bu bizim için en büyük gurur diyerek oğlunun şehadet haberini de eşine “Gözün aydın hanım şehit anası oldun” cümleleriyle ifade etmişti.

ŞEHADETİ TÜRKİYE’Yİ YASA BOĞDU

Bornova Jandarma Komanda Tugay Komutanlığı'nda görevli 3 yıllık Astsubay Çavuş Abdullah Taha Koç, 20 Şubat günü birliğindeki silah arkadaşlarıyla birlikte 'Zeytin Dalı Harekâtı'na katıldı. Astsubay Koç, doğum gününden 1 gün sonra Afrin'in Bilal köyü mevkisinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit düştü. 4 çocuklu Koç ailesinin en büyük oğlu şehit Koç'un şehadeti Türkiye’yi yasa boğdu.

"ÖLÜMSÜZLÜĞÜ TATTIK"

Jandarma Astsubay Çavuş Abdullah Taha Koç'tan geriye, kendisine uzatılan mikrofona okuduğu şiir kaldı. Abdullah Taha Koç: "Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.' Bu düşünceyle Allah'ın izniyle Afrin'e girip asıl sahiplerine teslim edeceğiz." ifadelerini kullanmıştı.

GEREKİRSE BİZ BURADA ŞEHİT OLALIM

Çatışmada şehit düşen Abdullah Taha Koç’un ‘Komutanım jetlerimiz tepenin yamacını vursun, biz zaten emniyetimizi aldık. Gerekirse biz burada şehit olalım, bu hainler de burada gebersin” sözleri akıllardan hiç çıkmadı. Şair Erdem Beyazıt’ın 'Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm' sözlerini de okuyan Şehit Abdullah Taha Koç, okuduğu bu şiirle vatan sevgisini, bayrak sevgisini ve Türk askerinin cesaretini ortaya koydu.

DAHA ÖNCEDEN GAZİ OLMUŞ

Şehit oğlunu anlatan şehit babası Ahmet Koç, “Abdullah Taha’nın fıtratı çok kıpır kıpırdı. Çok hassas, disiplinli, askeriyeye uygun birisiydi. ‘Uzaklara gideceğim’ derdi hep. İlk görev yeri de Batman’dı. İlk görev yerinde gazi olmuş. Şarapnel parçası sağ baldırına girmiş, orada kalmış. Bize dedi ki; ‘Tatbikatta oldu’ O parça rahatsız etmeye başlayınca doktora gidelim dedik. Doktor, ‘oğlum bu nasıl oldu?’ diye sordu. Ona da ‘tatbikatta oldu’ cevabını verdi. Doktor anladı aslında ama ‘tamam oğlum’ diyerek kapattı. ‘Bu parça biraz derinde bunu buradan çıkaramayız. Bu sana bir hediyedir’ dedi. Abdullah Tahamız şehit olduktan sonra öğrendim ki; 4 tane teröristi silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirmişler. Ondan dolayı da takdir belgesi almışlar. Ah Taham Ah Sen ne kadar mütevaziymişsin. O aldığı takdirlerden hiç bahsetmedi. İzmir’de 3 bin metre koşuda birinci gelmiş takdir almış onu da bize söylemedi. Öyle Mütevaziydi.” diye konuştu.

ABDULLAH TAHA’DA İMANİ BİR DURUŞ VARDI

Abdullah Taham’da imani bir duruş vardı diyerek sözlerine devam eden baba Ahmet Koç, “En son izne geldiğinde annesini girip çıkıp öpüyor. Ben de annesine dedim ki; yahu bu normal değil… Meğerse hasret gideriyormuş yavrum. En son annesiyle telefon konuşması var. Anne diyor; ‘Burada çok yağmur var. Her gün yağmur yağıyor. Fakat elektrik su yok.’ Abdullah Taham çok titiz birisiydi. Duş almadan yatmazdı. Annesi de ‘olur oğlum, inşallah düzelir’ demiş. Bir de ‘aman oğlum su yok diye sakın namazını ihmal etme. Teyemmüm al namazını kıl’ demiş. Abdullah Taham çok hassastı. Özellikle namazı konusunda çok hassastı.” Şeklinde konuştu.

ABDULLAH TAHAM SÖZÜNÜN ERİYMİŞ

Oğlum sözünün eriymişsin cümleleriyle boğazı düğümlenen Ahmet Koç, “Gazeteciler, 22 Şubat 2018 tarihinde Abdullah Taha ile röportaj yapmış. Şair Erdem Beyazıt’ın 'Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm' şiirini okumuş. Akşam annesini aradı. “Anne televizyonlarda beni gösterecekler izleyin” demiş. Akşam televizyonlarda hep izledik. Annesi bu şiiri paylaşıyor. Annesini arıyor. “Anne bunu durumundan kaldır ben böyle şeylerden hoşlanmam” demiş. Ben bu şiir nereden çıktı Taham diye soramadım. Bazı televizyon kanallarında Abdullah Taha’yı izledik. Hatta bir televizyon kanalı “Allah’ın izniyle” kısmını kaldırmış. Orada “Allah’ın izniyle Afrin’e gireceğiz. Afrin’i asıl sahiplerine teslim edeceğiz” dedi. Afrin’in asıl sahibi kim? İnsanlara soruyorum. Taha çok bilinçli konuşurdu. “Oğlum sen sözüyün eriymişsin. Sözünü tuttun ve Afrin’i asıl sahiplerine teslim ettiniz” dedim. Afrin’in asıl sahibi bizdik. İnşallah bayraklarımız orada hep dalgalanacak. Oralar için şehit kanı döküldü. Taha ve arkadaşları orada Çanakkale ruhunu diriltmişler. Tam 8 saat çatışmışlar.Uğur Günaydın diye bir arkadaşı ile telsizde konuşuyor. Buğra diye arkadaşı TİM komutanıydı. O omzundan yaralanınca Abdullah Taha emir komutayı alıyor. Eline telsizi alıyor. O tepeyi almak için sonuna kadar çatışıyorlar. “Gerekirse burayı da vurun. Burada şehit olalım. Bu hainler gebersin” diyor…Bu sözü herkes söyleyemez. Bu söz normal bir söz değil. Bu imanın gücüdür. Burada manevi bir güç var. İnsanlar devamlı soruyor nasıl bu sözleri söyledi diye? İman gücüdür bu. Ben bile bunu duyduğum zaman ürperdim.” Dedi.