Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, bundan yaklaşık 9 ay önce yapılan seçimlerle göreve gelmişti. 

Rektör Prof. Dr. Mustafa Şahin göreve, oldukça karmaşık bir dönemde başladı. 

17-25 Aralık operasyonları ile birlikte paralel yapının niyeti ortaya çıkmıştı. Rektör Şahin'in de sürekli dillendirdiği bir konu vardı. Bunu özellikle rektör olduktan sonra sıklıkla vurgulamaya başlamıştı. Onun düşüncesine göre Selçuk Üniversitesi paralel yapının eğitim kanadının bir üssü haline getirilmişti. 

Sonrasında yaşananlar aslında Prof. Dr. Mustafa Şahin'in söylemini doğrular nitelikteydi. Zaten ilk iş olarak da FETÖ ile mücadeleye girilmiş üniversitede. Bunun yansımalarını da gördük zaten. 

Selçuk Üniversitesi Prof. Dr. Mustafa Şahin döneminde paralel yapıyla mücadele kapsamında ilk somut adımını Mevlana Üniversitesi ile tüm ilişkilerini bitirerek attı. 

Selçuk'un 104 bin metrekare tapulu arazisi üzerinde bulunan ve kiraya ticari müessese kurulması şartıyla verilmiş olan alana mahkeme kararıyla eğitimi de şerh düşerek Mevlana Üniversitesi'ni kurmuşlar burada. 

Mevlana Üniversitesi ile Selçuk Üniversitesi arasındaki bağın tamamen kopmasının ardından Mevlana Üniversitesi yöneticileri Prof. Dr. Mustafa Şahin'i adeta tehdit etmiş. 

Dönemine bakıyoruz. Mart ayı... Mustafa Şahin'in ifadesiyle tehditler savuran bu şahıslar 6-7 ay sonrasına (15 Temmuz sonrası) işaret ederek bu yaptığınızın altından kalkamaz, orada kalırsınız demişler. 

Buradan ben, Mevlana Üniversitesi yöneticilerinin de darbe girişiminden o zamanlarda haberdar olduklarını, bu yapının bir parçası olduklarını anlıyorum. 

Selçuk Üniversitesi, bir önceki rektörü olan, paralelci olduğu bilinen Prof. Dr. Hakkı Gökbel döneminde çok kan kaybetti. Kan kaybından neredeyse kangren oluyordu. Türkiye'nin en büyük üniversitelerinden biri olan Selçuk'un akademik kadrosu günden güne eriyordu. 

O dönemde yazdık...

Dedik ki, Selçuk Üniversitesi'ne paralel yapı ile bağlantılı bir rektör başta olduğu için kadro verilmiyor...

Bu yüzden mezunu olduğum Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden örnek vermiş, bu fotoğrafın büyüğüne işaret etmiştim. 

O dönemde Selçuk Üniversitesi yöneticilerinden bazıları geri dönüş yapmış ve yazdıklarımın gerçeği yansıtmadığını söylemişler, üniversitede kadro sıkıntısının YÖK'le alakalı olduğuna işaret etmişlerdi. 

Şimdi Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin'in akademik kadroya yönelik en büyük vaadi 2017 yılının sonuna kadar kadrosu gelip de kadrosunu alamayan bir tek akademisyenin dahi kalmayacağı yönünde...

Peki madem YÖK ile alakalıydı, YÖK hiçbir üniversiteye yeni kadro açmıyordu da Prof. Dr. Mustafa Şahin bu kadro vaadini neye dayanarak veriyor?

Selçuk Üniversitesi bu şehre değer katan bir üniversite. 

Bilgiyi üretiyor. Ürettiklerini şimdiye kadar ticarileştirebilme konusunda geride kaldı. Ama inşallah bundan sonraki süreçte bu da açılacak. 

Bu kapının aralanacağına işaret eden cümleler de kurdu Rektör Hoca... Üniversitenin yerli otomobille ilgili ciddi bir çalışması var. Yaptıkları bir araştırmaya göre Konya'da 232 firmada 2 bin 200 farklı otomobil yedek parçası üretiliyormuş. 

Selçuk'ta şimdilerde FETÖ'cüleri temizlemek için ciddi bir mücadele var. Devam ediyor...

Belki kurunun yanında yaş da yanıyor. Ama yaş olan yanmaz. Kendisini aklamasını bilecektir. Rektör Hoca da ekibi de bu konuda oldukça hassas davranıyor. 

İnşallah bundan sonraki süreçte Selçuk Üniversitesi yeniden besmele çekmiş ve yoluna devam etmiş olacak. 

Rektör Hoca, Konya'daki gazetecilerle biraraya geldiği toplantıyla şeffaf bir yönetim tarzı benimsediklerini de göstermiş oldu. 3-4 aylık periyodlarla bu toplantıları düzenleyeceklerini de ifade ederek, bu şeffaf sürecin devam edeceğine işaret etti. 

Selçuk için yeniden doğuş olduğuna inandığım bu dönemin hayırlı olmasını dileyerek sözlerime son veriyorum.