Seçimin ardından

Abone Ol

Oldukça çekişmeli bir seçimi geride bıraktık. Ortaya çıkan sonuçları daha önce Meclis'te grubu bulunan siyasî partiler açısından değerlendirdiğimiz zaman sonuçtan herkesin memnun gibi göründüğünü ama aslında kimsenin memnun olmadığını söyleyebiliriz.

İktidar partisi bu seçimden de birinci çıktığı için memnunmuş gibi görünüyor ama tek başına iktidar olma şansını kaybettiği için mutsuz.

CHP 13 yıllık AKP iktidarı sona eriyor diye sevinç çığlıkları atıyor; hatta taban, Kılıçdaroğu'nun Başbakan olacağını hayal ediyor ama aslında düşündüğü oy oranını yakalayamadığı için rahatsız.

MHP oylarını yüzde üç oranında arttırdığı için mutlu olsa da tabanın beklentisi yüzde on sekizin üzerindeydi. Üstelik HDP'den yaklaşık yüzde üç daha fazla oy aldığı halde milletvekili sayıları eşit. Bazı illerde çok az farkla bir milletvekili daha çıkarma şansını kaybetti. Konya ve Adana gibi! Bu durum hem genel merkezi hem tabanı rahatsız etti. Ama tabanın en büyük rahatsızlığı HDP'nin beklentilerin üzerinde bir oy alarak Meclis'e girmesi. Bununla beraber AKP'nin oy kaybı, kaçan oyların bir kısmının MHP'ye gelmesi ve AKP'nin tek başına iktidar olma şansını kaybetmesi önemli bir teselli kaynağı.

Herkesin ittifak ettiği husus bu seçimden en kârlı çıkan partinin HDP olduğu! Böyle bir sonucu belki kendileri bile beklemiyordu. Şimdi oturup yeni stratejiler geliştirme derdindeler.

AKP cephesinden baktığımız zaman ciddî bir rahatsızlığın olduğu ortada. Bu sadece oy kaybı ile izah edilebilecek bir husus değil. Sayın Başbakan ile Sayın Cumhurbaşkanı arasındaki ilişkiler de tartışılmaya başlandı. Bazı çevreler oy kaybının faturasını Sayın Cumhurbaşkanına kesmeye çalışırken, bazıları Sayın Davutoğlu'nun genel başkanlığı ve başbakanlığı kaybedebileceği görüşünde. 

Sonuç ne olur bilinmez ama AKP tabanı dışarıya karşı rahat bir tavır sergilemeye çalışsa da aslında içten içe kaynamaya başladı. Özgüvenlerini yitirdiler. İlk günden itibaren sosyal medyada, özellikle kendi aralarında yaptıkları paylaşımlara baktığımızda bu durum daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.

Seçimden sonra oy vermeyenleri hainlikle hatta kâfirlikle itham edenleri mi ararsınız, 100 Ayetel kürsi,100 İhlas 100 Yasin okuyalım, yüz kere salâvat getirelim ilh. şeklinde kampanya başlatanları mı? Bazı fanatikler gözü dönmüş gibi nereye saldıracaklarını bilemiyorlardı. Oysa nihayetinde bu bir seçimdir. Kazanmak kadar kaybetmek de var.

Gelinen noktada, koalisyonlara sıcak bakmayan AKP, koalisyon arayışlarına girmeye başladı. Bazı çevreler Sayın Cumhurbaşkanı'ndan çok büyük kerametler bekliyorlar. Bu sonucu onun plânladığını, her şeyin belli bir hesap kitap içinde yürütüldüğünü, Cumhurbaşkanının B, C, D plânlarının olduğunu söyleyenler var.

Ama bir yazımızda da belirttiğimiz gibi hiçbir iktidar bin yıl sürmez. Mahkemeye kadıya mülk değildir. Milletin ne zaman neye nasıl tepki vereceği de belli olmaz. Bugün vezir ettiğini yarın rezil de edebilir. Onun için iktidar sahiplerinin güç sarhoşluğuna girmemesi, adımlarını dikkatli atması gerekir. Hesaplar ve plânlar yapabilirsiniz. Ama unutmayın ki sizin olduğu kadar Allah'ın da bir hesabı var ve bu hesap asla şaşmaz.

2002 seçimlerinde halkın neler yapabileceği görülmüştür. İktidar partilerini barajın altına çeken ve iki tanesini de tarihin karanlıklarına gömen halk, yeni kurulan bir partiyi tek başına iktidar yapmıştır.

Her seçim sonrası olduğu gibi bu seçimlerden sonra da halk ne demek istedi tartışmaları yaşanmaya başlandı. Gazeteciler, akademisyenler, siyasetçiler bu sonuçlara bakarak halkın ne demek istediğini tespit etmeye çalışıyor.

Halkın böyle durumlarda bir ortak iradesinden söz edilemez. Milli irade denilen şey, tek tek her bir ferdin iradesinin sandığa yansımasından başka bir şey değildir. Onun için halk ne demek istedi tartışmalarını her zaman boş tartışmalar olarak görmüşümdür. Halk bir şey demedi. Diyemez de zaten. Halkın ne ortak bir aklı var ne de ortak bir ağzı. Herkes kendi partisinin tek başına iktidar olmasını istedi. HDP hariç, ne AKP'liler böyle bir sonucu arzu etti ne de diğerleri! O zaman halk ne demek istedi tartışmalarını bir kenara bırakıp her partinin beklediği oyu neden alamadığının, nerede hata yaptığının hesabını yapması gerekir. Bu noktada hesabı en karışık ve çetrefilli olan parti iktidar partisi.

Ne diyelim, herkese kolay gelsin!